16. Hukuk Dairesi 2015/13132 E. , 2017/6245 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sonucu ... Köyü çalışma alanında bulunan 291 ada 2 parsel sayılı 3.010,26 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz mülkiyet iddiasında bulunan olmadığı belirtilerek çayır vasfıyla Hazine adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacılar.... ve ..., miras yoluyla gelen hakka ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak tapu iptal ve tescil istemiyle dava açmışlardır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, çekişmeli 291 ada 2 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının kısmen iptali ile, fen bilirkişi raporuna ekli krokide (A) ve (B) harfi ile gösterilen toplam 1.995,50 metrekare yüzölçümündeki çayır vasfındaki taşınmazın muris.... ve muris ... mirasçıları adına (murislerin payları öncelikle 1/2 hisse kabul edilmek suretiyle) mahkemenin 2011/316 Esas, 2011/320 Karar ve 2011/315 Esas, 2011/322 Karar sayılı veraset ilamlarında belirtilen payları oranında tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine temsilcisi tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece; temyize konu (A) ve (B) bölümleri üzerinde davacılar yararına zilyetlikle taşınmaz edinme koşullarının gerçekleştiği kabul edilerek hüküm kurulmuş ise de yapılan inceleme ve araştırma karar vermek için yeterli değildir. Davacılar miras yoluyla gelen hakka ve tespit tarihinden önce gerçekleşen kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak tereke adına dava açmışlardır. Açılan davaya diğer mirasçıların muvafakati sağlanmış ise de .... mirasçılarından...’in dosyada bulunan 09.03.2012 tarihli dilekçe ile davaya muvafakat etmediği, dilekçe sahibinin kimlik fotokopisinin onaylı olmaması nedeniyle .... Sulh Hukuk Mahkemesi tarafından 04.02.2014 tarih ve 2014/1 talimatla alınan beyanında ise söz konusu dilekçeyi kendisinin göndermediğini, dilekçe altındaki imzanın kendisine ait olmadığını beyan ettiği, eldeki dosyaya sunduğu 06.02.2014 havale tarihli dilekçe içeriğinde davaya muvafakati yazılı olmasına karşılık mahkeme hakiminin derkenarına göre...’in sözlü olarak davaya muvafakat etmediğini belirttiği dosya kapsamından anlaşılmaktadır. Buna göre...’in davaya muvafakati bulunmamakta olup mirasçıların davaya muvafakat verdiğinden söz edilemez. Hal böyle olunca, davacıya öncelikle ... terekesine temsilci tayin ettirmesi için süre verilmeli, terekeye temsilci atanarak dava koşulu sağlanması halinde işin esasına girilerek zilyetliğin başlangıç ve sürdürülüş biçiminin belirlenmesi yönünden dava tarihinden geriye doğru 20-30 yıl öncesine ait üç ayrı zamanda çekilmiş (1990, 1985 ve 1980 yılları) steoroskopik hava fotoğrafları getirtilmelidir. Bundan sonra mahallinde harita, jeodezi ve fotogrametri uzmanı fen bilirkişi, önceki bilirkişi dışında üç kişilik ziraatçi bilirkişi kurulu, üç kişilik yerel bilirkişi kurulu ve taraf tanıklarının katılımıyla yeniden keşif yapılmalıdır. Yapılacak keşif sırasında yerel bilirkişi ve taraf tanıklarından çekişmeli taşınmazın öncesinin ne olduğu, ilk kez hangi tarihte kullanılmaya başlandığı, kimden kime ne şekilde intikal ettiği, kim ya da kimler tarafından ne şekilde kullanıla geldiği hususlarında olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınmalı; ziraatçi bilirkişi kurulundan çekişmeli taşınmazın öncesinin ve zirai faaliyete konu olup olmadığını zilyetliğin hangi tasarruflar ile sürdürüldüğünü belirtir fotoğraflarla desteklenmiş bilimsel rapor alınmalı, ekonomik amacına uygun olarak tarım arazisi niteliğiyle zilyetliğine ne zaman başlanıldığı belirlenmeye çalışılmalı, tanık ve yerel bilirkişi ifadeleri de bilimsel esaslara ve maddi bulgulara dayanılarak hazırlanan söz konusu bilirkişi raporlarıyla denetlenmeli, bundan sonra iddia ve savunma çerçevesinde toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek ve taşınmazın fen bilirkişi raporunda (A) ile gösterilen bölümünün su altında kaldığı gözetilerek karar verilmelidir. Mahkemece bu hususlar göz ardı edilerek yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olduğu gibi, kabule göre de, fen bilirkişi raporunda su altında kaldığı belirtilen (A) bölümü yönünden mülkiyetinin davacılara ait olduğunun tespitine karar verilmesi gerektiğinin düşünülmemesi isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 09.10.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.