19. Hukuk Dairesi 2015/7420 E. , 2015/12086 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili, davalının, müvekkili aleyhine .... İcra Müdürlüğü"nün 2009/10957 sayılı takip dosyasından 29.04.2009 keşide tarihli, 300.000-TL bedelli senede dayalı olarak icra takibi yaptığını, müvekkili kooperatif kayıtları incelendiğinde kooperatifin takibe dayanak senetten dolayı borçlu olmadığının, senedin bir mal ya da hizmet alımı karşılığı olmadığının anlaşıldığını, senette imzaları bulunan kooperatif eski yöneticileri ... ve ..."ın karı koca olup, göreve seçildikleri 28/05/2008 tarihli genel kurul sonrasında kooperatifle ilgili hiçbir faaliyette bulunmadıkları gibi, kooperatif başkanı ..."ın ..."i terk ettiğini, üç kişilik yönetim kurulunun diğer üyesi olan ..."ın ise yapılan işlerden kendisine bilgi verilmediğini bildirerek noter aracılığı ile istifa dilekçesi göndererek ayrıldığını, bu esnada kooperatif aleyhine çok sayıda icra takibi yapıldığını, eski yönetim kurulu üyelerinin görevlerinden azledildiğini belirterek, sözkonusu takibe konu senetten dolayı müvekkili kooperatifin davalıya borçlu olmadığının tespitine, takibin iptaline ve davacı aleyhine %40 tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, eski kooperatif başkanı ... ve yardımcısı ..."ı önceden tanıdığını, bu şahısların müvekkilinden kooperatifin günü gelen borçları ve çekleri olduğunu, üyelerden para toplayamadıkları için acil 300.000-TL" ye ihtiyaç olduğunu belirterek borç para istediklerini, müvekkilinin de kooperatifin varlığına güvenerek bu parayı borç olarak verdiğini, karşılığında da takip konusu bonoyu aldığını, ancak senet gününde ödenmediğinden senedi icraya koyduğunu, senedin bedelsiz olmadığını, bu bedelin kooperatif borçlarının ödenmesinde kullanıldığını ve defterlere de işlenmiş olduğunu, kooperatifin 2007 yılındaki bilançosunda 578.339,89 TL açığın bu paradan dolayı 300.000-TL" sinin eksildiğini, yönetim kurulunun bu işleminin genel kurul tarafından da ibra edilme suretiyle onaylandığını beyanla, davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, takibe konu edilen senet kooperatif kaşesini taşısa bile, kooperatif ana sözleşmesi ve Kooperatifler Kanunu 59. madde gereğince kooperatif adına imzalanan borçlandırıcı senetlerin en az iki imza ile imzalanması gerektiği, oysa takibe konu senette tek imza bulunduğunun sabit olduğu, genel kurulda kooperatifi tek imza ile borçlandırmaya yetkili olarak kooperatif başkanı ..." ın yetkilendirildiğine ilişkin herhangi bir genel kurul kararı da bulunmadığı, Kooperatifler Kanunu 59. maddenin herkesçe biliniyor olduğu, yasayı bilmemenin mazeret sayılamayacağı, kooperatif ana sözleşmesinin ilanla herkesi bağladığı ve yine genel kurul kararlarının da ticaret sicilinde ilan ediliyor olması hususları birlikte değerlendirildiğinde davalının iyiniyetten de faydalanamayacağı, davacının senetten dolayı davalıya borçlu olmadığı, davalının ancak senette imzası bulunanın şahsi sorumluluğuna istinaden senetteki imza sahibine karşı talepte bulunabileceği, davacı tarafça her ne kadar kötüniyet tazminatı talebinde bulunmuş ise de, davalının açıklanan bilgiden yoksun olmasının kötüniyetini gösteremeyeceğinden şartları oluşmayan bu talebin reddinin gerektiği gerekçeleriyle, davanın kabulü ile, .... İcra Müdürlüğü" nün 2009/1095 7 sayılı dosyasında takibe konu edilen 300.000-TL bedelli senetten dolayı davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine, davacının kötüniyet tazminatı talebinin şartları oluşmadığından reddine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı kooperatif, icra takibine konu senedin kooperatifin o zamanki yetkilileri tarafından usulsüz olarak borçlandırılmak suretiyle düzenlendiğini, senet karşılığında kooperatife nakit para girişi olmadığını belirterek menfi tespit talebinde bulunmuştur.
Mahkemece, senet üzerinde tek imza bulunduğu kabul edilerek, davanın kabulüne karar verilmişse de, 1163 Sayılı Kooperatifler Kanunu 58 vd. maddeleri ile anasözleşmenin 46. maddesi uyarınca temsile yetkili olanlardan ikisinin imzası gerekmekte olup, dava konusu bono üzerinde de kooperatif kaşesi ile birlikte çift imza olduğu görülmektedir.
1163 sayılı Kooperatifler Kanunu"nun 98..maddesinin göndermesiyle Kooperatifler hakkında da uygulanması gereken 6762 sayılı TTK’nun “Hükmü Şahısların Ehliyeti” başlıklı 137.maddesinde “Ticaret Şirketleri hükmi şahsiyeti haiz olup şirket mukavelesinde yazılı işletme mevzuunun çevresi içinde kalmak şartıyla bütün hakları iktisap ve borçları iltizam edebilirler. Bu husustaki kanuni istisnalar mahfuzdur.” hükmü yer almakta olup, bu hükümle ticaret ortaklıklarının medeni haklardan yararlanma ehliyeti düzenlenmiştir.
6762 Sayılı Ticaret Kanunu’nda yer alan bu düzenleme ile ticaret ortaklıklarının yararlanma hakkı kanuni istisnaları saklı kalmak kaydıyla, şirket mukavelesinde yazılı işletme mevzuunun çerçevesi ile sınırlandırılmış ultravires olarak adlandırılan bu teoriye göre ortaklığın iştigal konusu dışında kalan işlerin ortaklığı bağlamayacağı ilkesi benimsenmiştir.
Hukuk Genel Kurulu’nun 09.12.1998 tarih 1998/11-863 Esas 1998/895 Karar sayılı kararında vurgulandığı üzere, kooperatifin böyle bir işlemle bağlı sayılabilmesi, ancak bu işleme açıkça icazet vermesi ile mümkün olacaktır.
1163 sayılı Yasa’nın 3.maddesi uyarınca bu ana sözleşmede tescil ve ilan edilmekle üçüncü kişilerin kooperatifin amacını ve konusunu bildiklerine ilişkin bir karine oluşur ve aksi üçüncü kişilerce iddia ve ispat edilmedikçe bu karine etkisini sürdürür.
1163 sayılı Kanun’un 59/1.hükmü karşısında temsile yetkili kişiler ancak kooperatif namına onun amacının gerektirdiği bütün hukuki işlemleri yapabileceklerinden kooperatifçe açıkça icazet verildiği anlamına gelecek bir işlem bulunmadığı durumda, kooperatif yöneticilerinin imzaladığı bonolar kooperatif yönünden bağlayıcı olmayacaktır.
Tüm bu açıklamalar ışığında somut olay irdelendiğinde; dava konusu bonolar kooperatifi temsile yetkili eski yöneticilere ait çift imzayı içermekte ise de, temsile yetkili kişiler ancak kooperatif namına onun amacının gerektirdiği hukuki işlemleri yapabileceklerinden, anasözleşmenin incelenerek, kooperatifin borçlanma tarihinde tasfiye halinde olduğu da dikkate alınarak, üçüncü şahıslardan borç alabileceğine ilişkin bir düzenleme bulunup bulunmadığı, kooperatif kayıtlarında bono karşılığında kooperatife herhangi bir para girişi olup olmadığı, bono ile elden borçlanmaya icazet anlamına gelecek bir işlemin bulunup bulunmadığı yönlerinden bilirkişiden rapor alınması ve gerektiğinde ... Cumhuriyet Başsavcılığı" nın 2011/27183 sayılı soruşturma dosyası da getirtilip incelenmesi gerekirken, mahkemece eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün temyiz eden davalı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 06.10.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.