Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/1949
Karar No: 2016/2502

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2016/1949 Esas 2016/2502 Karar Sayılı İlamı

20. Hukuk Dairesi         2016/1949 E.  ,  2016/2502 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılardan Hazine vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    K A R A R

    Davacı, dava dilekçesinde sınırlarını bildirdiği .... ilçesi, ... köyü,... ve ... mevkiinde bulanan taşınmazlarının tapuda kayıtlı olmadığını, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının yararına oluştuğunu iddia ederek Medenî Kanununun 713. maddesi hükmüne göre, adına tescilini istemiştir.
    Davalılar, davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, davanın kabulüne; .... ilçesi, ... köyünde bulunan ve fen bilirkişisi Kıyasettin Yol tarafından hazırlanan 27.01.2011 havale tarihli rapor ve krokisinde (A1) ile gösterilen 17.052.31 m²lik, (A2) ile gösterilen 18.788.74 m²"lik, (B1) ile gösterilen 8828 m²"lik, (B2) ile gösterilen 2567.10 m²"lik ve (C1) ile gösterilen 6967.87 m²"lik taşınmazların davacı ... oğlu 1955 doğumlu ... adına ""Taşınmazlardan (A1) harfi ile gösterilen 17.052.31 m²"lik alan ile, (A2) harfi ile gösterilen 18.788.74 m²"lik alan arasında kalan fen bilirkişisi raporunda belirtilen 572.79 m²’lik kısım üzerinde ... lehine daimi irtifak hakkı bulunduğuna ilişkin şerh verilmek suretiyle"" tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davalılardan Hazine tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, Medenî Kanunun 713. maddesi hükmü uyarınca tapusuz olan taşınmazın tescili istemine ilişkindir.
    Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde, dava tarihinden önce 04/03/1997 tarihinde askı ilânı yapılarak kesinleşen orman kadastrosu ve 2/B uygulaması bulunmaktadır.
    Mahkemece, çekişmeli taşınmazların orman sayılmayan yerlerden olduğu ve davacı yararına kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğiyle taşınmaz edinme koşullarının oluştuğu gerekçesiyle, davanın kabulüne karar verilmiş ise de, yapılan inceleme ve araştırma hükme yeterli değildir. Şöyle ki; davacı adına tesciline karar verilen (A1) ve (A2) ile işaretli taşınmazlar sınırında bulunan 307 parsel sayılı taşınmaza tapulama sırasında uygulanan 593 tahrir nolu vergi kaydı (A1) ve (A2) ile işaretli taşınmazlar yönünü otlak okumasına, (B1) ve (B2) işaretli bölümlerin ise öncesinde tapuda mera niteliğiyle kayıtlı 1529 parsel sayılı taşınmaz içine kaldığı belirlenmesine rağmen, bu taşınmazların öncesinde mera sayılan yerlerden olup olmadığının araştırılmaması; yine (C1) ile işaretli bölüm, 1987 yılında ihdasen Hazine adına tapu kaydı oluşan 1204 parsel sayılı taşınmaz içerisinde kaldığı belirlenmiş olmasına rağmen, zilyetlikle edinme koşullarının dava tarihine göre değerlendirilmesi doğru olmamıştır.
    O halde, davada sağlıklı bir sonuca varılabilmesi için 1204 ve 1522 parsel sayılı taşınmazların ilk tesisinden itibaren tüm tedavülleriyle birlikte tapu kaydı; 1960, 1965 ve 1970 yıllarına ait stereoskopik hava fotoğrafları getirtilip dosya arasına konulmalı, ayrıca tüm komşu parsellerin kadastro tutanakları ile varsa dayanağı olan kayıtlar tesisinden itibaren tüm tedavülleriyle dava konusu taşınmazların bulunduğu bölgede yetkili idari merciler tarafından 4753 ve 5618 sayılı kanunlar uyarınca mera tahsisi yapılıp yapılmadığı Özel İdare
    .

    Müdürlüğünden, 4342 sayılı Kanun uyarınca mera tahsisi yapılıp yapılmadığı Mülki Amirlikten sorulup saptanmalı, yapılmış ve bu yönetimsel işlemler kesinleşmiş ise mera tahsis haritası ve eki belgeler yerinden getirtilmeli, bundan sonra yöreyi iyi bilen elverdiğince yaşlı, yansız, dava konusu taşınmazların bulunduğu mahalleye komşu mahalle halkından seçilecek yerel bilirkişi ve tanıklar ve bir uzman orman, bir tapu fen memuru, üç ziraatçi ve jeodezi veya fotogrametri uzmanı harita mühendisinden oluşacak bilirkişi heyetleri marifetiyle taşınmazlar başında yeniden keşif yapılmalı, bölgede mera tahsisi yapılmış ise mera tahsis haritasının ölçeği ile kadastro paftasının ölçeği eşitlendikten sonra yerel bilirkişi yardımı, uzman bilirkişi fen memuru yardımıyla yerine her iki harita çakıştırılmak suretiyle uygulanmalı, dava konusu taşınmazların mera tahsis haritasının kapsamında kalıp kalmadığı duraksamaya meydan vermeyecek şekilde belirlenmeli, taşınmazların bulunduğu bölgede mera tahsisi yapılmamış ise, yerel bilirkişi, tanıklardan dava konusu taşınmazların öncesinin bilinmeyen bir zamandan beri geleneksel biçimde mera olarak kullanılıp kullanılmadığı yolunda olaylara dayalı bilgi alınmalı, ayrıca dava konusu taşınmazlara komşu taşınmazların tespit tutanaklarının içeriğine göre, tespitlerine esas alınan kayıt ve belgelerin çekişmeli taşınmazlar yönünü ne biçimde ve kimin yeri olarak sınır gösterdiği irdelenmeli; belirtilen tarihlerde çekilmiş stereoskopik çift hava fotoğraflarının stereoskop aletiyle incelemesi yaptırılmalı, çekişmeli taşınmazların önceki ve şimdiki niteliği zilyetliğin ne şekilde sürdürüldüğü, arazinin ekonomik amacına uygun olarak tarım arazisi niteliğiyle zilyetliğine ne zaman başlanıldığı, tanıklar, yerel ve tespit bilirkişi ifadeleri de bilimsel esaslara ve maddi bulgulara dayanılarak hazırlanan üç kişilik ziraatçi bilirkişi kurulunun raporlarıyla belirlenmeli; taşınmazların kadastro paftasındaki konumu, bilgisayar programı aracılığıyla hava fotoğraflarına aktarılmalı, fotogrametri ya da jeodezi mühendisi bilirkişisince belirtilen tarihlere ait hava fotoğrafları üzerinde stereoskop aletiyle yapılacak inceleme sonucunda taşınmazların tarım arazisi niteliği bulunup bulunmadığı netleştirilmeli, taşınmazların ihdasen tapuya kayıt tarihi dikkate alınıp iddia ve savunma çerçevesinde toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek karar verilmelidir.
    Kabule göre de; davacının tescil talebi bulunmayan (A1) ve (A2) ile işaretli taşınmazlar arasında kalan 572,79 m²"lik taşınmaz bölümü hakkında da hüküm kurulmuş olması usûl ve kanuna aykırıdır.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalılardan Hazinenin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA 01/03/2016 günü oy birliği ile karar verildi.




    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi