Abaküs Yazılım
11. Hukuk Dairesi
Esas No: 2020/5977
Karar No: 2021/6330
Karar Tarihi: 17.11.2021

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2020/5977 Esas 2021/6330 Karar Sayılı İlamı

11. Hukuk Dairesi         2020/5977 E.  ,  2021/6330 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    ASIL DAVADA
    VEKİLİ : AV. ...


    TÜRK MİLLETİ ADINA

    Taraflar arasında görülen davada Giresun 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 05.03.2020 tarih ve 2016-272/134 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
    Asıl dava davacısı vekili, davalı tarafından müvekkili aleyhine Giresun 1.İcra Müdürlüğü"nün 2011/1471 sayılı dosyasından 23.000.-TL bedelli bonoya dayalı olarak takibe girişildiğini, müvekkilinin davalıya hiçbir borcunun bulunmadığını, davalının müvekkiline ait şirkette yaşanan bazı ekonomik sorunlar nedeniyle borçlu oldukları şirketlerle arabuluculuk yapmak üzere müvekkilinin şirketinde çalışmaya başladığını, bu doğrultuda borçlu olunan davadışı bir şahsa teminaten verilmiş senedi ödeyip geri almak üzere müvekkilince davalıya para verildiği, senedin bu verilen paranın ödendiği halde, davalı tarafından iade edilmeyip kötüniyetle bahse konu takibe konulduğunu, davalının bu senedi müvekkilinden aldığı para ile ödeyip geri müvekkiline iade edeceğine dair imzalı taahhütnamesi de olduğunu ileri sürerek, müvekkilinin davalıya borçlu olmadığının tespitine ve davalı aleyhine tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Birleşen dava davacısı vekili, müvekkilinin takip konusu senette kefil konumunda olup, davalıya hiçbir borcunun olmadığını, senette asıl borçlu olan ..."un açtığı menfi tespit davası ile işbu davanın birleştirilmesini, davalının ..."a imzalayıp verdiği 25.12.2008 tarihli belgede davalının senet nedeniyle kendisinin alacaklı olmadığını açıkça ikrar etmiş olduğunu, takibin kötüniyetli olduğunu ileri sürerek, müvekkilinin borçlu olmadığının tespitine, takibin iptaline ve davalı aleyhine %20 tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Asıl/birleşen davalı vekili, müvekkilinin davacının şirketinde çalıştığını, sözkonusu senet bedelinin davacı tarafından ödendiği iddiasının gerçekdışı olup, ileride müvekkiline ödeneceği inancıyla müvekkili tarafından davadışı ..."e ödendiğini, senet arkasında ..."in buna dair yazı da yazdığını, müvekkilinin iyiniyetli 3. kişi olduğunu, davacının iddialarını yazılı belge ile ispatlaması gerektiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece, Dairemiz bozma ilamına uyularak ve tüm dosya kapsamına göre yapılan yargılama sonucunda; davacılar tarafından asıl ve birleşen dosya davalısı tarafından kendilerine verildiği belirtilen ve mahkememizce ATK incelemesi ile davalı tarafından imza altına alındığı sabit olan belgelerde takibe konu senet bedelinin davalı tarafından teslim alındığının açıkça beyan edildiği ve imza altına alındığı, bu kapsamda ispat yükü üzerine düşen davacılar tarafından senedin bedelsizliği iddiasının ispat edildiği ve senet bedelinin alındığı sabit iken takip başlatılmasında davalı kötü niyetli olduğundan, davaların ve kötüniyet tazminat taleplerinin ayrı ayrı kabulüne karar verilmiştir.
    Karara karşı davalı vekili tarafından temyiz kanun yoluna başvurulmuştur.
    1- Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin sair temyiz itirazları yerinde değildir.
    2- Dava, İcra İflas Kanunu’nun 72’inci maddesi gereğince icra takibinden sonra açılan menfi tespit davası niteliğindedir. Davacılar tarafından ayrı ayrı açılan ve birleştirilerek görülen işbu davada, mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda; ispat yükü üzerine düşen davacılar tarafından senedin bedelsizliği iddiasının ispat edildiği ve senet bedelinin tahsil edildiği sabit iken takip başlatılmasının kötüniyetli olduğu gerekçesi ile birleşen davaların ayrı ayrı kabulüne ve her bir davacı bakımından da ayrı ayrı kötüniyet tazminatına hükmedilmiştir.
    Ancak dosya kapsamı uyarınca, davalı alacaklı tarafından, davacıların başvuru borçlusu olduğu tek bir bonoya dayalı olarak her iki davacı hakkında tek bir icra takibine geçilmiş olduğu, bu durumda, isabetli olarak birleştirilip görülen işbu davada, 6102 sayılı Kanun’un 701/3 ve 724/1. maddeleri gözetildiğinde müteselsil takip borçluları olan davacılar lehine 6098 sayılı Kanun’un 169. maddesi çerçevesinde tek bir kötüniyet tazminatına karar verilmesi gerekirken, her bir davacı için ayrı ayrı tazminata hükmedilmesi doğru olmayıp kararın bu yönden bozulması gerekmekte ise de, bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, hükmün düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
    SONUÇ:Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile kararın hüküm fıkrasının 1. paragrafının a bendi ile 2. paragrafının b bendinin hüküm fıkrasından çıkartılarak, hüküm fıkrasına 3. paragraf olarak “davacıların kötüniyet tazminatı istemlerinin kabulü ile takip konusu asıl alacak miktarının %20‘si oranında kötüniyet tazminatının davalıdan alınarak davacılara verilmesine” cümlesinin eklenmesine, müteakip fıkraların buna göre teselsül ettirilmesine, kararın düzeltilmiş bu hali ile ONANMASINA, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davalıya iadesine, 17/11/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi