
Esas No: 2016/2553
Karar No: 2016/8639
Karar Tarihi: 24.10.2016
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2016/2553 Esas 2016/8639 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Davacılar vekili tarafından, 14.12.2015 gününde verilen dilekçe ile mirasın hükmen reddi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 12.01.2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacılar vekili, davacıların murisi ..."ın 31.03.2015 tarihinde vefat ettiğini, terekede herhangi bir malvarlığı bırakmadığını,...4. İcra Dairesinin 2015/7700 Esas sayılı icra takibine konu borç nedeniyle murisin terekesinin borca batık olduğunun tespitine karar verilmesini talep etmişlerdir.
Mahkemece, murisin mirasının davacılar tarafından yasal ret süresi geçtikten sonra reddedildiği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
Hüküm, davacılar vekili tarafından süresi içinde temyiz edilmiştir.
Dava, terekenin borca batık olduğunun tespiti hukuksal nedenine dayalı olarak Türk Medeni Kanunu"nun 605/2. maddesi gereğince açılan mirasın hükmen reddi davasıdır. Ölümü tarihinde murisin ödemeden aczi açıkça belli veya resmen tespit edilmiş ise, miras reddedilmiş sayılır. Mirasçılar, Türk Medeni Kanunu"nun 610. maddesinde yazılı aykırılık da bulunmadıkça yani zımnen mirası kabul etmiş duruma düşmüş olmadıkça, her zaman murisin ödemeden aczinin tespitini isteyebilir. Türk Medeni Kanunu"nun 606. maddesinde belirtilen süre bu davada uygulanmaz. Dava alacaklılara husumet yöneltilerek görülür.
Somut olayda mahkemece, üç aylık hak düşürücü sürenin geçtiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de bu gerekçe yerinde değildir. Talep TMK 605/1. maddesi gereğince mirasın gerçek reddine ilişkin olmayıp TMK 605/2. maddesi gereğince terekenin borca batık olduğunun tespiti (hükmen ret) isteğine ilişkindir. TMK"nın 605/2. maddesindeki davalar
herhangi bir süreye tabi değildir. Bu itibarla tüm alacaklılara husumet yönetilerek ve tarafların gösterdiği deliller değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken talep yanlış nitelendirilerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu nedenle kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair hususların şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin yatırılan temyiz harcının istek halinde yatıran tarafa iadesine, 24.10.2016 gününde oybirliği ile karar verildi.