1. Hukuk Dairesi 2017/1858 E. , 2017/2029 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen elatmanın önlenmesi ve ecrimisil davası sonunda, yerel mahkemece davanın husumet yönünden reddine ilişkin olarak verilen karar davacı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ..."ın raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
-KARAR-
Dava, çaplı taşınmaza el atmanın önlenmesi ve ecrimisil isteklerine ilişkindir.
Davacı, maliki olduğu 1046 ada 3 parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan eve davalı ... oğlu ...’ün haklı ve geçerli bir neden olmaksızın yaklaşık 4 yıldır el attığını ileri sürerek çekişmeli taşınmaza davalının el atmasının önlenmesini ve fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla 10.000,00 TL nin yasal faizi ile birlikte davalıdan alınmasını istemiş, 15/01/2014 havale tarihli dilekçesi ile; davalının ... ve ... oğlu ... olduğunu ve belirtilen şahsa davanın yöneltilmesini istemiştir.
Davalı ...; davanın hususmet yönünden reddedilmesi gerektiğini, dava dilekçesinde bahsedilen şahsın kendisi olmadığını, ad ve soy adı benzerliğinden solayı karışıklık olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne ilişkin karar, Dairece; ‘’ Dosya içeriği ve toplanan delillerden, davanın, hükmedilmesi istenen ecrimisil miktarı üzerinden harç ödenmek suretiyle açıldığı, el atmanın önlenmesi yönünden harç yatırılmadığı gibi, yargılama sırasında da bu yönden harç ikmali yapılmadığı anlaşılmaktadır. Bilindiği üzere, 492 sayılı Harçlar Kanunu, harcın alınmasını veya tamamlanmasını tarafların isteklerine bırakmayıp, anılan hususun mahkemece kendiliğinden gözetileceğini düzenlemiş ve buyurucu nitelikteki 32. maddesinde yargı işlemlerinden alınacak harçlar ödenmedikçe müteakip işlemlerin yapılamayacağını öngörmüştür. Hâl böyle olunca, öncelikle davada ileri sürülen isteklerden el atmanın önlenmesi isteği ile ilgili olarak keşfen saptanan ya da saptanacak dava değeri üzerinden peşin harcın alınması, bu zorunluluk yerine getirildiği takdirde davaya devam edilmesi gerekirken, anılan husus gözardı edilerek işin esası bakımından hüküm kurulması doğru değildir. ‘’ gerekçesiyle bozulmuş, Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sırasında dava dilekçesinde davalının baba adı ve TC kimlik numarası yazılmak suretiyle yanlış gösterilmesinin maddi hata sayılamayacağı gerekçesiyle davanın husumetten reddine karar verilmiştir.
Dosya içeriğinden, dava dilekçesinde ... oğlu ... isimli şahsın davalı olarak gösterilmek suretiyle el atmanın önlenmesi ve ecrimisil istekli eldeki davanın açıldığı, davalı ... oğlu ...’ün cevap dilekçesi ile dava dilekçesinde bahsedilen davalının kendisi olmayıp ad ve soy adı benzerliği bulunan akrabası ... oğlu ... olduğunu belirttiği, davacı tarafından 15/01/2014 havale tarihli dilekçe ile ... oğlu ...’e karşı davanın yürütülmesinin talep edildiği, mahkemece dava dilekçesinin ... oğlu ...’e tebliğ edildiği, ... oğlu ...’ün davaya cevap vererek açılan davanın esasına ilişkin beyanlarda bulunduğu anlaşılmıştır.
Hemen belirtilmelidir ki, 6100 sayılı HMK"nın 124. maddesi; "(1) Bir davada taraf değişikliği, ancak karşı tarafın açık rızası ile mümkündür. (2) Bu konuda kanunlarda yer alan özel hükümler saklıdır. (3)Ancak, maddi bir hatadan kaynaklanan veya dürüstlük kuralına aykırı olmayan taraf değişikliği talebi, karşı tarafın rızası aranmaksızın hâkim tarafından kabul edilir. (4) Dava dilekçesinde tarafın yanlış veya eksik gösterilmesi kabul edilebilir bir yanılgıya dayanıyorsa, hâkim karşı tarafın rızasını aramaksızın taraf değişikliği talebini kabul edebilir. Bu durumda hâkim, davanın tarafı olmaktan çıkarılan ve aleyhine dava açılmasına sebebiyet vermeyen kişi lehine yargılama giderlerine hükmeder." düzenlemesini içermektedir.
Somut olayda, dava dilekçesinde davalı gösterilen ... ile 15/01/2014 havale tarihli dilekçede hatanın düzeltilmesi suretiyle davalı gösterilen ...’ün ad ve soy ad benzerliği nazara alındığında tarafın yanlış gösterilmesinin kabul edilebilir bir yanılgıdan kaynaklandığı gözetilmeksizin davanın husumet yönünden reddine karar verilmiştir.
Hal böyle olunca, davalı ... oğlu ... yönünden davaya devam edilmesi, toplanan ve toplanacak delillere göre bir karar verilmesi gerekir iken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi hatalıdır.
Davacının temyiz itirazı açıklanan nedenden ötürü yerindedir. Kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 18.04.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.