Silahlı terör örgütüne üye olma - Yargıtay 16. Ceza Dairesi 2018/1714 Esas 2018/3638 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
16. Ceza Dairesi
Esas No: 2018/1714
Karar No: 2018/3638
Karar Tarihi: 16.10.2018

Silahlı terör örgütüne üye olma - Yargıtay 16. Ceza Dairesi 2018/1714 Esas 2018/3638 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Bir kişi silahlı terör örgütüne üye olmak suçundan mahkum edildi. Dosya, Bölge Adliye Mahkemesince incelendi ve temyiz talebinin reddedilmesine karar verildi. Yerel mahkeme, bylock delilinin hukuka uygunluğunu dikkate alarak karar verdi. Ancak, mahkeme hukuki dayanaktan yoksun değerlendirmelere yer verdiği için hükmün temyiz edilmesi gerektiği belirtildi. Dosya, kanuna uygun olarak hazırlandığı ve vicdani kanının kesin bir şekilde verilere dayandırıldığı için temyiz davası reddedildi ve hüküm onandı. Hükmolunan cezanın süresine göre şartları bulunmadığından sanığın duruşmalı inceleme istemi reddedildi.
Kanun Maddeleri: TCK 314/2, 62, 53, 58/9, 63, 3713 sayılı Kanunun 5/1, CMK 299/1, 134, 302/1.
16. Ceza Dairesi         2018/1714 E.  ,  2018/3638 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi :Ceza Dairesi
    Suç : Silahlı terör örgütüne üye olma
    Hüküm : TCK"nın 314/2, 62, 53, 58/9, 63, 3713 sayılı Kanunun 5/1. maddeleri uyarınca mahkumiyet kararına yönelik istinaf başvurusunun esastan reddi

    Bölge Adliye Mahkemesince verilen hüküm temyiz edilmekle;
    Temyiz edenin sıfatı, başvurunun süresi, kararın niteliği ve temyiz sebebine göre dosya incelendi, gereği düşünüldü;
    Temyiz talebinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi;
    Hükmolunan cezanın süresine göre şartları bulunmadığından sanığın duruşmalı inceleme isteminin CMK’nın 299/1. maddesi uyarınca REDDİNE,
    Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
    Yerel mahkemenin, bylock delilinin hukuka uygunluğu ile ilgili olarak esas itibariyle ayrıntıları Yargıtay Ceza Genel Kurulu tarafından onanarak kesinleşen Dairemizin ilk derece mahkemesi sıfatıyla verdiği 24.04.2017 tarih, 2015/3 esas, 2017/3 karar sayılı kararında açıklanan gerekçeleri de benimsemiş olması karşısında gerekçede ayrıca Yargıtay uygulamalarına yanlış anlam yüklenerek; “Pek çok Yargıtay kararında "istihbarat kaynaklarından gelen veri ve bilgiler" yargılama sırasında delil olarak kabul edilmiştir. Yine Yargıtay kararlarında (Örneğin; Yargıtay 9. Ceza Dairesinin 28.11.2013 tarih 2013/8995-14476 E.K. sy. kararı gibi) terör örgütleriyle ilgili yapılanmanın ve grubun terör örgütü içinde olup olmadığı hususunun Emniyet Genel Müdürlüğünden sorulması gerektiği belirtilmiş olup, bu konuda verilen cevabın da Emniyet Genel Müdürlüğü tarafından toplanan "istihbarat kaynaklı veri ve bilgilerin" değerlendirilmesi sonucu açıklanan bir hukuki kanaat olmasına rağmen bu bilgiler mahkemelerce delil olarak kabul edilmektedir. Bu kapsamda "bylock" programına dair veriler.../...CMK"nın 134. maddesinde düzenlenen "sanığa ait bilgisayar vs. Dijital materyaller üzerinde inceleme yapılması" mahiyetinde de değildir. Zira üzerinde inceleme yapılan ve bilgi elde edilen bilgisayar vs. dijital materyeller (örneğin ana sörvır. gibi) sanığa ait değildir. Bylock programına dair veri ve bilgiler suç tarihinden sonra MİT veya EGM tarafından bu programın kullanılmasına dair çözümlenen ve analiz edilerek toplanan teknik veri ve bilgiler olup, suç işlenmezden önceki safhayı kapsayan "suçu önleme amaçlı iletişimin dinlemesi ve kayda alınması tedbiri” mahiyetinde de değildir.” denilmek suretiyle hukuki dayanaktan yoksun değerlendirilmelere yer verilmesi sonuca etkili görülmemiştir.
    Yargılama sürecindeki usuli işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, hükme esas alınan tüm delillerin hukuka uygun olarak elde edildiğinin belirlendiği, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde eksiksiz sergilendiği, özleri değiştirmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı, eylemlerin doğru olarak nitelendirildiği ve kanunda öngörülen suç tipine uyduğu, yaptırımların kanuni bağlamda şahsileştirilmek suretiyle uygulandığı anlaşılmakla; sanık müdafiinin temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü nedenler yerinde görülmediğinden CMK’nın 302/1. maddesi gereğince temyiz davasının esastan reddiyle hükmün ONANMASINA, 16.10.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.