20. Hukuk Dairesi 2015/16232 E. , 2016/2536 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki davada, ... .... Asliye Hukuk ve ...... Asliye Ticaret Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, kasko sigorta şirketince, sigortalısına ödenen sigorta bedelinin rücuan tazminini istemine ilişkindir.
... .... Asliye Hukuk Mahkemesince, taraflar arasındaki uyuşmazlığın TTK"nın ... ve .... maddeleri gereğince asliye ticaret mahkemesinin görevine girdiği gerekçesi ile görevsizlik yönünde hüküm kurulmuştur.
...... Asliye Ticaret Mahkemesi ise, uyuşmazlıkta sigorta sözleşmesine değil halefiyete dayanıldığı, sigortalının tacir olmadığı gerekçesi ile karşı görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur.
Dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun .... maddesinde, bu kanundan doğan hukuk davalarının ticari dava sayıldığı, aynı Kanunun .... maddesinin ikinci fıkrasında, bir yerde ticaret mahkemesi varsa asliye hukuk mahkemesinin vazifesi içinde bulunan ve bu Kanunun .... maddesi hükmünce ticari sayılan davalara ticaret mahkemesinde bakılacağı hususları düzenlenmiştir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun .../.... maddesinde her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işlerinin ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılacağı hüküm altına alınmıştır. Buna göre bir uyuşmazlığın ticari nitelikte olabilmesi için, her iki tarafın da ticari işletmesini ilgilendirmesi yahut aynı maddenin alt bentlerinde düzenlenen istisnalardan birine dahil olması gerekmektedir.
TTK m. 1472’de düzenlenen halefiyet, yasal, sınırlı ve cüz’î halefiyet niteliğindedir. Bu maddeden doğan halefiyet hakkına istinaden açılan veya açılacak olan dava, esas itibariyle sigortalının, kendisine zarar verene karşı açacağı tazminat davasının, onun halefi sıfatıyla sigortacı tarafından açılmasıdır. TTK"nın 1472. maddesi uyarınca sigortacı, sigorta bedelini ödedikten sonra hukuken sigorta ettiren yerine geçer ve dava, tazmin ettiği bedel nisbetinde sigortacıya intikal eder. Bu şekilde sigortalısının haklarına halef olan sigorta şirketinin, ödediği tazminat miktarınca hukuken sigortalı yerine geçerek açtığı rücû davası, aslında bir tazminat davası olup, bu niteliği itibariyle aynı zamanda şahsî nitelikte bir eda davasıdır. Burada sigortacı, sigorta ettiren yerine geçtiği için şahsî ve rücûu ödediği bedelle sınırlı olduğundan dolayı da cüz"î haleftir. Sigortacının, sigortalıya ödediği tazminat oranında sigortalının yerine geçeceği ve onun kanunî halefi olacağı, ilke olarak 31.03.1954 gün ve 1953/... E. - 1954/... K. sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında da belirtilmiştir. ....01.1972 tarih ve 1970/...E. - 1972/... K. sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında da, sigortacının, zarara sebebiyet veren aleyhinde açtığı rücûu davasının, kanundan doğan halefiyete dayandığı ve halef olanın, halefiyet
yolu ile nasıl bir hak iktisap etmiş ise, o hakka sahip olacağı vurgulanmış; velhasıl sigorta ettirenin ne hakkı varsa bunların, şartları gerçekleşince sigortacıya geçeceği; sigortacının, sigorta ettirenin bütün def’ilerini üçüncü şahsa karşı ileri sürebileceği ve Borçlar Kanununun 44. maddesine (TBK m. 52)"de dayanabileceği; tabiatıyla sigorta ettirenin olayda dava hakkı yoksa, sigortacıya da bu yönde bir hakkın intikal etmeyeceği açıklanmıştır.
Somut olayda uyuşmazlık, 6102 sayılı TTK"nın 1472 (6762 sayılı TTK"nın 1301) maddesi uyarınca, sigorta şirketi tarafından, yol inşaatının çökmesi sonucunda sigortalının aracında meydana gelen zarar nedeniyle, sigortalıya ödenen tazminatın, haksız fiile neden olan davalı şirketten rücuan tahsili isteminden kaynaklanmaktadır.
Dosya kapsamından, davanın tarafları tacir ise de, sigortalının tacir olmadığı ve uyuşmazlığın haksız fiilden kaynaklandığı anlaşıldığından, davanın genel hükümler çerçevesinde asliye hukuk mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK’nın ... ve .... maddeleri gereğince ... .... Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 01/03/2016 gününde oy birliğiyle karar verildi.