14. Hukuk Dairesi 2016/4240 E. , 2016/8870 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi (Ticaret Mah. Sıfatıyla)
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 04.10.2007 gününde verilen dilekçe ile elatmanın önlenmesi ve tazminat istenmesi üzerine bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 14.10.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ve davalı vekilleri tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü:
KA R A R
Dava, elatmanın önlenmesi ve tazminat istemine ilişkindir.
Davacı vekili, müvekkilinin 840 ve 841 parsel sayılı taşınmaz üzerinde 2015 yılına kadar intifa hakkı bulunduğunu, gayrimenkul üzerinde akaryakıt istasyonu işletmesi için davalıya ariyet olarak menkuller verildiğini, taraflar arasında yapılan 16.12.2004 tarihli akaryakıt bayilik sözleşmesi ve ek ariyet sözleşmesi gereğince gayrimenkul üzerindeki şirketlerine ait menkullerle birlikte 16.12.2015 tarihine kadar kullandırma hakkı tesis edildiğini, davalının da sözleşmede belirlenen hususlar çerçevesinde akaryakıt alıp satmayı taahhüt ettiğini, bayilik sözleşmesinin 13. maddesi uyarınca davalının yıllık 1000 ton akaryakıt almayı taahhüt etmesine rağmen hiç akaryakıt almayarak sözleşmeye aykırı davrandığını, bu nedenle sözleşmeyi tek taraflı olarak feshettiklerini ve ariyetlerle birlikte akaryakıt istasyonunun tahliye edilerek tesliminin davalıya ihtar edildiğini, ancak davalının istasyon ve ariyetleri teslim etmediğini ileri sürerek davalı tarafa kullanım amacıyla teslim edilen menkullerin geri verilmesini, aynen teslim mümkün olmadığı takdirde menkullerin 35.235- Amerikan Doları bedelinin fiili ödeme tarihindeki Türk Lirası üzerinden faizi ile tahsilini ve 840 ve 841 parsel sayılı akaryakıt istasyonu niteliğindeki gayrimenkulün tahliyesi ile davalıya verilen bir adet kurumsal kimliğin iadesini talep etmiştir.
./..
2016/4240 - 2016/8870 s-2-
Davalı vekili, ariyet konusu malların aynen tesliminin mümkün olduğunu ve teslim etmeye hazır olduklarını beyan etmiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile akaryakıt istasyonunda bulunan ve davalıya teslim edilen bir adet kurumsal kimliğin davalıdan alınarak davacıya teslimine, davalının 840 ve 841 parsel sayılı taşınmazlardan tahliyesi ile boş olarak davacıya teslimine ve davacının kanopi bedelinin tahsili talebinin reddine dair verilen kararın temyizi üzerine; Rekabet Kurulunun 12.03.2009 tarihli kararına göre davacının intifa hakkının süresinin sınırlandırıldığı, elatmanın önlenmesi talebinin konusuz kaldığı, gelişen bu durum karşısında karar verilmesine yer olmadığına dair hüküm kurulması ve bunun sonucunda da sökülmesi halinde hurdaya çıkacağı belirlenen kanopi bedelinin davacıya ödenmesine karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle Dairemizce hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyulmuş ve davanın kısmen kabulü ile 840 ve 841 parsel sayılı taşınmazlar üzerindeki elatmanın önlenmesi talebi hakkında davanın konusuz kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına, aynen iadesi mümkün olmayan bir adet kanopinin bedeli olan 25.985- Amerikan Dolarının dava tarihi olan 04.10.2007 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte ifa zamanındaki memleket parası karşılığının davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
Hükmü, taraf vekilleri temyiz etmiştir.
Hükmün hangi hususları kapsayacağı 6100 sayılı HMK’nun 297. maddesinde belirtilmiştir. Ayrıca hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir.
Bu biçim yargıda açıklık ve netlik prensibinin gereğidir. Aksi hal, yeni tereddüt ve ihtilaflar yaratır, hükmün hedefine ulaşmasını engeller, kamu düzeni ve barışı oluşturulamaz. Bozma kararı ile ilk hüküm hayatiyetini ve ifa kabiliyetini yitirir.
Bozma kararından sonra bozmaya uyularak verilen hüküm yeni bir hükümdür. Bozmaya uyularak tesis edilen hükmün, tüm istekleri karşılar şekilde yeniden yazılması gerekir.
Somut olaya gelince, dava kalemleri arasında yer alan bir adet kurumsal kimliğin davalıdan alınarak davacıya iadesine ilişkin istem hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemesi doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir.
../...
2016/4240 - 2016/8870 s-3-
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 31.10.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.