19. Hukuk Dairesi 2015/9226 E. , 2015/12094 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının bozmaya uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Mahkemece davanın kabulüne yönelik olarak verilen 20.03.2012 tarihli ilk hüküm davalı vekilinin temyizi üzerine Dairemizin 28.03.2013 tarihli kararı ile bozulmuştur. Hükmüne uyulan 2012/8946 E., 2013/5436 K. sayılı bozma ilamında "...Mahkemece dava konusu senedin "taraflar arasında düzenlemiş olan 10.08.2007 tarihli “MİHİR SENEDİ” başlıklı senetten dolayı verildiği, gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş ise de, aynı mahkemenin 2010/584 E. 2012/454 K. sayılı dosyasında taraflar arasında görülen mal rejiminden kaynaklanan eşya alacağı davasında "söz konusu bononun taraflar arasındaki ayrılığı sona erdirerek evlilik birliğini yeniden devam ettirmek için verilme ihtimalinin bulunması ve dosya içerisinde yer alan diğer dava dosyalarının incelemesinden de söz konusu ihtimalin kuvvetle muhtemel olması" gerekçesi yazılmıştır. Anılan bu dosyada verilen kararın temyiz edilmiş olması nedeniyle Yargıtay"da temyiz incelemesi aşamasında bulunduğu dosya içeriği ile sabittir. Aynı mahkemenin değişik iki kararında dava konusu senedin veriliş nedeninin ayrı iki sebebe bağlanmış olması nedeniyle 2010/584 E. 2012/454 K. sayılı dosyanın neticesinin ve kesinleşmesinin beklenilerek bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir. ..." denilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda, dava konusu bononun arkasında yer alan “Not: Bu senet mihir senedinden verilmiştir” ibaresine, 14.12.2008 tarihli protokol başlıklı belge ve davalı tarafın da kabulüne göre, 10.08.2007 tarihli mihir senedi başlıklı senetten dolayı verildiği, bu sebeple her ne kadar davacı tarafça sözkonusu bononun evliliğin devamı için alınması sebebiyle BK.’nın 19. maddesine göre geçersiz olduğu iddia edilmiş ise de, işbu durumun ahlaka aykırı sayılmasının mümkün olmaması sebebiyle davacı tarafın bu iddiasının reddinin gerektiği, her ne kadar davacı tarafça dava konusu bononun arkasında yer alan not yazısı sebebiyle kayıtsız şartsız olarak verilmediğinden bahisle geçersiz olduğu iddia edilmiş ise de, sözkonusu ibarenin bonoya herhangi bir şart konulduğu anlamına gelmediği, sadece bononun sebebini açıkladığı, bononun hukuken geçerli olduğu, her ne kadar Yargıtay bozma ilamında işbu mahkemeye ait 2010/584 E., 2012/454 K. sayılı dosyasının gerekçesinde "sözkonusu bononun taraflar arasındaki ayrılığı sona erdirerek evlilik birliğini yeniden devam ettirmek için verilme ihtimalinin bulunması ve dosya içerisinde yer alan diğer dava dosyalarının incelemesinden de söz konusu ihtimalin kuvvetle muhtemel olması" şeklinde yazılı olması aynı mahkemece “dava konusu senedin veriliş nedeninin ayrı iki sebebe bağlanmış olması” olarak değerlendirmiş olsa da, aslında sözkonusu iki gerekçenin de aynı durumu belirtmekte olduğu, zira taraflar ayrıldıktan sonra evlilik birliğini kurtarmak için sözkonusu bononun verildiği ve işbu bononun arkasına da, mihir senedi için verildiğinin açıkça belirtilip, davacı ve davalı tarafın da bunu kabul ettiği, bu sebeple davaya konu bononun taraflar arasında düzenlemiş olan mihir senedinden dolayı verilmiş olmasının tartışmasız olması ve taraflar arasında imzalanan mihir senedinin 2010/584 E. sayılı dosya kapsamında dava konusu yapılarak sözkonusu senette yer alan eşyaların bedellerinin talep edilmiş olup, söz konusu dosyanın karara bağlanmış olması karşısında, bono sebebiyle davacıların herhangi bir borcunun olmadığı, aksi takdirde 2010/584 E. sayılı dosyanın kısmen kabulüne karar verilmiş olması karşısında davalı tarafın çifte tahsilat yapmış olacağı gerekçeleriyle, davanın kabulü ile, davacıların ... İcra Müdürlüğü’ne ait 2010/644 E. sayılı takip dosyasındaki 50.000-TL bedelli bono sebebiyle davalıya herhangi bir borçları olmadığının tespitine, davalı alacaklının kötüniyetli olarak bonoyu takibe koyduğunun anlaşılması sebebiyle 50.000-TL’ nin %40’ı olan 20.000-TL’ nin davalıdan tahsil edilerek davacılara ödenmesine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dairemizin bozma kararında belirtildiği şekilde, aynı mahkemenin 2010/584 E. 2012/454 K. sayılı taraflar arasında görülen dava dosyasının kesinleşmesi için beklenilmesi denilmiştir. Yargıtayca onanarak kesinleşen bu dava dosyasında mahkeme gerekçesinde "...söz konusu bononun taraflar arasındaki ayrılığı sona erdirerek evlilik birliğini yeniden devam ettirmek için verilme ihtimalinin bulunması ve dosya içerisinde yer alan diğer dava dosyalarının incelemesinden de sözkonusu ihtimalin kuvvetle muhtemel olması.." denilmiştir. Kesinleşen bu gerekçe kapsamına göre, taraflar arasındaki evlilik birliğinin sürdürülmesi amacıyla düzenlenen davaya konu senet bedelsiz kalmamıştır. Mahkemece, davanın reddine karar verilmesi gerekirken, kabulüne karar verilmesi doğru olmamış, mahkeme kararının bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davalı yararına BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalı vekilinin öteki temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde iadesine, 06.10.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.