Abaküs Yazılım
17. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/3067
Karar No: 2018/6981

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2017/3067 Esas 2018/6981 Karar Sayılı İlamı

17. Hukuk Dairesi         2017/3067 E.  ,  2018/6981 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    -K A R A R-

    Davacı vekili, ölü...mirascıları aleyhine müvekkilinin takip yaptığını, ... takibi sırasında alacaklarını karşılayacak haczi kabil mallarının bulunmadığını ancak dava konusu taşınmazlarını ve kıymetli evrakı diğer davalılara devrettiğinden, yapılan bu tasarrufların iptalini talep etmiştir.
    Davalı ... vekili, davanın görülebilmesi için gerekli aciz belgesinin olmadığını, taşınmazların raiç bedelden alındığını ve ödemelerin bir kısmının asıl borçlu ..."un borçlularına verildiğini, belirterek haksız açılan davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
    Davalı ... vekili, müvekkilinin taşınmazı davalı ..."den aldığını iyiniyetli olduğunu belirtmiştir.
    Davalı ... vekili, dava konularından 1222 nolu parselin raiç bedelden alındığını, alım için banka kredisi kullanıldığını müvekkilinin zarar verme kastının olmadığını belirterek davanın reddini istemiştir.
    Davalı ..., davacının alacağının olmadığını, taşınmazı iyiniyetli olarak satın aldığını belirtmiştir.
    Davalı borçlu ..., taşınmazlarını üçüncü kişiler ile yapılan anlaşma gereği ölen eşinin borçlarının ödenmesi amacı ile satıldığını mal kaçırma amacının olmadığını ifade etmiştir.
    Mahkemece, dava konusu taşınmazlar, kıymetli evrak ve murise ait aracın satılarak paraya çevrilmesi için 19.11.2012 tarihinde sözleşme ile karar verildiğini, dinlenen tanık beyanları ile sabit olduğu üzere borçlunun mallarının satma sebebinin borçlarını ödenmesi olduğu alacaklılara zarar verme kastının ispatlanmadığından bahisle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava, İİK.nun 277 ve devamı maddelerine dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkindir.
    1-İİK"nun 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarında amaç, borçlunun haciz yada iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da "iyiniyet kurallarına aykırılık" nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır. Davacı, iptal davası sabit olduğu takdirde, tasarruf konusu mal üzerinde cebri ... yolu ile hakkını almak yetkisini elde eder ve tasarruf konusu taşınmaz mal ise, davalı üçüncü şahıs üzerindeki kaydın düzeltilmesine gerek olmadan o taşınmazın haciz ve satışını isteyebilir (İİK.md.283/1). Bu yasal nedenle iptal davası, alacaklıya alacağını tahsil olanağını sağlayan, nispi nitelikte, yasadan doğan bir dava olup; tasarrufa konu malların aynı ile ilgili değildir.
    Bu tür davaların dinlenebilmesi için, davacının borçludaki alacağının gerçek olması, borçlu hakkındaki ... takibinin kesinleşmiş olması, iptali istenen tasarrufun takip konusu borçtan sonra yapılmış olması ve borçlu hakkında alınmış kesin veya geçici aciz belgesinin (İİK.nun 277 md) bulunması gerekir. Bu ön koşulların bulunması halinde ise İİK.nun 278, 279 ve 280.maddelerinde yazılı iptal şartlarının bulunup bulunmadığı araştırılmalıdır. Özellikle İİK.nun 280.maddesinde malvarlığı borçlarına yetmeyen bir borçlunun alacaklılarına zarar vermek kastıyla yaptığı tüm işlemler, borçlunun içinde bulunduğu mali durumu ve zarar verme kastının işlemin diğer tarafınca bilindiği veya bilinmesini gerektiren açık emarelerin bulunduğu hallerde tasarrufun iptal edileceği hususu düzenlendiğinden yapılan işlemde mal kaçırma kastı irdelenmelidir. Öte yandan 280/3.maddesine göre ticari işletmenin veya işyerindeki mevcut ticari imtianın tamamını veya mühim bir kısmını devir veya satın alan yahut bir kısmının iktisapla bereber işyerinde sonradan işgal eden şahsın, borçlunun alacaklılarını ızrar kastını bildiği ve borçlununda bu hallerde ızrar kastı ile hareket ettiği kabul edilir.
    Somut olayda, borcun 03.07.2012 tarihli bonodan kaynak- landığı genel haciz yolu ile takip yapılarak takibin kesinleş- tiği, borçlu adresinde 06.06.2014 tarihli haciz tutanağının İİK"nun 105,madde kapsamında aciz belgesi niteliğinde olduğu sabittir.Tasarruflar ise 10.08.2012 ve 24.12.2012 tarihinde borcun doğmundan sonra gerçekleşmiştir. Mahkemece yapılan incelemede, taşınmazlar üzerindeki haciz ve ipotekler dikkate alındığında bedel farkı olmadığı anlaşılmaktadır.
    Ancak dava konularından 1222 parsel üzerinde tahıl depoları, ambar ve kantarların olduğu 1223 nolu parsel üzerinde ise petrol istasyonu olduğu anlaşılmaktadır. Asıl borçlu ölü ... Islah"ın "Islah Ticaret Toprak Mahsulleri ... Gübre ..Petrol Ürünleri" şeklinde ticaret ünvanı olduğundan belirtilen bu iki taşınmazın borçlunun önceden işyeri olup olmadığı araştırılarak İİK"nun 280/3.madde koşullarının değerlendirilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
    Öte yandan, borçlu ve davalı üçüncü ve dördüncü kişiler tamamı Düziçinde mukim olup, asıl borçlu ..."un da aynı yerde ticari faaliyette bulunduğu ve satışlardan kısa bir süre önce 11.07.2012 tarihinde intihar etmek sureti ile yaşamına son verdiği gibi olgular dikkate alınarak İİK"nun 280./1 maddesine göre borçlu dışındaki davalıların borçlunun mali durumunu bilen veya bilmesi lazım gelen kişilerden olup olmadığı da tartışılarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken bu hususun göz ardı edilmesi de isabetsiz olmuştur.
    SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 10.07.2018 oybirliği ile karar verilmiştir.





    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi