19. Hukuk Dairesi 2014/14207 E. , 2015/11985 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün davalı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı vek.Av. ... ile davalı vek.Av. ... ve Av. ... huzurunda duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-KARAR-
Davacı vekili, kömür satışından kaynaklanan alacağın tahsili için girişilen icra takibine davalının haksız olarak itiraz ettiğini, davalının yetki itirazının yerinde olmadığını, müvekkili alacaklının bulunduğu yerin de yetkili olduğunu, davalının ""almış olduğu kömürlerin tozlu ve bozuk olması nedeniyle borcunun bulunmadığını"" savunduğunu oysa davalının ayıp ihbarında bulunmadığını, kaldı ki bu savunmanın da yerinde olmadığını ileri sürerek, itirazın iptali ile takibin devamına, % 40 icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkili şirketin merkezi ... Asliye Ticaret Mahkemesi"nin yetkili olduğunu, alınan kömür bozuk ve tuğla fabrikası fırınlarında kullanılamaz halde olduğundan hurda olarak atıldığını, inkar tazminatı istenemeyeceğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, yapılan yargılama, toplanan deliller neticesinde, davalının icra dairesinin ve mahkemenin yetkisine itirazı yerinde görülmemiş, davalı satın aldığı kömürlerin tozlu ve bozuk çıktığını savunduğuna göre, ispat külfetinin davalıda olduğu, davalının bu savunmasını kanıtlayamadığı, davalı takipten önce temerrüde düşürüldüğü için işlemiş faiz isteminin yerinde olduğu gerekçeleri ile itirazın iptali ile takibin devamına, icra inkar tazminatı isteğinin reddine karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir.
6100 sayılı HMK ile yazılı yargılama usulünde ilk derece yargılaması beş aşamadan oluşmaktadır. Bunlar, davanın açılması ve karşılıklı dilekçelerin verilmesi, ön inceleme, tahkikat, tahkikatın sona ermesi ve sözlü yargılama ile hükümdür.
Davanın açılması üzerine dilekçelerin karşılıklı verilmesinden sonra ön inceleme yapılır.
Ön incelemede öncelikle dava şartları (HMK md.114-115) ve ilk itirazlar incelenir (HMK md.116-117). Dava şartları mevcutsa ve ilk itirazlar yerinde değilse iddia ve savunma içinden tarafların uyuşmazlık noktalarının neler olduğu belirlenir.
Taraflar ön inceleme duruşmasında sulhe teşvik edilir. Ön inceleme duruşmasından sonra mahkeme hak düşürücü süreler ve zamanaşımı hakkında itiraz ve def"iler incelenerek karara bağlanır (HMK md.142).
Mahkeme, ön inceleme aşamasından sonra tahkikat işlemine gerek olmaması halinde nihai bir karar verebilir (HMK md. 138-142). Ancak mahkemenin ön inceleme aşamasında nihai karar verebilmesi için dava şartlarından birinin bulunmaması, ilk itirazların yerinde olması, hak düşürücü sürenin geçmiş olması veya zamanaşımı def"inin dinlenebilir olması gerekir. Mahkemece bu nedenler dışında işin esasına girilerek delillerin değerlendirilmesi sonucu bir karar verilecekse, HMK"nun 143 ve devamı maddeleri uyarınca tahkikat aşamasına geçilmeli ve özellikle HMK"nun 147. maddesi uyarınca taraflar tahkikat için duruşmaya davet edilmeli, tarafların tahkikatın tümü hakkındaki açıklamalarından sonra, tahkikatı gerektiren bir husus kalmadığı durumunda, tahkikatın bittiği taraflara tefhim edilmeli (HMK md. 184) mahkemece, tahkikatın bitiminden sonra sözlü yargılama ve hüküm için tayin olunacak gün ve saatte mahkemede hazır bulunmalarını sağlamak amacıyla iki yanı davet etmeli ve davetiyeye belirlenen gün ve saatte mahkemede hazır bulunmadıkları takdirde yokluklarında hüküm verileceği hususu bildirilmeli, sözlü yargılamada ise taraflara son sözleri sorulup, hüküm verilmelidir (HMK md. 186). 6100 sayılı HMK ile öngörülen yargılama kesitlerine kanunda belirtilen sebepler dışında uyulmadan karar verilemez.
Bu açıklamalar karşısında somut olayın değerlendirilmesine gelince; mahkemece tahkikatın bittiği tefhim edilmeden, sözlü yargılama ve hüküm için tayin olunacak gün ve saatte mahkemede hazır bulunulması amacı ile davet hususu (HMK md. 186) yerine getirilmeden karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunan davalı yararına takdir edilen 1.100,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, peşin harcın istek halinde iadesine, 05.10.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.