Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2016/5860 Esas 2016/6202 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
2. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/5860
Karar No: 2016/6202

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2016/5860 Esas 2016/6202 Karar Sayılı İlamı

2. Hukuk Dairesi         2016/5860 E.  ,  2016/6202 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma

    Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı-karşı davacı erkek tarafından, kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, kadın yararına hükmolunan tazminatlar ve nafakalar yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
    1-Mahkemenin de kabulünde olduğu üzere; davalı-karşı davacı erkeğin, eve sürekli alkollü geldiği, müşterek çocuk (...) ve eşine fiziksel şiddet uyguladığı, davacı-karşı davalı kadının ise kusurlu bir davranışının ispatlanamadığı anlaşılmaktadır.
    Türk Medeni Kanununun 166.maddesi hükmünü tamamen kusurlu eşin de dava açabileceği ve yararına boşanma hükmü elde edebileceği biçiminde yorumlamamak ve değerlendirmemek gerekmektedir. Çünkü böyle bir düşünce, kimsenin kendi eylemine ve tamamen kendi kusuruna dayanarak bir hak elde edemeyeceği yönündeki temel hukuk ilkesine aykırı düşer. Diğer taraftan gene böyle bir düşünce tek taraflı irade ile sistemimize aykırı bir boşanma olgusunu ortaya çıkarır. Boşanmayı elde etmek isteyen kişi karşı tarafın hiçbir eylem ve davranışı söz konusu olmadan, evlilik birliğini, devamı beklenmeyecek derecede temelinden sarsar, sonrada mademki birlik artık sarsılmış diyerek, boşanma doğrultusunda hüküm kurulmasını talep edebilir. Öyle ise, Türk Medeni Kanununun 166. maddesine göre boşanmayı isteyebilmek için tamamen kusursuz ya da az kusurlu olmaya gerek olmayıp, daha fazla kusurlu bulunan tarafın dahi dava hakkı bulunmakla beraber, boşanmaya karar verilebilmesi için davalının az da olsa kusurunun varlığı ve bunun belirlenmesi kaçınılmazdır. Az kusurlu eş boşanmaya karşı çıkarsa bu halin tespiti dahi tek başına boşanma karan verilebilmesi için yeterli olamaz. Az kusurlu eşin karşı çıkması hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olmalı, eş ve varsa çocuklar için korunmaya değer bir yararın kalmadığı anlaşılmalıdır (TM m. 166/2).
    Mevcut olaylara göre, evlilik birliğinin, devamı eşlerden beklenmeyecek derecede, temelinden sarsıldığı kuşkusuzdur. Ne var ki, bu sonuca ulaşılması tamamen davalı-karşı davacının tutum ve davranışlarından kaynaklanmış olup, davacı-karşı davalıya atfı mümkün hiçbir kusur gerçekleşmemiştir. Bu durumda, açıklanan nedenle davalı-karşı davacı erkeğin boşanma davası isteğinin reddi gerekirken, yasa hükümlerinin yorumunda yanılgıya düşülerek erkeğin de davasın kabulüne karar verilmesi usul ve kanuna aykırıdır. Ancak, bu yön temyiz edilmediğinden bozma nedeni yapılmamış, yanlışlığa değinilmekle yetinilmiştir.
    2-Davalı-karşı davacının temyiz itirazlarına yönelik incelemeye gelince;
    Dosyadaki yazılara ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına göre yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün onanmasına karar vermek gerekmiştir.
    SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 2. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, aşağıda yazılı harcın temyiz edene yüklenmesine, peşin alınan harcın mahsubuna ve 136.00 TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 29.03.2016 (Salı)

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.