Abaküs Yazılım
21. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/18408
Karar No: 2015/13685
Karar Tarihi: 15.06.2015

Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2014/18408 Esas 2015/13685 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Davacı-k.davalı, Kurum işleminin iptaliyle kesilen yetim aylığının yeniden bağlanmasına, biriken aylıkların faiziyle tahsiline talep etmiştir. Davalı-k.davacı, yersiz ödenen aylıkların iadesi için başlatılan takibe itirazın iptaliyle takibin devamına karar verilmesini istemiştir. Mahkeme, asıl davanın kabulüne, birleşen davanın reddine karar vermiştir. Hüküm, davalı-k.davacı Kurum vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Kararda, 5510 sayılı Kanunun 56/2 fıkrası uyarınca kesilen ölüm aylığının kesilme tarihi itibarıyla yeniden bağlanması gerektiği tespiti istenmiştir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir. 5510 sayılı Yasanın 56. maddesinde \"eşinden boşandığı halde, boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığı belirlenen\" ibareleri yer aldığı belirtilmiştir. Kanun koyuca tarafından boşanma amacına/saikine yönelik herhangi bir düzenlemeye yer verilmediği ve uygulama alanının genişletildiği vurgulanmıştır. Maddede, eşlerin boşanma iradelerinin gerçekliğinin/samimiliğinin araştırılıp ortaya konulması söz konusu olmadığı belirtilmiştir. Mahkemece, davacının boşandığı eşiyle birlikte yaşadığı anlaşıldığından davanın reddine karar verilmesi gerektiği bel
21. Hukuk Dairesi         2014/18408 E.  ,  2015/13685 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :İş Mahkemesi


    Davacı-k.davalı, Kurum işleminin iptaliyle kesilen yetim aylığının yeniden bağlanmasına, biriken aylıkların faiziyle tahsiline,
    Davalı-k.davacı, yersiz ödenen aylıkların iadesi için başlatılan takibe itirazın iptaliyle takibin devamına karar verilmesini istemiştir.
    Mahkeme, ilamında belirtildiği şekilde, asıl davanın kabulüne, birleşen davanın reddine karar vermiştir.
    Hükmün, davalı-k.davacı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

    K A R A R

    Dava, 5510 sayılı Kanunun 56/2 fıkrası uyarınca kesilen ölüm aylığının kesilme tarihi itibarıyla yeniden bağlanması gerektiğinin tespiti istemine ilişkindir.
    Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Davanın yasal dayanağını oluşturan 5510 sayılı Yasa"nın 56. maddesinde oldukça yalın olarak " eşinden boşandığı halde, boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığı belirlenen" ibareleri yer almakta olup, kanun koyuca tarafından örneğin; "sosyal güvenlik kanunları kapsamında ölüm aylığına hak kazanmak amacıyla eşinden boşanan", " hak sahibi sıfatını haksız yere elde etme amacıyla eşinden boşanan", "gerçek boşanma iradesi söz konusu olmaksızın (muvazaalı olarak) eşinden boşanan" veya bunlara benzer ifadelere yer verilmemiş, sade olarak kaleme alınan metinle uygulama alanı genişletilmiştir. Maddede, boşanma amacına/saikine yönelik herhangi bir düzenlemeye yer verilmediğinden, gerek Kurumca, gerekse yargı organlarınca uygulama yapılırken, eşlerin boşanma iradelerinin gerçekliğinin/samimiliğinin araştırılıp ortaya konulması söz konusu olmamalı, boşanmanın muvazaalı olup olmadığına ilişkin herhangi bir araştırma/irdeleme ve boşanma yönündeki kesinleşmiş yargı kararının geçerliliğinin sorgulaması yapılmamalı, özellikle kesinleşmiş yargı organının verdiği karara dayanan "boşanma" hukuki durum ve sonucunun, eşlerin gerçek iradelerine dayanıp dayanmadığının araştırılmasının bir başka organın yetki ve görevi içersinde yer almadığı, kaldı ki, 4721 sayılı Türk Medeni Kanununda "anlaşmalı boşanma" adı altında hukuki bir düzenlemenin de bulunduğu dikkate alınmalıdır. Şu durumda sonuç olarak vurgulanmalıdır ki, boşanma tarihi itibariyle gerçek/samimi boşanma iradelerine sahip olan (evlilik birliği temelinden sarsılan) veya olmayan tüm eşlerin, maddenin yürürlük tarihi olan 01/10/2008 tarihinden itibaren her ne sebeple olursa olsun eylemli olarak birlikte yaşadıklarının saptanması durumunda gelirin/aylığın kesilmesi zorunluluğu bulunmaktadır
    Somut olayda; davacının boşanma sonrasında 21.09.2011 tarihinden itibaren ikamet ettiğini beyan ettiği adreste yapılan araştırmada, ev sahibi Aysel Erdür"ün, 21.09.2011 tarihinde kontrol memuruna verdiği ifadede, davacının boşandığı eşi ile birlikte yaşadığı, evi davacının boşandığı eşine kiraladığını beyan ettiği, davacının bir diğer ev sahibi ..."nın kontrol memuruna verdiği ifadesinde, davacının eşi ile birlikte oturduğunu beyan ettiği her iki tanığın da duruşmadaki ifadelerini değiştirdikleri ve bunun izah edilebilir, haklı bir gerekçesi bulunmadığından, mahkemedeki ifadelerinin dikkate alınamayacağı, ayrıca kolluk araştırmasında davacının 09.03.2012 tarihinden itibaren ikamet ettiğini beyan ettiği adreste yapılan araştırmada adreste tanınmadığı ve bu adresteki daire sahibinin davacı isminde bir kiracısının olmadığını beyan ettiği, yine davacının 30.10.2012 tarihinde ikamet ettiğini beyan ettiği adreste yapılan araştırmada adreste ikamet eden..."in davacının aile dostları olduğunu, bu adreste hiç ikamet etmediğini beyan etmesi karşısında davacı ile boşandığı eşinin Yasa"da belirtilen “ fiilen birlikte yaşama” koşulunu taşıdıkları anlaşıldığından ve 5510 sayılı yasanın 59/2. maddesi gereğince Kurumun denetim ve kontrol ile görevlendirilmiş memurları tarafından düzenlenen tutanak içeriğinin de aksi ispat edilemediğinden, mahkemece davanın reddine karar verilmesi gerekirken, davanın kabulüne karar verilmesi isabetsiz olmuştur.
    Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular dikkate alınmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
    O halde, davalı-k.davacı Kurumun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 15/06/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.








    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi