10. Ceza Dairesi 2017/6865 E. , 2017/6462 K.
"İçtihat Metni"Adalet Bakanlığı"nın, 08/08/2017 tarihli yazısı ile kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan şüpheli ... hakkında açılan kamu davası üzerine yapılan yargılama sonucunda, kamu davasının reddine dair İstanbul Anadolu 13. Asliye Ceza Mahkemesi"nin 21/10/2016 tarihli ve 2015/213 esas, 2016/472 sayılı kararının kanun yararına bozulmasına yönelik talebi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nca 21/08/2017 tarihli yazı ekinde dosyanın Dairemize gönderildiği anlaşıldı.
Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
A) Konuyla İlgili Bilgiler:
1- Şüpheli hakkında, 12/06/2014 tarihinde işlediği iddia edilen kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan dolayı İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı"nın 18/08/2014 tarihli kararı ile TCK’nın 191/2. maddesi uyarınca beş yıl süreyle kamu davasının açılmasının ertelenmesine, bir yıl süre ile tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına, ayrıca erteleme süresi zarfında tedavi ve denetimin gereklerine uygun davranmamakta ısrar etmesi, tekrar uyuşturucu madde kullanması veya kullanmak için bulundurması halinde erteleme kararının kaldırılarak kamu davası açılacağı hususunda uyarılmasına karar verildiği, bu kararın 29/08/2014 tarihinde şüpheliye tebliğ edildiği, şüphelinin bu karara itiraz etmediği,
2- Tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin infazına başlaması için, kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararının Cumhuriyet Başsavcılığınca 29/01/2015 tarihli üst yazı ile Denetimli Serbestlik Müdürlüğüne gönderildiği, şüpheliye tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin infazına başlaması için gönderilen uyarılı ilk başvuru davetiyesinin 10/02/2015 tarihinde tebliğ edildiği,
3- Ancak bu aşamada, şüphelinin kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararının tebliğinden sonra erteleme süresi zarfında 03/10/2014 tarihinde tekrar kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçunu işlediğinden bahisle yeni bir soruşturma başlatılması üzerine, bu yeni suç TCK’nın 191/5. maddesi gereğince önceki erteleme kararı ile verilen tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin ihlali niteliğinde olduğundan erteleme kararı kaldırılarak kamu davası açıldığı,
3- İstanbul Anadolu 13. Asliye Ceza Mahkemesi"nin 21/10/2016 tarihli ve 2015/213 esas, 2016/472 sayılı kararı ile "... Sanık hakkında kamu davasının açılmasının ertelenmesine karar verildiği bu kararın sanığa tebliğinden sonra denetim ve tedaviye riayetsizlik gerçekleştirdiğine dair bir tutanak bulunmadığı anlaşıldığından dava şartları oluşmadığı..." gerekçesiyle, “kamu davasının reddine” karar verildiği, kararın yasa yoluna başvurulmadan kesinleştiği,
Anlaşılmıştır.
B) Kanun Yararına Bozma Talebi:
Kanun yararına bozma talebi ve ihbar yazısında, "Dosya kapsamına göre, kamu davasının açılmasının ertelenmesine dair İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığının 18/08/2014 tarihli kararını müteakip İstanbul Anadolu Denetimli Serbestlik Müdürlüğünün denetim planına ilişkin çağrı kağıdının şüpheliye 10/02/2015 tarihinde tebliğini müteakip,
şüphelinin erteleme süresi içinde 03/10/2014 tarihinde tekrar uyuşturucu madde ile yakalanması karşısında, Türk Ceza Kanunu’nun 6545 sayılı Kanun ile değişik 191/4-b maddesi gereğince erteleme süresi zarfında tekrar kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde bulunduran sanık hakkında, mahkemesince mahkumiyet hükmü kurulması gerekirken, yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesinde isabet görülmemiştir." denilerek, İstanbul Anadolu 13. Asliye Ceza Mahkemesi"nin 21/10/2016 tarihli ve 2015/213 esas, 2016/472 sayılı kararının bozulması istenmiştir.
C) Konuyla İlgili Hukuksal Düzenlemeler:
a) TCK"nın 191. maddesi:
(1) Kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alan, kabul eden veya bulunduran ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanan kişi, iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) Bu suçtan dolayı başlatılan soruşturmada şüpheli hakkında 4/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 171 inci maddesindeki şartlar aranmaksızın, beş yıl süreyle kamu davasının açılmasının ertelenmesine karar verilir. Cumhuriyet savcısı, bu durumda şüpheliyi, erteleme süresi zarfında kendisine yüklenen yükümlülüklere uygun davranmadığı veya yasakları ihlal ettiği takdirde kendisi bakımından ortaya çıkabilecek sonuçlar konusunda uyarır.
(3) Erteleme süresi zarfında şüpheli hakkında asgari bir yıl süreyle denetimli serbestlik tedbiri uygulanır. Bu süre Cumhuriyet savcısının kararı ile üçer aylık sürelerle en fazla bir yıl daha uzatılabilir. Hakkında denetimli serbestlik tedbiri verilen kişi, gerek görülmesi hâlinde denetimli serbestlik süresi içinde tedaviye tabi tutulabilir.
(4) Kişinin, erteleme süresi zarfında;
a) Kendisine yüklenen yükümlülüklere veya uygulanan tedavinin gereklerine uygun davranmamakta ısrar etmesi,
b) Tekrar kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması,
c) Uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması,
hâlinde, hakkında kamu davası açılır.
