20. Hukuk Dairesi 2015/16770 E. , 2016/2506 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... Yönetimi tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Kadastro sırasında Konakkale 236 ada 68 parsel sayılı 991,50 m² yüzölçümündeki taşınmaz, susuz tarla niteliğiyle ... ve ...,
236 ada 69 parsel sayılı 854,17 m² yüzölçümündeki taşınmaz, susuz tarla niteliğiyle ..., ... ve ...,
236 ada 81 parsel sayılı 406,00 m² yüzölçümündeki taşınmaz, susuz tarla niteliğiyle ...,
236 ada 82 parsel sayılı 2116,48 m² yüzölçümündeki taşınmaz, susuz tarla niteliğiyle ...,
236 ada 83 parsel sayılı 9060,71 m² yüzölçümündeki taşınmaz, susuz tarla niteliğiyle ... adına tespit edilmiştir.
Davacı ... Yönetimi, 05/04/2006 havale tarihli dava dilekçesi ile çekişmeli taşınmazların bulunduğu köyde orman sınırlarının 5304 sayılı Kanuna göre yapılan kadastro ile belirlendiği ve ormanların tespitlerinin kısmî ilâna çıkarıldığı 236 ada 68, 69, 81, 82 ve 83 parsel sayılı taşınmazların da orman sayılan yerlerden olduğu halde orman sınırları dışında bırakıldığı iddiasıyla orman niteliğiyle Hazine adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
Orman Yönetiminin, genel arazi kadastrosu askı ilânı süresi içinde aynı parsellere yönelik açtığı davalar, bu dosya ile birleştirilmiştir.
Mahkemece 236 ada 68, 69, 81 ve 82 sayılı parsellere yönelik davaların reddine, çekişmeli taşınmazların kararda gösterilen kişiler adına tesciline, 236 ada 83 sayılı parselin kadastro tespitinin iptaliyle orman niteliğiyle Hazine adına tesciline karar verilmiş, hüküm davacı ... Yönetimi tarafından 236 ada 68, 69, 81 ve 82 sayılı parsellere yönelik olarak temyiz edilmiştir.
Dava, kadastro tespitine itiraza ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde orman kadastrosu, 3402 sayılı Kanunun 4. maddesi hükmüne göre yapılmış, çekişmeli parseller orman alanı dışında bırakılmıştır.
Mahkemece, temyize konu taşınmazların orman sayılmayan yerlerden olduğunun belirlendiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de, 236 ada 81 ve 82 sayılı parseller yönünden yapılan değerlendirme dosya içeriğine uygun düşmemektedir. Şöyle ki; 236 ada 81 ve 82 parsel sayılı taşınmazların ise dört tarafı Kadastro Mahkemesinin 04/11/2008 gün ve 2006/344 E. - 307236 K. sayılı kararıyla orman niteliğiyle Hazine adına tesciline karar verilen 236 ada 406 sayılı parselle çevrili olması nedeniyle 6831 sayılı Kanunun 17/2. maddesinde açıklanan orman içi açıklık niteliğinde olup;
a) 26.05.1958 tarihli Orman Tahdit ve Tescil Talimatnamesinin 26/son maddesinde “Devlet ormanlarındaki açıklık sahaların devlet ormanı olarak tahdit edileceği”
b) 25.06.1970 günlü Resmî Gazetede yayımlanan Orman Tahdit ve Tescil Yönetmeliğinin 33/A maddesinde “Orman Kanununun 17 maddesinde yer alan orman içinde bulunan, tabiaten ağaç veya ağaççık ihtiva etmeyen ve ekseri ahvalde otsu bitki veya sair şüceyrat ihtiva eden açıklıkların, devlet ormanı olarak sınırlandırılacağı”
-2-
2015/16770 - 2016/2506
