
Esas No: 2016/17799
Karar No: 2018/15879
Karar Tarihi: 10.12.2018
Hırsızlık - iş yeri dokunulmazlığının ihlali - mala zarar verme - Yargıtay 17. Ceza Dairesi 2016/17799 Esas 2018/15879 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
KATILANLAR : ..., ..., ...
SUÇLAR : Hırsızlık, iş yeri dokunulmazlığının ihlali, mala zarar verme
HÜKÜM : Mahkumiyet
Yerel mahkemece sanıklar ..., ... ve ... hakkında hırsızlık, iş yeri dokunulmazlığının ihlali ve mala zarar verme suçlarından verilen hüküm temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
1-Sanıklar ... ve ... yönünden; Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; suçların sanıklar tarafından işlendiğini kabulde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından, diğer temyiz nedenleri yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1-Sanık ..."ın maske, sanık ..."in ise kapüşon ve kaşkol ile tanınmalarına engel olacak şekilde yüzlerini kapatmak suretiyle, katılanın işyerine girip hırsızlık yaptıklarının anlaşılması karşısında, sanıkların eyleminin 5237 sayılı Yasa"nın 142/2-f maddesinde düzenlenen suçu oluşturduğu gözetilmeksizin, yazılı şekilde aynı Yasa"nın 142/1-b maddesiyle uygulama yapılması;
2-Sanıkların müştereken iş yerinin kapısını ve çelik kasanın indirilmesi sırasında merdivenlerini kırarak, yoğun bir çaba gösterip, katılanın beyanı ve bu beyanı destekleyen çek ve ödeme belgesi dökümüne göre, içerisinde 144.000 TL nakit para, 848.296 TL tutarında çek, 186.000 TL tutarında senet, katılana ait boş çeklerin bulunduğu çelik kasayı da çaldıkları olayda, 5237 sayılı TCK"nın 61. maddesi uyarınca suçun işleniş biçimi, suçun işlendiği zaman, meydana gelen zarar, sanıkların kasta dayalı kusurlarının ağırlığı göz önünde bulundurulup, meydana gelen zararın ağırlığı dikkate alınarak alt sınırdan uzaklaşılması suretiyle temel cezanın belirlenmesi gerekirken, işlenen fiilin ağırlığı ile orantılı olmayacak biçimde alt sınırdan uzaklaşılması suretiyle eksik ceza tayin edilmesi,
3-Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 29.09.2015 tarih, 2014/251 Esas ve 2015/287 Karar sayılı kararında açıklandığı üzere, sanık hakkında tekerrür uygulanmamasının, sanık lehine kazanılmış hak oluşturmayacağı, 5237 sayılı TCK"nın 58. maddesinde düzenlenmiş bulunan ve güvenlik tedbirlerine ilişkin bölümde yer alan tekerrürün, hükümlülüğün yasal sonucu olmaması nedeniyle, sanık ... hakkında işyeri dokunulmazlığının ihlali ve mala zarar verme suçlarından kurulan hükümler hakkında da tekerrür hükümlerinin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi,
4-Sanık ... ile aynı eylemlere aynı kasıtla katılan, soruşturma aşamasında cezaevi firarisi olması nedeniyle başkasına ait kimlik bilgilerini verdiğini ikrar eden, bu suretle hakkındaki soruşturma ve kovuşturmayı engellemeye çalışan sanık ..."ın, adli sicil kaydındaki bilgilere göre, birden fazla sayıda tekerrüre esas olabilecek mahkumiyeti bulunduğu gözetilmeden, diğer sanıktan farklı olarak, hakkında kurulan hükümlerde, temel ceza alt sınırdan belirlenerek, TCK"nın 62/1. maddesi uygulandıktan sonra, işyeri dokunulmazlığının ihlali ve mala zarar verme suçlarından verilen cezaların ertelenmesine karar verilmesi suretiyle hatalı uygulama yapılması,
5-Tekerrüre esas mahkumiyeti bulunan sanık ... hakkında kurulan hükümlerde TCK"nın 58. maddesinin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi,
6-Denetime olanak verecek biçimde hükmün esasını oluşturan kısa kararda yargılama gideri miktarı ve dökümünün gösterilmemesi, gerekçeli kararda ve kısa kararda yer almadığı halde, yargılama giderlerinin hazine üzerine bırakılmasına ilişkin hüküm fıkrası düzenlenerek hükmün karıştırılması;
2-Sanık ... yönünden; Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 15/11/2018 tarih, 2018/339 Esas ve 2018/536 Karar sayılı kararında belirtildiği üzere; 12/04/2016 tarihli karar duruşmasında Silivri 8 Nolu L Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu"nda başka suçtan hükümlü olan ve duruşmalardan vareste tutulmayan sanık ..."ın duruşmada hazır bulundurulmayıp, müdafiinin mazeret beyanına ilişkin de bir karar verilmeden, yokluğunda hükümlülüğüne karar verilmesi suretiyle 5271 sayılı CMK’nın 196. maddesine aykırı olarak savunma hakkının kısıtlanması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık ... müdafiinin, sanık ... müdafiinin, sanık ..."ın, katılan ... vekilinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, sanık ... yönünden diğer yönleri incelenmeyen hükümlerin açıklanan nedenlerle tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, 10.12.2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.