11. Ceza Dairesi 2017/14828 E. , 2017/7937 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SUÇ : Kamu kurum ve kuruluşlarının zararına dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilik
HÜKÜM : 1- Sanıklar hakkında dolandırıcılık suçundan beraatlerine dair hükümlere yönelik şikayetçi ... vekilinin İstinaf isteminin 5271 sayılı CMK"nun 279/1-b maddesi uyarınca istinaf başvurusunun reddine
2- Sanıklar hakkında özel belgede sahtecilik suçundan 5271 sayılı CMK"nun 280/2. maddesi gereğince 1 yıl 3 ay hapis cezalarının kaldırılarak; aynı yasanın 223/2-a-e maddesi uyarınca ayrı ayrı beraatlerine
1-Sanıklar hakkında dolandırıcılık suçundan verilen karara yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
5271 sayılı CMK"nın 279/1-b madde ve fıkrasında, ilk derece mahkemelerinden verilen kararlara karşı başvuranın buna hakkı olmadığının anlaşılması halinde istinaf başvurusunun reddine karar verileceği ve bu kararın itiraza tabi olduğu belirtilmiş olup, anılan karara karşı şikayetçi vekili tarafından itiraz yasa yoluna başvurulması üzerine Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 12. Ceza Dairesi’nce talebin reddine karar verildiği anlaşılmakla; Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 11. Ceza Dairesi’nin şikayetçinin vaki istinaf isteminin 5271 sayılı CMK"nın 279/1-b maddesi uyarınca reddine ilişkin 21.02.2017 tarihli kararı usul ve yasaya uygun bulunduğundan, şikayetçinin bu kararın kaldırılmasına dair isteminin REDDİNE,
2-Sanıklar hakkında özel belgede sahtecilik suçundan verilen karara yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;
5271 sayılı CMK.nın 266/2-b maddesi uyarınca, ilk derece mahkemelerinden verilen beş yıl veya daha az hapis cezalarını artırmayan bölge adliye mahkemesi kararlarının temyizi mümkün olmadığından, katılan vekilinin temyiz isteminin 5271 sayılı CMK.nın 298. maddesi uyarınca REDDİNE, 20.11.2017 tarihinde oyçokluğu ile karar verildi.
KARŞI OY
5271 sayılı CMK’nın 286/1. fıkrasında bölge adliye mahkemesi ceza dairelerinin bozma dışında kalan hükümlerinin kural olarak temyizinin mümkün olduğu belirtildikten sonra, aynı maddenin 2. fıkrasında bunun istisnaları 10 bend halinde tahdidi olarak sıralanmıştır. Bu bentlerde temyizi mümkün olmayan bölge adliye mahkemesi kararlarının neler olduğu konusunda gerek doktrinde gerekse uygulamada bir görüş ayrılığı bulunmamakla birlikte, özellikle bölge adliye mahkemelerinin CMK’nın 280/1-e maddesi uyarınca davanın yeniden görülmesine karar vererek duruşma açmak suretiyle beraat kararı vermesi durumunda bu kararın temyizinin olanaklı olup olmadığı konusunda görüş birliği bulunmamakta ise de; aşağıda izah ettiğimiz nedenlerle CMK’nın 286/2-b maddesi gereğince verilen beraat kararlarının temyizinin mümkün olduğu düşüncesiyle sayın çoğunluğun görüşüne iştirak olunmamıştır.
Şöyle ki; Bu konuyu düzenleyen CMK’nın 286/2-b maddesi: “İlk derece mahkemelerinden verilen beş yıl veya daha az hapis cezalarını artırmayan bölge adliye mahkemesi kararlarının temyiz edilemeyeceği” şeklindedir. Madde içeriğinden de anlaşılacağı üzere, 5 yıl veya daha az hapis cezası içeren (CMK’nın 286/2-d maddesindeki istisnai hal hariç) bir ilk derece mahkemesinin kararının istinaf incelemesini yapan bölge adliye mahkemesi ceza dairesi duruşma açarak mahkemenin kararındaki cezadan daha hafif bir cezaya hükmedebilecek ve bu karar temyiz edilemeyecektir. Bu sonuç, madde metninden çok açık anlaşılabilmekle birlikte, istinaf incelemesini yapan ceza dairesinin beraat yönünde bir karar tesis etmesi halinde, bu kararın kesin mi yoksa temyizi kabil mi olduğu konusunda madde metninde bir açıklık bulunmamaktadır. CMK’nın 286. maddesinde her ihtimali tek tek sıralayan kanun koyucunun böyle bir konuyu öngörmemiş olmasını düşünmek kanaatimizce mümkün değildir. Bizi bu düşünceye iten neden ise, kanunun sistematiği kadar aynı zamanda CMK’nın 286/2-d maddesindeki düzenlemedir. Kanun koyucu burada ilk derece mahkemelerinin görevine giren ve kanunda üst sınırı iki yıla kadar (iki yıl dâhil) hapis cezasını gerektiren suçlar ve bunlara bağlı adli para cezalarına ilişkin her türlü bölge adliye mahkemesi kararlarının temyizinin mümkün olmadığını ifade etmiştir. Dikkat edilecek olursa burada “her türlü” karardan bahsedilmektedir. Bu halde, ilk derece mahkemesinin yerine geçen bölge adliye mahkemesi ceza dairesi, 5271 sayılı CMK’nın 223/1. maddesindeki “beraat” kararı da dahil tüm kararları verebilecek ve bu kararlar temyiz edilemeyecektir. Oysa CMK’nın 286/2-b fıkrasında ise kanun koyucu “her türlü karar”dan değil sadece “hapis cezalarını artırmayan bölge adliye mahkemesi kararları”ndan bahsetmiştir. Eğer kanun koyucu CMK’nın 286/2-b fıkrasındaki “her türlü” kararın temyizinin önünü kapatacak olsa, anılan maddenin 2-d bendinde olduğu gibi, “her türlü” karar ibaresine yer vermek suretiyle maddeyi düzenlerdi. Oysa burada bilinçli olarak sadece “cezayı artırmayan kararlara” gönderme yapmıştır. Kanaatimizce, 5271 sayılı CMK’nın 286/2-b maddesinin mevcut düzenleniş şekliyle, bölge adliye mahkemeleri ceza dairelerinin ilk derece mahkemelerinden verilen mahkumiyet kararlarını bütün sonuçlarıyla ortadan kaldıracak şekilde verdikleri beraat kararlarının (CMK’nın 286/2-d fıkrasındaki istisnai düzenleme hariç) temyizinin mümkün olduğu düşünülmüştür.
Sayın çoğunluğun görüşüne iştirak olunmama gerekçesini içerir hukuki değerlendirmemiz saygıyla arz olunur.