c) 19.08.1974 günlü Resmi Gazetede yayımlanan Orman Kadastrosu Yönetmeliğinin 40/A maddesinde “orman içindeki kültür arazileri dışında 6831 sayılı Kanununun 17. maddesinde yer alan orman içinde bulunan, tabiaten ağaç ve ağaççık ihtiva etmeyen ve ekseri ahvalde otsu bitki veya sair şuceyrat ihtiva eden açıklıkların Devlet Ormanı olarak sınırlandırılacağı”
d) 20.05.1984 günlü Resmî Gazetede yayımlanan 6831 sayılı Orman Kanununa Göre Yapılacak Orman Kadastrosu ve Aynı Kanunun 2/B Maddesinin Uygulaması Hakkında Yönetmeliğin 30/1-A maddesinde “orman içindeki kültür arazileri dışında 6831 sayılı Kanunun 17. maddesinde yer alan orman içinde bulunan tabiaten ağaç ve ağaçcık ihtiva etmeyen, ekseri ahvalde otsu bitki veya bazı ahvalde yer yer odunsu bitkiler ihtiva eden açıklıkların, devlet ormanı olarak sınırlandırılacağı”,
e) 2/9/1986 tarihli Resmî Gazetede yayımlanan 6831 sayılı Orman Kanununa Göre Orman Kadastrosu ve Aynı Kanunun 2/B Maddesinin Uygulaması Hakkında Yönetmeliğin 23/1-A maddesinde “orman içindeki kültür arazileri dışında 6831 sayılı Kanunun 17. maddesinde yeralan orman içinde bulunan tabiaten ağaç ve ağaçcık ihtiva etmeyen ekseri ahvalde otsu bitki veya bazı ahvalde yer yer odunsu bitkiler ihtiva eden açıklıkların, Devlet Ormanı olarak sınırlandırılacağı”,
f) 15.07.2004 tarihli Resmî Gazetede yayımlanan 6831 sayılı Orman Kanununa Göre Orman Kadastrosunun Uygulanması Hakkında Yönetmeliğin 26/1-a maddesinde “orman içindeki kültür arazileri dışında 6831 sayılı Kanunun 17. maddesinde yer alan orman içinde bulunan doğal olarak ağaç ve ağaçcık içermeyen, genel olarak otsu bitki veya bazı durumlarda yer yer odunsu bitkiler içeren açıklıkların, devlet ormanı olarak sınırlandırılacağı”,
g) 20.11.2012 tarihli Resmî Gazetede yayımlanan Orman Kadastrosu ve 2/B Uygulama Yönetmeliğinin 16/1-i maddesinde “Orman içi açıklıkların, devlet ormanı olarak sınırlandırılacağı” öngörülmüştür.
6831 sayılı Kanunun 17/2. maddesi uyarınca, Devlet ormanlarının açıklıklarından faydalanılarak işgal, açma veya herhangi şekilde olursa olsun kesme, sökme, budama veya boğma yollarıyla elde edilecek yerlerle buralarda yapılacak her türlü yapı ve tesisler, şahıslar adına tapuya tescil olunamaz. Buralara doğrudan doğruya orman idaresince el konulur.
Kanun koyucu ayrı bir kavram oluşturmuş ve hangi nedenle olursa olsun orman içi açıklıklarda özel mülke dönüşme yolunu kapamıştır. Bu itibarla, dava konusu taşınmazın memleket haritasında açık alanda gözükmesi bu olguyu değiştirmez. Etrafı ormanla çevrili olan taşınmazlar, özel mülke dönüşüp tarım ve inşaata açıldığında orman bütünlüğünün bozulacağı tartışmasızdır. Dairemizin bu yoldaki kararları Yargıtay Hukuk Genel Kurulunca benimsenmiş ve yerleşik kararlar halini almıştır [YHGK’nın 10.12.1997 ve gün 1997/20-830/1034, 10.12.1997 tarih ve 1997/20-808/1039, 08.02.1999 tarih ve 1999/7-22-43, 13.10.1999 tarih ve 1999/8-689-822, 03.04.2002 tarih ve 2002/8-230-261 ve 22.10.2003 tarih ve 2003/20-665/614 sayılı ve yine orman kadastrosunun kesinleştiği tarihten sonra 20 yıldan fazla süre geçse dahi orman içi açıklık konumunda olan taşınmazların zilyedlik yoluyla kazanılamayacağı konusundaki 11.10.2004 gün ve 2004/7-531-582 sayılı kararları].