(5) Erteleme süresi zarfında kişinin kullanmak için tekrar uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması, dördüncü fıkra uyarınca ihlal nedeni sayılır ve ayrı bir soruşturma ve kovuşturma konusu yapılmaz.
...
b) CMK’nın 223/7. maddesi:
Aynı fiil nedeniyle, aynı sanık için önceden verilmiş bir hüküm veya açılmış bir dava varsa davanın reddine karar verilir.
c) CMK’nın 223/8. maddesi:
Türk Ceza Kanununda öngörülen düşme sebeplerinin varlığı ya da soruşturma veya kovuşturma şartının gerçekleşmeyeceğinin anlaşılması hallerinde, davanın düşmesine karar verilir. Ancak, soruşturmanın veya kovuşturmanın yapılması şarta bağlı tutulmuş olup da şartın henüz gerçekleşmediği anlaşılırsa; gerçekleşmesini beklemek üzere, durma kararı verilir. Bu karara itiraz edilebilir.
Ç) Konunun Değerlendirilmesi:
TCK"nın 191. maddesinin 4. fıkrasının (b) bendinde, "Kişinin, erteleme süresi zarfında;...Tekrar kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması, ... hâlinde, hakkında kamu davası açılır." hükmüne yer verilmiştir.
Somut olayda şüpheli hakkındaki kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararının 29/08/2014 tarihinde şüpheliye tebliğ edildiği, şüphelinin hiç bir aşamada bu karara karşı itiraz etmediği, 6545 sayılı Kanun ile değişik TCK’nın 191. maddesinin 2. fıkrasında yer alan “kamu davasının açılmasının ertelenmesine” karar verileceğine ilişkin düzenleme ve “Cumhuriyet savcısı, bu durumda şüpheliyi, erteleme süresi zarfında kendisine yüklenen yükümlülüklere uygun davranmadığı veya yasakları ihlal ettiği takdirde kendisi bakımından ortaya çıkabilecek sonuçlar konusunda uyarır.” şeklindeki ifade ile, 3. fıkrasında yer alan “Erteleme süresi zarfında şüpheli hakkında asgari bir yıl süreyle denetimli serbestlik tedbiri uygulanır.” şeklindeki ifadeler karşısında, yasada belirtilen “erteleme süresi zarfında” ibaresinin, 2. fıkra uyarınca Cumhuriyet savcısının uyarısını içeren “kamu davasının açılmasının ertelenmesi” kararının şüpheliye tebliği ile başlayacağı, zira şüphelinin bu şekilde kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı ile birlikte kendisine yüklenen “erteleme süresi zarfında tekrar uyuşturucu madde kullanmama” yükümlülüğünden haberdar olacağı, anlaşıldığından, 18/08/2014 tarihli kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararının 29/08/2014 tarihinde şüpheliye tebliği ile başlayan erteleme süresi zarfında 03/10/2014 tarihinde tekrar kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçunu işlediğinden bahisle yeni bir soruşturma başlatılan şüpheli hakkında yargılama şartı gerçekleştiğinden TCK"nın 191. maddesinin 4. fıkrasının (b) bendi uyarınca kamu davası açılması yasal bir zorunluluk olup, mahkemece yargılamaya devam edilmesi gerekirken "... Sanık hakkında kamu davasının açılmasının ertelenmesine karar verildiği bu kararın sanığa tebliğinden sonra denetim ve tedaviye riayetsizlik gerçekleştirdiğine dair bir tutanak bulunmadığı anlaşıldığından dava şartları oluşmadığı..." şeklindeki dosya kapsamına ve kanuna uygun düşmeyen gerekçe ile kamu davasının reddine karar verilmesi yasaya aykırıdır.
Ayrıca, her ne kadar mahkemece kamu davasının reddine karar verildiği belirtilmiş ise de, hüküm türlerinin sayıldığı CMK’nın 223/7. maddesinde davanın reddine karar verilebilecek haller belirlenmiş olup, ancak “Aynı fiil nedeniyle, aynı sanık için önceden verilmiş bir hüküm veya açılmış bir dava varsa” davanın reddine karar verilebileceği, mahkemenin gerekçesinde ise “dava şartları oluşmadığı”nın belirtildiği, bu durumda esasen mahkemece durma kararı verilmişcesine hüküm kurulduğu ve hükmün esası itibari ile durma kararı niteliğinde olduğu halde, kamu davasının reddine karar verildiği belirtilerek hükümde çelişkiye neden olunmuştur. Bu şekilde çelişkili hüküm kurulması ve hükmün karıştırılması yasaya aykırı olduğundan, hükmün karıştırılması halinde mahkemenin iradesi açık şekilde ortaya çıkmadığı için kazanılmış haktan da söz edilemeyeceğinden kanun yararına bozma talebi bu değişik gerekçe ile kabul edilmiştir.
D) Karar :
Açıklanan nedenlere göre; kamu davasının reddine dair İstanbul Anadolu 13. Asliye Ceza Mahkemesi"nin 21/10/2016 tarihli ve 2015/213 esas, 2016/472 sayılı kararının 5271 sayılı CMK"nın 309. maddesinin 3. fıkrası gereğince kanun yararına BOZULMASINA, aynı Kanun"un 309. maddesinin 4. fıkrasının (a) bendi uyarınca gerekli işlemin yapılması için dosyanın Adalet Bakanlığı"na iletilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"na gönderilmesine, 07.12.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.