13. Ceza Dairesi 2018/5222 E. , 2018/16680 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Hırsızlık
HÜKÜMLER : Mahkumiyet
Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:
I-)Suça sürüklenen çocuk hakkında mağdur ...’a yönelik hırsızlık suçundan kurulan hükme yönelik incelemede:
Suça sürüklenen çocuğun eylemine uyan 5237 sayılı TCK"nın 141/1, 143, 31/2 ve 168/2. maddelerine uyan suçun gerektirdiği cezanın türü ve üst sınırına göre, aynı Yasanın 66/1-e ve 66/2. maddelerinde öngörülen 4 yıllık asli zamanaşımının, suça sürüklenen çocuk hakkında ilk hükmün verildiği 21.03.2014 tarihinden inceleme konusu son hükmün verildiği 27.04.2018 tarihine kadar geçmiş bulunduğunun gözetilmemesi,
Bozmayı gerektirmiş, suça sürüklenen çocuk ... müdafıinin temyiz istemi bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan hükmün açıklanan nedenle tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA, bozma sebebi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi aracılığıyla 1412 sayılı CMUK"un 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, suça sürüklenen çocuk hakkında açılan kamu davasının 5271 sayılı CMK"nın 223/8. maddesi uyarınca zamanaşımı nedeniyle DÜŞMESİNE,
II-)Suça sürüklenen çocuk hakkında müşteki ... ve mağdur ...’a yönelik hırsızlık suçlarından kurulan hükümlere yönelik incelemede:
Dosyada mevcut Ordu Devlet hastanesinin 03/06/2013 tarihli raporunda suça sürüklenen çocuğun fiilin hukuki anlam ve sonucunu algılayabildiği, davranışlarını yönlendirebildiği ve farik ve mümeyyiz olduğu kanaatine varıldığının belirtilmiş olması, bozma ilamı sonrası yapılan yargılamada alman 07/11/2017 tarihli sosyal inceleme raporu içeriğinde, suça sürüklenen çocuğun eylemin hukuki olarak sonuçlarını algılayacak durumda olmadığı ve davranışlarını da yönlendirme yeteneğinin tam olarak gelişmediğinin belirtildiğinin anlaşılması karşısında, suç tarihinde 12-15 arası yaş grubunda bulunan suça sürüklenen çocuk hakkında TCK"nın 31/2. maddesi uyarınca işlediği fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılama ve bu fiille ilgili davranışlarını yönlendirme yeteneğinin gelişip gelişmediği hususlarında dosyada mevcut belirtilen tüm raporlar irdelenerek çelişki giderilmek suretiyle Adli Tıp İhtisas Kurulundan rapor alınarak sonucuna göre hüküm kurulması gerektiğinin gözetilmemesi,
Kabule göre de;
1-09.02.2018 tarihli duruşmada suça sürüklenen çocuğun zararı karşılamak istediği ancak mağdur ...’ın zararının karşılanmasını istemediğini beyan etmiş olması karşısında suça sürüklenen çocuk hakkında bu mağdura yönelik hırsızlık suçundan kurulan hükümde 5237 sayılı TCK"nın 168/2. maddesinin uygulanması gerektiğinin düşünülmemesi,
2-5237 sayılı TCK"nın 50. maddesinin 1. fıkrasının (d) bendindeki düzenlemenin, "...belirli yerlere gitmekten veya belirli etkinlikleri yapmaktan yasaklanma..."yı öngördüğü, yasada geçen "etkinlik" kavramının ise, "...insanın, çevresiyle arasındaki ilişkileri düzenleyen her türlü eylem-çalışma, iş yapma, işlerlik ve devinimi” ifade ettiği, bu fıkraya göre belirli yerler ve etkinlikler; suça sürüklenen çocuğun suç işlemesinde, suça yönelmesinde ya da zararlı alışkanlıklar edinmesinde veya bağımlılık yapan maddeler kullanmasında çevresel, psikolojik, sosyal veya ekonomik etkisi bulunan ya da suça sürüklenen çocuğun yeniden suç işlemesine yol açan etkenleri tetikleyecek yerler veya etkinliklerdir. Bu bağlamda suça sürüklenen çocuk hakkında hükmedilecek seçenek yaptırımın infazı ile ulaşılmak istenilen temel amacın, suça sürüklenen çocuğun yeniden suç işlemesini engelleyici etkenleri güçlendirmek, toplumu suça karşı korumak, suça sürüklenen çocuğun sosyalleşmesini teşvik etmek, üretken, kanunlara ve toplumsal kurallara saygılı, sorumluluk taşıyan bir yaşam biçimine uyumunu kolaylaştırmak niteliğinde olması gerektiği ve suça sürüklenen çocukların PVSK"nın 12/2. maddesine göre girmesi zaten yasak olan internet kafelere giremeyeceği gözetilerek suça sürüklenen çocuk hakkında hükmedilen hapis cezasının 5237 sayılı TCK"nın 50/1-d maddesine göre bir başka tedbire ya da TCK"nın 50/1. maddesinde belirtilen diğer seçenek yaptırımlardan birine çevrilmesi gerektiğinin düşünülmemesi,
3-5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu’nun 11. maddesine göre cezai sorumluluğu bulunmayan çocuklar bakımından çocuklara özgü güvenlik tedbirlerinin uygulanacağının belirtilmiş olması, mahkemesince suça sürüklenen çocuğun cezai sorumluluğunun bulunduğu kabul edilerek mahkumiyet hükümleri kurulduğunun anlaşılması karşısında, suça sürüklenen çocuk hakkında aynı Kanunun 5/1-a maddesinin uygulanamayacağının gözetilmemesi,
Bozmayı gerektirmiş, suça sürüklenen çocuk ... müdafiinin temyiz itirazı bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin istem gibi BOZULMASINA, 22.11.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.