Esas No: 2022/9140
Karar No: 2022/12799
Karar Tarihi: 06.12.2022
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2022/9140 Esas 2022/12799 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Mahkeme, gerçeğe aykırı beyanda bulunmak suçuna yönelik kararda vekalet ücretine hükmedilmesinin kanuna aykırı olduğunu belirterek hükmü bozdu. İİK 89/4 maddesi uyarınca talep edilen tazminat talebine yönelik ilk kararın Yargıtay tarafından bozulduğu ve tazminatın miktarının 220.000 TL ile sınırlı olması gerektiği belirtildi. Ancak dava dilekçesinde dava değerinin belirtilmemesi ve ihtara rağmen belirtilmemesi nedeniyle tazminat talebinin usulden reddi gerektiği kararına varıldı. Mahkeme tazminat talebinin usulden reddi kararının hatalı olduğuna karar vererek, tazminat miktarının 220.000 TL olarak kabul edilip, gerektiği şekilde harcın tamamlanması için süre verilmesi gerektiğini belirtti. Kararda, İİK'nin 338. maddesi ile HMK'nın 119/1-d ve 120. maddeleri hakkında detaylı açıklamalar yer aldı.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İcra Ceza Mahkemesi
SUÇ : Gerçeğe aykırı beyanda bulunmak
HÜKÜM : Düşme ve Tazminatın reddi
Yerel Mahkemece bozma üzerine verilen hükümler temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
1-Hakikate Aykırı Beyanda Bulunmak suçuna yönelik kurulan hükme ilişkin incelemede;
Düşme kararı verilmesi durumunda, vekalet ücretine hükmedilemeyeceği halde sanıklar lehine vekalet ücretine hükmedilmesi,
Kanuna aykırı ve şikayetçi vekilinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün BOZULMASINA, bozma sebebi 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 322. maddesi uyarınca, yeniden yargılama yapılmasına gerek olmaksızın düzeltilebilir nitelikte bulunduğundan, hüküm fıkrasından vekalet ücreti ile ilgili 2. nolu bendi çıkartılmak suretiyle sonucu itibariyle doğru bulunan hükmün tebliğnameye kısmen uygun olarak DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
2-İİK 89/4 maddesi uyarınca talep edilen tazminat talebine yönelik olarak kurulan hükme ilişkin incelemede;
Müşteki/alacaklı, 28.05.2012 tarihli şikayet dilekçesi ile davalı/sanıklar hakkında İİK. nun 338. maddesi uyarınca cezalandırılmaları ve davalı İSKİ'nin " dosya alacağı miktarı kadar tazminat ödemesine, " hükmedilmesini talep etmiştir.
Yargılama sonunda verilen ilk karar Yargıtay 19. Ceza Dairesi' nin 04.07.2017 gün ve 2015/18588 E. 2017/6307 K. sayılı ilamı ile hem ceza ve hem de tazminat talebinin reddine ilişkin karar yönünden bozulmuş,
Tazminat açısından " İlk olarak gönderilen birinci haciz ihbarnamesinin tebliğ tarihi itibarı ile üçüncü şahıs İSKİ Genel Müdürlüğü' nün asıl borçlu şirketlere ödemesi gereken kesinleşmiş ve muaccel borçlarının bulunup, bulunmadığı hususunda bilirkişi raporu alınması gerekirken yazılı şekilde tazminat talebinin reddine karar verilmesi hatalıdır " gerekçesine yer verilmiştir.
Mahkemece bozma kararına uyulmasına karar verilmiştir.
Yargılama aşamasında, sanıklar vekili, tazminat talebinin haciz ihbarnamesindeki miktar kadar olup, bu miktar üzerinden harcın tamamlatılmasını talep etmiştir.
Mahkemece bu talep üzerine 14.03.2019 tarihli oturumun 1 numaralı ara kararı ile " müşteki vekiline tazminat talebinin değerini açıklaması ve açıklayacağı değer üzerinden harcı tamamlaması için 2 hafta kesin süre verilmesine, verilen kesin süre içerisinde harcın tamamlanmaması halinde davanın HMK. nın 150. maddesi uyarınca açılmamış sayılacağının ihtarına, " karar verilerek müşteki vekiline ihtarat yapıldığı belirtmiştir.
Bir sonraki oturumda yine aynı ara kararı oluşturulmuştur.
Bu 2. ara kararı üzerine müşteki vekili 14.11.2019 tarihli dilekçesinde diğer açıklamalarının yanı sıra "...şimdilik 5.000 TL. üzerinden davaya devam edilmesini " talep ederek, 14.11.2019 tarihinde 85,38 TL. harç yatırmıştır.
Mahkemece, 19.10.2021 tarihli karar ile;
1-Sanıklar hakkındaki ceza davasının zamanaşımı nedeniyle düşürülmesine,
2- "Dava dilekçesinde dava değeri belirtilmediğinden, müşteki tarafa verilen kesin süre içerisinde ve ihtara rağmen değerin tam belirtilmediği, değerin kısmi belirtilemeyeceğinden, tazminat açısından dava şartı yokluğundan usulen reddi gerektiği " gerekçesi ile tazminat talebi dava şartı yokluğundan usulden reddedilmiştir.
İİK.'nun 338.maddesi uyarınca tazminat davası genel hükümlere göre görülür.
Dava dilekçesinde, dava değerinin gösterilmesi HMK. nın 119/1-d maddesi uyarınca zorunlu unsur olup, tamamlatılamaz.
HMK. nın 120. maddesi uyarınca yargı harçları dava açarken yatırılmak zorundadır.
Somut uyuşmazlıkta, müşteki şikayet dilekçesinde davalı İSKİ'nin "dosya alacağı miktarı kadar tazminat ödemesine, " hükmedilmesini talep etmiştir.
Bu tazminat İİK. nun 89. maddesinden kaynaklanmaktadır.
Davalı İSKİ'nin sorumluluğu 89. madde kapsamında gönderilen haciz ihtarnamesindeki 220.000,00 TL. ile sınırlıdır.
İSKİ açısından dosya alacağı miktarı 220.000,00 TL. olup, talep edilen tazminat bu miktardır.
Harç bu miktar üzerinden, 492 sayılı Harçlar Kanununun 30. maddesindeki usul uygulanarak tamamlatılmalıdır.
Mahkemece yapılacak iş talep edilen tazminat miktarını 220.000,00 TL. olarak kabul ederek, bu miktarın gerektirdiği harcın tamamlanması için Müştekiye Harçlar Kanunu' nun 30. maddesindeki usule göre süre vermek ve sonucuna göre HMK. nın 150. maddesinin uygulanıp, uygulanmayacağının değerlendirerek karar vermektir.
Mahkemece tazminat talebi açısından dava değerinin yanlış yorumlanıp, tazminat talebinin yazılı gerekçe ile usulden reddi hatalı olup, kararın tazminat yönünden bozulması gerekmiştir.
SONUÇ;
Mahkemenin kararının tazminat yönünden yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı BOZULMASINA, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 06/12/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.