Tapu ve zilyetlik yoluyla kişi ve kurumların ormandan toprak kazanmasını sağlayan 3402 sayılı Kanunun 45. maddesinin ilgili fıkraları, Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 gün ve 31/13 E.K.; 14.03.1989 tarih ve 35/13 E.K. ve 13.06.1989 tarih ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 03.03.2005 gününde yürürlüğe giren 5304 sayılı Kanunun 14. maddesiyle yürürlükten kaldırılmıştır.
Öte yandan, 6831 sayılı Kanuna 13/2/2011 tarihli ve 6111 sayılı Kanunun 183. maddesiyle eklenen Ek 12. madde hükmü uyarınca da “orman içi boşluk alanlar, bölgede doğal olarak yetişen türlerle ekim, dikim ve aşılama suretiyle imar-ihya ve/veya rehabilite edilerek doldurulur.”
Buna göre; orman içi açıklık ve boşluklar ile orman ve toprak muhafaza karakteri taşıyan funda ve makilik alanlar, kanun gereği orman sayıldığı için, zilyetlik yolu ile kazanılamaz ve özel mülk olarak tescil edilemez.
-3-
2015/16770 - 2016/2506
Mahkemece değinilen yönler gözetilerek Orman Yönetiminin 236 ada 81 ve 82 sayılı parsellere yönelik davasının kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırıdır.
Çekişmeli 236 ada 68 ve 69 sayılı parsellere gelince; bu parseller yönünden ise yapılan inceleme ve araştırma hükme yeterli değildir. Hükme esas alınan orman bilirkişi kurulu raporu keşifte uygulandığı belirtilen 1963 tarihli memleket haritasının elde edildiği hava fotoğrafları uygulanmadığı için taşınmazların niteliğini belirlemeye yeterli ve kanaat verici olmayıp, bu rapora dayanılarak hüküm kurulamaz.
Mahkemece, eski tarihli memleket haritası, elde edildiği hava fotoğrafları ve varsa amenajman planı, çekişmeli taşınmazlara komşu taşınmazların kadastro tutanak örnekleri ve dayanakları ilgili yerlerden getirtilip, önceki bilirkişiler dışında halen Çevre ve Orman Bakanlığı ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman yüksek mühendisleri arasından seçilecek üç orman mühendisi ve bir fen elemanı marifetiyle yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, çekişmeli taşınmazlar ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazların öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 sayılı kanunlar karşısındaki durumu saptanmalı; tapu ve zilyedlikle ormandan toprak kazanma olanağı sağlayan 3402 sayılı Kanunun 45. maddesinin ilgili fıkraları, ... 01.06.1988 gün ve 31/13 E.K.; 14.03.1989 gün ve 35/13 E.K. ve 13.06.1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 03.03.2005 gününde yürürlüğe giren 5304 sayılı Kanunun 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış olduğundan, bu yollarla ormandan yer kazanılamayacağı, öncesi orman olan bir yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yok edilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli; toprak yapısı, bitki örtüsü ve çevresi incelenmeli; keşifte, hâkim gözetiminde, taşınmazların dört yönden renkli fotoğrafları çektirilip, onaylanarak dosyaya eklenmeli; yukarıda değinilen diğer belgeler fen ve uzman orman bilirkişiler eliyle yerine uygulattırılıp; orijinal-renkli (renkli fotokopi) memleket haritasının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de memleket haritası ölçeğine çevrildikten sonra, her iki harita komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazların konumunu çevre parsellerle birlikte haritalar üzerinde gösterecekleri yalnız büro incelemesine değil, uygulamaya ve araştırmaya dayalı, bilirkişilerin onayını taşıyan, krokili, bilimsel verileri bulunan yeterli rapor alınmalı ve oluşacak sonuç çerçevesinde 236 ada 68 ve 69 sayılı parsel hakkında bir karar verilmelidir. Açıklanan hususlar gözetilmeksizin, eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak yazılı biçimde hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, Orman Yönetiminin temyiz itirazlarının kabulüyle 236 ada 68, 69, 81 ve 82 sayılı parsellere ilişkin hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 01/03/2016 günü oy birliği ile karar verildi.