16. Hukuk Dairesi 2015/10074 E. , 2017/6338 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : KADASTRO
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sırasında ... Köyü çalışma alanında bulunan 101 ada 24 parsel sayılı 32.988, 66 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz tapu kaydı, vergi kaydı, irsen intikal, hibe ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle çayır vasfıyla.... ve müşterekleri adına tespit edilmiştir. Davacı Hazine, toprak tevzi çalışmaları sonucunda oluşan tapu kaydına dayanarak dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine, çekişmeli taşınmazın tespit gibi tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı Hazine temsilcisi tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, davalı taraf lehine 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 14. ve 46. maddelerinde düzenlenen edinme koşullarının gerçekleştiği kabul edilerek yazılı şekilde karar verilmiştir. Ne var ki; taşınmazın niteliğinin belirlenmesi bakımından yapılan araştırma ve inceleme yeterli bulunmamaktadır. Şöyle ki; mahkemece icra edilen ilk keşifte, çekişmeli taşınmazın yoğun şekilde suyla kaplı olduğu ve yüzeyinde su birikintileri bulunduğu, ikinci keşifte ise taşınmazın bir kısmının sulak halde olup, bu kısmın yer yer kamış bitkileri ile kaplı olduğu mahkeme hakimi tarafından gözlemlenmesine ve ayrıca ilk keşif sonucu düzenlenen 03.06.2013 havale tarihli tek ziraat bilirkişi raporunda taşınmazın kuzey kanadının bataklık olduğu ve bu bataklığın bir kısmının da çekişmeli taşınmaz içerisinde bulunduğu, 18.12.2014 havale tarihli raporda ise taşınmazın çayır (sazlık ve kamışlık) niteliğinde olduğu belirtilmesine karşın; jeolog bilirkişi ve üç kişilik ziraat mühendisi bilirkişi kurulundan taşınmazın niteliğinin net olarak saptanması bakımından rapor alınmamış, taşınmazın kısmen ya da tamamen bataklık-sazlık gibi yerlerden olup olmadığı ortaya konulmamış, bataklık olarak belirtilen bölüm ile tarım arazisi olarak belirtilen bölüm birbirinden ayrılarak denetime elverişli şekilde haritada gösterilmemiş, bu surette zilyetlikle edinme koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediği somut olarak belirlenmemiştir. Eksik inceleme ve araştırmaya dayalı olarak karar verilemez. Hal böyle olunca; doğru sonuca varılabilmesi için, mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek üç kişilik yerel bilirkişiler ve taraf tanıkları ile bir jeoloji mühendisi ve üç ziraat mühendisi bilirkişinin katılımıyla yeniden keşif icra edilmelidir. Keşif sırasında mahalli bilirkişi ve tanıklardan, taşınmazın öncesinin ne olduğu, kim veya kimler tarafından hangi tarihten beri ne şekilde kullanıldığı, bataklık ya da sazlık gibi yerlerden olup olmadığı ve zilyetliğe konu edilmeyen kısımları bulunup bulunmadığı etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, bir jeoloji mühendisi ve 3 ziraat mühendisi bilirkişiden oluşacak heyetten, taşınmazın toprak yapısı, bitki örtüsü ve niteliğini, bataklık - sazlık niteliğinde bulunan yerlerden olup olmadığını, tarım arazisi niteliği ile kullanıp kullanılmadığını açıklayan ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı, fen bilirkişisine keşfi takibe imkan verir kroki düzenlettirilmeli, çekişmeli taşınmazın farklı nitelikteki kısımları varsa bu kısımlar haritada ayrı ayrı gösterilmeli, çekişmeli taşınmazı her yönünden gösterir fotoğrafları çektirilerek bu fotoğraflar üzerinde taşınmazın sınırları işaretlenmeli, bundan sonra toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir. Mahkemece, belirtilen hususlar göz ardı edilerek eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 10.10.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.