Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2016/12516 Esas 2017/2437 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/12516
Karar No: 2017/2437
Karar Tarihi: 02.03.2017

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2016/12516 Esas 2017/2437 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2016/12516 E.  ,  2017/2437 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ
    Taraflar arasındaki iştirak nafakası arttırımı davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı vekili, dava dilekçesinde; boşanma kararıyla müşterek çocuk ...."ın velayetinin müvekkiline verildiğini, müşterek çocuk için aylık 200,00 TL iştirak nafakasına hükmedildiğini, hayat şartları ve ekonomik durumlar göz önünde bulundurulduğunda bu miktarın amacın çok gerisinde kaldığını, müşterek çocuğun kreşe gittiğini, kreşin aylık ücretinin müvekkili tarafından karşılandığını, müşterek çocuk lehine hükmedilen 200,00 TL iştirak nafakasının çok yetersiz kaldığını ileri sürerek; aylık 200,00 TL iştirak nafakasının 400,00 TL ye çıkartılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı cevap dilekçesinde; davacının Isparta 1. Aile Mahkemesinde 24.01.2013 tarihinde nafaka artırım davası açtığını, davacının açmış olduğu nafaka davasının Isparta 1. Aile Mahkemesinde 2013/94 esas numarası ile görüldüğünü ve 21.03.2013 tarihinde karara bağlandığını, nafakanın yıllık TEFE-TÜFE oranında artırılmasına karar verildiğini, davacının yeniden dava açmasının yerinde olmadığını savunarak; davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece; davalı erkeğin boşanma davası esnasındaki ve nafakanın artırılmasına ilişkin bu davanın açıldığı sıradaki ekonomik şartlarının aynı olduğu, boşanma davasından sonra davalının gelirinde ayrıca bir artış olmadığı anlaşılmıştır. Buna göre, boşanma davasının üzerinden uzun bir zaman geçmeden ve davalının ekonomik gelir düzeyinde TÜFE oranının üzerinde belirgin bir artış olmadan nafaka artırım talebinde bulunulmasının hakkaniyet ilkesi ile bağdaşmayacağı kanaatine varıldığından; açılan davanın reddine karar verilmiş, hüküm süresi içerisinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava, iştirak nafakasının artırımı istemine ilişkindir.
    Somut olayda; 06.05.2013 tarihinde kesinleşen boşanma ilamında 200 TL iştirak nafakasına hükmedildiği ve 01.01.2014 tarihinden başlamak üzere iştirak nafakasının gelecek yıllarda TÜİK tarafından açıklanan 12 aylık ortalamalara göre belirlenen TÜFE oranında arttırılmasına karar verildiği verildiği anlaşılmaktadır. Artırım davası açılması kanunda belirli bir süreye tabi tutulmamıştır. Davacı, hükmedilen iştirak nafakasının yetersiz kaldığını ve ihtiyacı karşılamadığını ileri sürmektedir.

    Davacının bu husustaki delilleri toplanıp, küçüğün ihtiyaçlarının tesbiti ile, davalının geliri ile orantılı olacak şekilde, hakkaniyete uygun bir nafakanın hüküm altına alınması gerekmektedir. Mahkemece, iştirak nafakasının artırımı konusunda açılmış bir dava bulunduğu gözetilerek, en azından kesinleşen boşanma ilamındaki hüküm gereğince belirlenecek miktarda iştirak nafakasının artırımına karar verilmesi gerekirken, davanın tümden reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,
    02.03.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.



    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.