21. Ceza Dairesi 2016/1535 E. , 2016/2730 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : 213 sayılı VUK"na aykırılık, dolandırıcılık
HÜKÜM : Sanık ... hakkında dolandırıcılık suçundan beraat; sanıklar ... ve ... hakkında 213 sayılı vergi usul kanununa muhalefet suçundan düşme
I-Sanık ... hakkında "dolandırıcılık" suçundan verilen beraat kararına karşı katılan hazine vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Dolandırıcılık suçundan doğrudan zarar görmeyen şikayetçi hazinenin kamu davasına katılma hakkı bulunmadığı ve usulsüz verilmesinden dolayı hukuken geçersiz olan katılma kararının hükmü temyiz etme yetkisi vermeyeceğinden şikayetçi hazine vekilinin vaki temyiz isteminin 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nun 317. maddesi uyarınca REDDİNE,
II-Sanıklar ... ve ... hakkında "2002-2003 takvim yıllarında vergi usul kanununa muhalefet" suçundan verilen zamanaşımı nedeniyle ortadan kaldırma kararına yönelik katılan hazine vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde;
5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 7. ve 5252 sayılı Türk Ceza Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun 9. maddeleri hükmü karşısında; sanıklara yüklenen suçun yasada gerektirdiği cezasının türü ve üst sınırı itibariyle tabi olduğu, suç tarihi itibariyle yürürlükte bulunan ve lehe olan 765 sayılı TCK’nun 102/4 ve 104/2. maddelerinde öngörülen dava zamanaşımının yüklenen suç tarihinden hüküm tarihine kadar gerçekleştiğinden kamu davasının vaki zamanaşımı nedeniyle ortadan kaldırıldığı gerekçeleri gösterilerek mahkemece kabul ve takdir kılınmış olduğundan katılan hazine vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün istem gibi ONANMASINA,
III-Sanıklar ... ve ... hakkında "dolandırıcılık" suçundan verilen mahkumiyet kararlarına yönelik sanık ..., sanık ... müdafii, Cumhuriyet savcısı ve katılan sanık ... müdafiinin; sanıklar ... ve ... hakkında "2004 takvim yılında vergi usul kanununa muhalefet" suçundan verilen mahkumiyet kararlarına yönelik sanıklar müdafilerinin temyiz itirazlarının incelenmesinde;
5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 7 ve 5252 sayılı Türk Ceza Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun 9. maddeleri hükmü karşısında; sanıklara yüklenen “dolandırıcılık ve 2004 takvim yılında vergi usul kanununa muhalefet" suçlarının yasada gerektirdiği cezalarının türü ve üst sınırı itibariyle tabi olduğu, suç tarihinde yürürlükte bulunan ve lehe olan 765 sayılı TCK"nun 102/4 ve 104/2 maddelerinde öngörülen dava zamanaşımının, yüklenen suç tarihlerinden temyiz inceleme tarihine kadar gerçekleştiği anlaşılmış, sanık ..., sanık ... ile sanık ... müdafileri ve Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan sair yönleri incelenmeyen hükümlerin 5320 sayılı yasanın 8/1 maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"un 321.maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususta aynı kanunun 322.maddesinde öngörülen yetkiye dayanılarak karar verilmesi mümkün olduğundan, sanıklar hakkında açılan kamu davalarının 765 sayılı TCK"nun 102/4, 104/2 ve 5271 sayılı CMK’nun 223/8. maddeleri uyarınca DÜŞÜRÜLMESİNE,
IV-Sanık ..."in hakkında "resmi belgede sahtecilik" suçundan verilen mahkumiyet kararına yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;
... Cumhuriyet Başsavcılığının 18.04.2008 tarihli iddianamesi ile sanık ..."in gerçek dışı hazırlanan özel ve resmi mahiyetteki belgeleri katılan sanık ..."a karşı kullandığı iddiasıyla kamu davası açıldığı, iddianamede suça konu belgelerin neler olduğunun açıklanmadığı, soruşturma dosyası ve katılan sanık ..."ın şikayet dilekçeleri kapsamına göre, ..."ın yetkilisi olduğu ...San. Tic. Ltd Şti adına gümrükten ithalat yapıldığını gösterir belgelerin sahteliğinin iddia edildiği, bu kapsamda dosyada 2002-2004 yıllarına ait görünen birçok gümrük özet beyan formu, gümrük beyannamesi, borç dekontu, teslim tesellüm tutanağı bulunduğu görülmekle, ayrıntıları Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 03.06.2008 gün ve 2008/1-89/2008/158 sayılı ve benzer kararlarında da açıklandığı üzere; hükmün gerekçesinde, Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 141 ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 230 ve 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nun 308/7. maddeleri uyarınca, mahkeme kararlarının Yargıtay denetimine olanak sağlayacak biçimde açık olması ve Yargıtay’ın bu işlevini yerine getirebilmesi için, kararın dayandığı tüm kanıtların, bu kanıtlara göre mahkemenin ulaştığı sonuçların, iddia, savunma, Cumhuriyet savcısının mütalaası ve dosyadaki diğer belgelere ilişkin değerlendirmelerin, suçun sübutuna ilişkin deliller ile suçun yasal unsurlarının ne olduğunun açık olarak gerekçeye yansıtılması gerektiği gözetilerek, öncelikle hükme esas alınan belgelerin neler olduğu açıklanarak, bu belgelerin sahteliğini ve sanık tarafından düzenlendiğini gösteren delillerin nelerden ibaret olduğunun karar yerinde tartışılıp, suç tarihinin açıkça belirlenmesi suretiyle zamanaşımı hükümleri de dikkate alınarak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerekirken, bu ilkelere uyulmadan ve gerekçeden yoksun olarak yazılı şekilde mahkumiyet hükmü kurulması,
Yasaya aykırı, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 23.03.2016 gününde oybirliği ile karar verildi.