20. Hukuk Dairesi 2019/880 E. , 2019/2715 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, müvekkilinin ikamet ettiği kapıcı dairesinin, 11.10.2011 tarihinde yağan yağmur neticesinde kanalizasyon şebekesinden gelen suların basması sonucu zarar gördüğünü, ... 15. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2011/39 Değişik İş sayılı dosyasından zararının 4.950,00 olduğunun tespit edildiğini, zarardan davalı kat maliklerinin sorumlu olduğunu beyan ederek; olay tarihinde kat malikleri olan davalılardan 4.950,00-TL asıl alacağın ve 645,80-TL delil tespiti giderlerinin tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece; dava konusu talebin zamanaşımına uğradığı gerekçesiyle; zamanaşımı sebebiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir.
Dava; davacının kiracı olduğu kapıcı dairesini pis su basması nedeniyle oluşan maddi zararın tazmini istemine ilişkindir.
634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanununun Ek- 1. maddesindeki, "...Bu kanunun uygulanmasından doğacak her türlü anlaşmazlık sulh mahkemelerinde çözümlenir..." hükmü uyarınca Kat Mülkiyeti Kanunundan kaynaklanan maddi tazminat istemli davada görevli mahkeme sulh hukuk mahkemeleridir. Dosya içindeki bilgi ve belgelerin özellikle tapu kaydının ve yönetim planının incelenmesi neticesinde; dava konusu anataşınmazın üzerinde kat mülkiyetinin tesis edildiği ve tek parsel üzerinde kurulu olduğu, taraflar arasındaki uyuşmazlığın kat mülkiyeti kurulu anataşınmazdaki maddi tazminat isteminden kaynaklandığı anlaşılmakla; dava konusu edilen uyuşmazlıkta genel hükümlerin değil kat mülkiyetine ilişkin hükümlerin uygulanması gerekmektedir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun "...Görevin Belirlenmesi ve Niteliği..." başlıklı 1. maddesinde, mahkemelerin görevinin ancak kanunla düzenleneceği ve göreve ilişkin kuralların kamu düzeninden olduğu belirlendiğinden, bu hususun mahkemelerce yargılamanın her aşamasında kendiliğinden dikkate alınması gerekir. Bu halde, yukarıda belirtildiği üzere davanın nitelemesine göre eldeki uyuşmazlıkta sulh hukuk mahkemelerinin görevli olduğu düşünülmeden, asliye hukuk mahkemesince davanın esasına girilerek karara bağlanmış olması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına temyiz harcının istek halinde iadesine 17/04/2019 günü oy birliği ile karar verildi.