17. Hukuk Dairesi 2016/1931 E. , 2018/6973 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki muvazaalı işlemin iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacı ve davalılar Ferah, Yusuf ve ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
- K A R A R-
Davacı vekili, davalı borçlu ... aleyhine takip yapıldığını, alacaklarının semeresiz kaldığını, borçlunun müteahhit, davalı ... ve ..."nın arsa sahibi sıfatı ile 29.07.2008 tarihinde yaptıkları kat karşılığı inşaat sözleşmesi gereği 2-4-5- ve 8 nolu bağımsız bölümlerin 1/3 hissesinin borçluya ait olduğu konusunda anlaşmaya varıldığı halde müteahhit adına tescil edilmesi gereken dairelerin mal kaçırma amacı ile muvazaalı olarak 2-5-ve 8 nolu bağımsız bölümün davalı ..."a 4 nolu bağımsız bölümün ..."ye devredildiğinden bu tapuların iptali ile borçlu adına tesciline karar verilmesini istemişlerdir.
Davalı ..., Yusuf ve ... vekili, mal kaçırma amaçlarının olmadığını borçlunun üzerine düşen edimleri yerine getirmediğini belirterek haksız açılan davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Davalı borçlu ..., duruşmalara katılmamış cevap dilekçesi sunmamıştır.
Mahkemece, davacı vekilinin dava konusu bağımsız bölümlerle ilgili oluşturulan tapu kayıtlarının muvaaza nedeniyle hükümsüz olduğunu, iptali gerektiğini ileri sürerek açmış olduğu işbu davada davalılar ... ve ... ile diğer davalı ......"ında müteahhit sıfatıyla akdettikleri kat karşılığı inşaat sözleşmesinde müteahhidin yükümlülükleri açıkça belirtilmiş olup iskan ruhsatı alınarak kat mülkiyetinin tesis edilmediği, bir kısım eksikliklerin arsa sahiplerince yerine getirildiğinin tanık anlatımlarından anlaşıldığı muvaaza iddiası kanıtlanamadığı gibi İİK"nın 94/2 maddesi gereğince ... Müdürlüğü tarafından verilen yetkinin münhasıran tescile yönelik olduğu, davacının yargılama aşamasında talebini alacağın tahsiline hasrettiği, bu durumda anılan madde hükmüne göre davacının alacak davasını takip yetkisinin bulunmadığının anlaşıldığından bahisle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili ve vekalet ücreti yönünden davalıları ...,... ve ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava BK"nun 19.maddesine dayalı olarak açılan muvazaalı işemin iptaline ilişkindir.
1-HMK"nin 33.maddesine göre Hakim, Türk hukukunu resen uygulamak zorundadır. Bir davada olayları belirtmek ve açıklamak taraflara, hukuki nitelendirme Hakime aittir. Bu nedenle tarafların hukuki nitelendirmeyi doğru yapmak zorunluluğu yoktur. Başka bir ifade ile Hakim, bildirilen hukuki sebeplerle bağlı olmayıp, hukuki sebebi kendiliğinden bulup uygulamakla sorumludur.
Somut olayda, dava dilekçesindeki ileri sürüşe göre, davacının asıl amacının borçlu hakkında yaptığı ve sonuçsuz kalmış takip nedeniyle alacağını tahsil etme imkanına kavuşmak olduğu bu nedenle davanın niteliği itibarıyla BK"nun 19 dayalı olarak açılan muvazaalı işlemin iptali istemine ilişkin olduğu anlaşılmaktadır. Mahkemece de değerlendirmenin bir kısmı bu şekilde yapılmıştır. Ancak bu davanın görülebilmesi için dava konusu yapılan tüm bağımsız bölümlerin tapu maliklerinin davalı olarak yer alması gerekmektedir. Davacı vekili 4 nolu bağımsız bölümü de dava konusu yaptığı halde tapu maliki ... davada taraf olmamıştır.
Mahkemece yapılacak iş, dava konusu yapılan 2-4-5-8 nolu bağımsız bölümlerin tüm tedavüllerini gösterir tapu kayıtlarını celp ederek, taraf teşkilini sağlamak olmalıdır. Bundan sonra borçlu ile arsa sahipleri arasındaki 29.07.2008 tarihli sözleşme gereğince ve yapılan inşaata göre borçlu müteahhidin dava konusu bağımsız bölümleri hak edip etmediği bilirkişi aracılığı ile tesbit edilerek, hak ettiğinin tesbiti halinde davalılara yapılan devrin BK"nun 19.maddesine göre değerlendirilmesinin yapılarak oluşacak sonuca göre karar verilmesinden ibarettir.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular dikkate alınmadan eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
2-Kabule göre ise, dava esastan red edildiğine göre davalılara yararına nisbi vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken hatalı değerlendirme ile maktu vekalet ücretine hükmedilmesi de isabetsiz olmuştur.
SONUÇ: Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin 2 nolu bentte açıklanan nedenlerle davalılar Yusuf, Ferah ve ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacı ile davalılar ..., ... ve ..."e geri verilmesine 10.7.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.