11. Ceza Dairesi 2017/5149 E. , 2017/7973 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : 6136 Sayılı Kanununa Muhalefet, resmi belgede sahtecilik
HÜKÜM : Mahkumiyet
A) Sanık hakkında “ruhsatsız ateşli silahlara ait mermileri taşıma” suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
5237 sayılı TCK’nın 53. maddesinde düzenlenen hak yoksunluklarının, Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarihli ve 2014/140 Esas, 2015/85 Karar sayılı iptal kararı da dikkate alınarak infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma neticelerine uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre sanığın yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Ayrıntıları Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 18.06.2013 gün ve 2013/8-151/304 sayılı ilamında açıklandığı üzere, birden fazla tekerrüre esas alınabilecek hükümlülüğün bulunması halinde bunlardan en ağırının esas alınması gerektiği cihetle; Ankara 6. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 29.12.1992 tarihli 45 Esas ve 206 Karar sayılı kararıyla hükmolunan müebbet ağır hapis cezasına dair ilamın, tekerrüre esas alınan Kırıkkale 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 14/07/2011 tarih 2011/218 esas 2011/352 sayılı kararı ile 4 yıl 2 ay hapis ve 8.320 TL adli para cezasına dair ilamından daha ağır hükümlülük içerdiği ve tekerrür uygulamasına esas alınması gerektiğinin gözetilmemesi,
Yasaya aykırı olup, sanığın temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususun aynı Yasa"nın 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan; hüküm fıkrasından TCK"nın 58. maddesinin uygulanmasına ilişkin bölüm tümden çıkartılarak, yerine “Ankara 6. Ağır Ceza Mahkemesi 29.12.1992 tarihli 45 Esas ve 206 Karar sayılı ilamının tekerrüre esas olduğu anlaşılmakla, TCK"nın 58/6-7. maddeleri uyarınca verilen cezanın mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine ve cezanın infazından sonra denetimli serbestlik tedbirinin uygulanmasına” ibarelerinin eklenmesi suretiyle, sair yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA; aleyhe temyiz bulunmadığından 1412 sayılı CMUK"nın 326/son ve 5275 sayılı Yasanın 108/2. maddeleri gereğince koşullu salıverilmeye eklenecek sürenin, hatalı uygulama sonucu hükümde gösterilen ilam nedeniyle koşullu salıverilmeye eklenecek süreden fazla olmayacağı hususunun infaz aşamasında gözetilmesine,
B) Sanık hakkında “resmi belgede sahtecilik” suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma neticelerine uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre sanığın yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1- Suça konu sürücü belge asıllarının dosyada bulunmaması ve mahkemece duruşmada üzerlerinde herhangi bir inceleme yapılmaması, belgelerde sahtecilik suçlarında aldatma yeteneği bulunup bulunmadığının takdirinin hakime ait olması karşısında; bahse konu sürücü belge asılları temin edilerek incelenmek suretiyle özelliklerinin duruşma tutanağına yazılması ve denetime olanak verecek şekilde dosya içine konulması ve aldatıcılık niteliklerinin bulunduğunun belirlenmesi halinde, ayrıntıları Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 22.04.2014 tarih, 2013/11-397 E., 2014/202 K. sayılı kararında da belirtildiği üzere, 765 sayılı TCK ile 5237 sayılı TCK’nın “Kamu güvenine karşı suçlar” bölümünde düzenlenen ve belgenin gerçeğe aykırı olarak düzenlenmesi ile kamu güveninin sarsıldığı kabul edilerek suç sayılıp yaptırıma bağlanan “resmi belgede sahtecilik” suçlarının hukuki konusunun kamu güveni olduğu, suçun işlenmesi ile kamu güveninin sarsılması dışında, bir veya birden fazla kişi de haksızlığa uğrayıp, suçtan zarar görmesi halinde dahi, suçun mağdurunun toplumu oluşturan bireylerin tamamının, diğer bir ifadeyle kamunun olduğuna dair kabulünün etkilenmeyeceği, eylemin belirli bir kişinin zararına olarak işlenmesi halinde bu kişinin mağdur değil, suçtan zarar gören olacağının kabulü gerekeceği cihetle; sanığın aynı tarihte iki farklı gerçek kişiye ait sürücü belgesini düzenleyip kullanmaktan ibaret eyleminin 5237 sayılı Yasanın 43/2. maddesi gereğince zincirleme olarak işlenmiş tek resmi belgede sahtecilik suçunu oluşturacağı gözetilmeden, iki ayrı resmi belgede sahtecilik suçundan yazılı şekilde mahkumiyet hükmü kurulması,
2- Kabule göre de;
a) Ayrıntıları Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 18.06.2013 gün 2013/8-151/304 sayılı ilamında açıklandığı üzere, birden fazla tekerrüre esas alınabilecek hükümlülüğün bulunması halinde bunlardan en ağırının esas alınması ve hükümde açıkça gösterilmesi gerektiğinden, adli sicil kaydında yer alan ve daha ağır bir cezayı içeren Ankara 6. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 29.12.1992 tarihli 45 Esas ve 206 Karar sayılı kararıyla hükmolunan müebbet ağır hapis cezası tekerrüre esas olduğundan, söz konusu ilamın tekerrüre esas alınması gerektiğinin gözetilmemesi,
b) 5237 sayılı TCK"nın 53. maddesine ilişkin uygulamanın Anayasa Mahkemesinin 08/10/2015 tarihli 2014/140 Esas, 2015/85 Karar sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebeplerden dolayı 6723 sayılı yasa ile değişik 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA; aleyhe temyiz bulunmadığından 1412 sayılı CMUK"nın 326/son ve 5275 sayılı Yasanın 108/2. maddeleri gereğince tekerrür yönünden hatalı uygulama sonucu hükümde gösterilen mahkumiyet süresinin dikkate alınmasına, 20.11.2017 tarihinde oybirliği ile karar verildi.