14. Hukuk Dairesi Esas No: 2016/4832 Karar No: 2016/8675 Karar Tarihi: 25.10.2015
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2016/4832 Esas 2016/8675 Karar Sayılı İlamı
14. Hukuk Dairesi 2016/4832 E. , 2016/8675 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 10.09.2015 gününde verilen dilekçe ile mirasın reddinin iptali istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 18.11.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, Türk Medeni Kanununun 617. maddesine dayalı mirası reddin iptaline yöneliktir. Mahkemece, mirasın reddinin iptaline ilişkin verilen karar, Dairemizin 25.05.2015 tarihli 2015/1674 Esas, 2015/5824 Karar sayılı ilamıyla, mirasın reddinin iptaline karar verilebilmesi için mirasçı borçlunun acz içinde olması ve borcun ödenmemiş olması dava koşulu olduğundan, kararın kesinleşmesinden önce davacının (alacaklı) alacağını tahsil etmiş olması nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerektiği, belirtilerek bozulmuştur. Mahkemece bozma ilamına uyularak, davanın reddine karar vermiştir. Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir 1-Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya içeriğine göre tarafların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir. 2-Malvarlığı borcuna yetmeyen mirasçı, alacaklılarına zarar vermek amacıyla mirası reddederse alacaklıları veya iflas idaresi kendilerine yeterli bir güvence verilmediği takdirde ret tarihinden başlayarak altı ay içinde reddin iptali hakkında dava açabilirler (TMK m. 617/1). Mirasın reddinin iptali davasının koşulları; davanın mirasın reddedildiği günden itibaren altı aylık hak düşürücü süre içinde açılması, borçlu mirasçının alacaklıları zararlandırma kastı ile hareket ettiğinin alacaklı tarafından kanıtlanması, borçlunun alacaklıya teminat göstermemesi, borçlunun mevcut mallarının borçlarını ödemeye yetmemesi ve borcunu ödemekten imtina etmesidir. Somut olaya gelince; Davacı tarfından dava açıldığı tarihte davalı (borçlu), davacıya (alacaklı) borcun tamamını ödememiş ise de davacı (alacaklı) 04.03.2014 tarihli temyiz dilekçesinde davaya dayanak alacağın tamamen tahsil edildiğini beyan etmiştir. Dava açıldığı tarihte davalının davacıya borcu bulunduğu yargılama devam ederken borcun davalı tarafından ödendiği anlaşılmıştır.. Bu durumda davalının davanın açılmasına sebebiyet verdiği gözetilerek, yargılama harç ve giderinin davalıdan tahsiline karar verilmesi gerekirken davacıdan tahsiline karar verilmesi doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz harcının istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 25.10.2015 tarihinde oybirliği ile karar verildi.