3. Hukuk Dairesi 2016/14346 E. , 2017/2521 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki tedbir nafakası davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, davalı ile 2005 yılında evlendiklerini ve müşterek 3 çocukları bulunduğunu, davalının alkol alışkanlığı ve maddi sorunlar nedeniyle kendisine 8 yıl önce şiddet uygulamaya başladığını, davalının son olarak kendisine ait altınları da alarak müşterek haneyi terk ettiğini, davalı ile 8 yıldır ayrı yaşadıklarını, yine davalının başka bir kadın ile gayrı resmi ilişkisi olduğunu, kendisinin ev hanımı olup geliri bulunmadığını ileri sürerek, davacı ve müşterek 3 çocuk için aylık 300’er TL’den toplam 1.200 TL nafakaya hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı, cevap dilekçesi sunmamıştır.
Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile; davacı için dava tarihinden itibaren aylık 300 TL; müşterek çocuklardan Irmak için dava tarihinden itibaren aylık 150 TL; müşterek çocuklardan Dicle için dava tarihinden itibaren aylık 200 TL; müşterek çocuklardan Mehmet Fırat için dava tarihinden itibaren aylık 250 TL tedbir nafakasına hükmedilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara,kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre,davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
Ancak, davacı, davasını açarken adli yardım talebinde bulunmuş, mahkemece talep yerinde görülüp, adli yardım talebi kabul edilmek suretiyle yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hemen belirtilmelidir ki; yargılama harç ve giderleri, kural olarak davada haksız çıkan eş deyişle aleyhine hüküm verilen tarafa yükletilir. (HMK"nun 326/1.maddesi) Mahkeme, davada haksız çıkan tarafı kendiliğinden yargılama harç ve giderlerini ödemeye mahkum eder; bunun için haklı çıkan tarafın bir talepte bulunmuş olmasına gerek yoktur. (6100 sayılı HMK"nun 332/1.maddesi).
./..
-2-
Öte yandan; adli yardım 6100 Sayılı Yasanın 334 ile 340.maddelerinde (1086 sayılı HUMK.nun 465 ila 472 maddelerinde) düzenlenmiş olup, taraflardan birinin davanın gerektirdiği harç ve masrafları karşılayacak maddi gücünün bulunmaması durumunda, bu mali yükümlülüklerden geçici olarak muaf tutulmasıdır. Adli yardımdan yararlanan taraf davayı kazanırsa, diğer taraf adli yardım nedeniyle alınmamış olan bütün yargılama giderlerine de mahkum edilir; adli yardımdan yararlanan tarafa vekil de tayin edilmiş ise (HMK"nun 335/1-ç), karşı taraf vekalet ücretine de mahkum edilir. Adli yardımdan yararlanan taraf davayı kaybederse (haksız çıkarsa), gerek diğer tarafın ödemiş olduğu, gerekse kendisinden adli yardım nedeniyle alınmamış olan bütün yargılama giderlerini ödemeye mahkum edilir; mahkeme uygun görürse, yargılama giderlerinin en çok bir yıl içinde aylık eşit taksitler halinde ödenmesine karar verebilir. (HMK"nun 339/1.maddesi) .
Ne var ki; eldeki davada adli yardım talebi kabul edilen davacının açtığı dava kısmen kabul edildiğine göre davadaki haklılık oranına göre harcın ve yargılama giderlerinin hesaplanarak,haklılık oranına göre taraflardan tahsiline karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile dava harcı ve diğer yargılama giderlerinin davacıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına şeklinde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
2-Bundan ayrı olarak, nafaka davalarında; davanın görüldüğü mahkemeye göre belirlenmiş bulunan ücretten (maktu vekâlet ücreti) düşük olmamak üzere, hükmolunan nafakanın bir yıllık tutarı üzerinden nisbi vekâlet ücretine hükmolunur, reddedilen kısım için ise vekâlet ücretine hükmolunmaz. (AAÜT. md 9)
Bu bağlamda mahkemece, davada kendisini vekil ile temsil ettiren davacı lehine karar tarihi olan 2016 yılı A.A.Ü.T. gereğince 1.800 TL maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucu davacı lehine vekalet ücretine hükmedilmemesi de usul ve yasaya uygun görülmemiştir.
3-Ne var ki yapılan bu yanlışlıkların giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden kararın düzeltilerek onanması HUMK .436/2 maddesi gereğidir.
SONUÇ:Yukarıda birinci ve ikinci bentte açıklanan nedenlerle davacının diğer temyiz itirazlarının reddine, ikinci ve üçüncü bentte açıklanan nedenlerle temyiz olunan hükmün 3.bendinin hüküm fıkrasından çıkarılarak yerine 3. bent olarak ’’-Adli yardım ödeneğinden karşılanan 4 tebligat gideri 40,00 TL, müzekkere gideri 0,50 TL, alınması gerekli 29,20 TL peşin harç, 29,20 TL başvuru harcı olmak üzere toplam 69,70 TL "nin davanın red ve kabul oranına göre (0,75) 52,27 TL’sinin davalıdan, bakiye 17,43 TL’lik kısmın ise davacıdan tahsili ile Hazineye irat olarak kaydedilmesine’’ şeklinde ve yine hüküm fıkrasına 4. bent olarak ’’Davacı yargılamada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan A.A.Ü.T.uyarınca maktu 1.800 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine‘’ ifadelerinin eklenmesi suretiyle hükmün düzeltilmesine ve düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 06.03.2017 tarihinde oybirliği ile karar verildi.