3. Hukuk Dairesi 2017/3310 E. , 2017/2348 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki alacak-tespit davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından duruşmalı olarak temyiz edilmiş 5219 ve 5236 sayılı yasalar ile HUMK."nun 438.maddesinde öngörülen duruşma sınırı 01.01.2015 tarihinden itibaren 21.220 TL"ye çıkarılmıştır.
Temyize konu edilen kararda dava değeri, duruşma sınırının altındadır.
Bu nedenle duruşma isteğinin miktar yönünden reddiyle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz isteğinin incelemesinin evrak üzerinde yapılmasına karar verilerek dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili dilekçesinde; müvekkilinin davalı belediyenin kiracısı olduğunu, taşınmaz üzerine bina inşaa ettiğini, ancak taşınmaz için Maliye Hazinesinin ecrimsil talep ettiğini ve ödendiğini belirterek arsanın malikinin tespitini, binanın aidiyetinin tespitini ve ödenen kira bedellerinin iadesini istemiştir.
Davalı vekili dilekçesinde, kiraya veren olmak için malik olmak gerekmediğini bildirerek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece davalı belediyenin taşınmazın maliki olmasa da sözleşmenin geçerli olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre; davacı vekilinin arsanın malikinin tespiti ile binanın aidiyetinin tespitine yönelik temyiz itirazları yerinde değildir.
2- Davacının kira bedelinin iadesine yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Davaya konu taşınmaz davalı tarafından 07.03.2007 başlangıç tarihli ve 31.07.2007 bitiş tarihli sözleşme ile davacıya kiraya verilmiştir. Davacı kiracı taşınmazın mülkiyetinin dava dışı Hazineye ait olduğu, kiralanan taşınmaz için ecrimisil ödemek zorunda kaldığından bahisle kira sözleşmesi nedeniyle ödenen kira bedellerinin tahsilini istemiş, davalı cevap dilekçesinde taraflar arasında geçerli bir kira sözleşmesi mevcut olduğunu, kira sözleşmesinin geçerli olması için kiraya verenin malik olması gerekmediğini, davanın reddi gerektiğini bildirmiş, mahkemece davanın reddine karar verilmiştir.
./..
Kiraya verenin sözleşmeye konu şeyin maliki olması zorunlu değildir. Kira sözleşmesi feshedilmediği veya sözleşmenin iptali davası açılmadığı sürece geçerlidir. Ancak bir üçüncü kişinin kiralanan üzerinde, kiracının hakkıyla bağdaşmayan bir hak ileri sürmesi durumunda kiraya veren, söz konusu hukuki ayıbı gidermek ve kiracının bu yüzden uğradığı zararları tazmin ile yükümlüdür. Kiraya verenin zapta karşı tekeffül borcu BK.’nun 253. (6098 sayılı TBK.’nun 309) maddesinde düzenlenmiştir. Kiraya veren kiralananı her türlü maddi ve hukuki ayıptan ari olarak kiracının kullanımına sunmak ve kira müddetince bu hali ile muhafaza etmekle yükümlüdür. Üçüncü kişinin aynî bir hakka dayalı olarak kiralanan üzerinde ileri sürdüğü talepler davalı kiralayanın tekeffülü altındadır. Davacı kiracının ödemek durumunda kaldığı ecrimisil bedellerinin de bu kapsamda değerlendirilmesi zorunludur. Mahkemece davacının ödediğini belirttiği ecrimisil ödemelerine ilişkin belgelerinin dosyaya getirtilerek davacının ödediği ecrimisil bedelini geçmemek kaydıyla kira bedeli iadesine karar verilmesi gerekirken, eksik araştırma ve inceleme ile davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün 2. bentte açıklanan nedenlerle davacı taraf yararına HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine,6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 02.03.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.