10. Hukuk Dairesi Esas No: 2015/21374 Karar No: 2018/5175 Karar Tarihi: 24.05.2018
Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2015/21374 Esas 2018/5175 Karar Sayılı İlamı
10. Hukuk Dairesi 2015/21374 E. , 2018/5175 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
Dava, rücuan tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Hükmün, davacı Kurum ile davalılardan ...avukatları tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. Dava; 22.10.2012 tarihli iş kazasında vefat eden sigortalının hak sahiplerine ödenen peşin sermaye değer gelir bağlanması nedeniyle uğranılan Kurum zararının tahsili istemine ilişkin olup, davanın yasal dayanağı olay tarihinde yürürlükte bulunan ve 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı ... ve ... Sigortası Kanun 21. ve 76. maddeleridir. 5510 sayılı Kanunun “İş Kazası ve Meslek Hastalığı ile Hastalık Bakımından İşverenin ve Üçüncü Kişilerin Sorumluluğu” başlıklı 21. maddesine göre; İş kazası ve meslek hastalığı, işverenin kastı veya sigortalıların sağlığını koruma ve iş güvenliği mevzuatına aykırı bir hareketi sonucu meydana gelmişse, Kurumca sigortalıya veya hak sahiplerine bu Kanun gereğince yapılan veya ileride yapılması gereken ödemeler ile bağlanan gelirin başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değeri toplamı, sigortalı veya hak sahiplerinin işverenden isteyebilecekleri tutarlarla sınırlı olmak üzere, Kurumca işverene ödettirilir. Anılan madde ile tazmin sorumlularının Kurum karşısındaki sorumluluğu bir tavanla sınırlandırılmış olup, bu sorumluluk “...sigortalı veya hak sahiplerinin işverenden isteyebilecekleri tutarlarla sınırlı…” bulunmaktadır. Kusurun belirlenmesinde, zararlandırıcı sigorta olayının ne şekilde oluştuğunun, dosya içeriğindeki tüm deliller takdir olunarak belirlenmesi ve kabul edilen maddi olgular doğrultusunda, konusunda uzman sayılacak kişilerden oluşturulacak bilirkişi heyetinden, aynı olay nedeniyle daha önce açılmış ve kesinleşmiş tazminat ve ceza dosyaları varsa, bu dosyalardaki kusur raporları ile çelişki oluşturmayacak şekilde kusur oran ve aidiyeti konusunda rapor alınması gereklidir. Maddi olguyu tespit ederken, Borçlar Kanununun 53 üncü maddesi uyarınca (TBK madde 74.) hukuk hakimi, ceza davasında alınmış kusur raporu ile bağlı olmayıp, kesinleşmiş ceza ilamıyla saptanmış maddi olgularla bağlı olduğu dikkate alınmalı, sigortalı veya hak sahipleri tarafından tazmin sorumluları aleyhine açılan tazminat davalarında alınan kusur tespitine ilişkin bilirkişi raporunun, rücu davasında bağlayıcı nitelikte değilse de güçlü delil niteliğinde bulunduğu hususu gözetilmelidir. Mahkemece alınan 09.10.2013 tarihli kusur raporunda sigortalı %50, işveren %30, davalı ... ise %20 oranında kusur verilmiştir. 24.02.2014 tarihli kusur raporunda ise Yusuf %25 sigortalı ise %75 oranında kusurlu bulunarak kusur raporları çelişmiştir. Mahkeme İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği ile iş kazasının vuku bulduğu iş kolunda uzman bilirkişi heyetinden; (iş veren yönünden kusur değerlendirmesi yaparak) yeniden kusur raporu alınarak, çelişki de giderildikten sonra, varılacak sonuca göre hüküm kurulması gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmiş olması bozma nedenidir. O hâlde, davacı Kurum ile davalılardan Yusuf Karanfil avukatlarının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları gözetilerek karar verilmek üzere hüküm bozulmalıdır SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmü BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalılardan Yusuf Karanfil"e iadesine, 24.05.2018 gününde oybirliği ile karar verildi.