23. Hukuk Dairesi 2018/703 E. , 2020/4304 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasının bozma ilamına uyulurak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik verilen hükmün davalılar ..., ... vekilince duruşmalı, davalı ... tarafından duruşmasız olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davalılar ... ve ... vekili Avukat... ve davacı vekili Avukat... gelmiş, davalı kooperatife çıkartılan tebligatın bila ikmal iade edildiği anlaşılmakla, davalıların duruşma isteminden vazgeçmesi nedeniyle incelemenin evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya evrak üzerinde incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- KARAR -
Davacı vekili, davalı kooperatife üye olan müvekkilinin toplam 30.372,00 TL ödeme yaptığını, üye olurken kendisine verilmesi taahhüt edilen 2 no.lu dairenin teslim edilmediğini, inşaatların tamamlanma ihtimali bulunmadığını, üyelerden toplanan paraların nereye harcandığının belirsiz olduğunu, bu nedenle ödenen paralardan, kooperatif yöneticisi olan diğer davalıların da sorumlu olduklarını ileri sürerek, 30.372,00 TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalılar ... ve ... vekili, davanın kooperatif tüzel kişiliğine karşı açılması gerektiğini, müvekillerinin görev yaptığı dönemde zarar oluşmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Diğer davalılar, davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre, davalıların kooperatif yönetim kurulu üyesi oldukları dönemde inşaatlara başlandığı, iki yıllık süreçte inşaatın ancak %8 seviyesine getirildiği, bunun üzerine dava dışı arsa sahiplerince açılan dava sonucunda, sözleşme feshedilerek tapuların arsa sahiplerine iade edildiği, kooperatif defter ve belgeleri ibraz edilmediğinden üyelerden toplanan paraların nereye harcandığının tespit edilmediği, davacının kooperatife yatırdığı aidatları yerinde kullanmayan, kasıt ve ihmalleri ile kooperatifin amacının gerçekleşmesine engel olan davalı yöneticilerin 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 62. ve aynı kanunun 98. maddesi yollamasıyla, TTK’nın 336. maddesi hükümleri uyarınca, davacıya karşı şahsen ve müteselsilen sorumlu bulundukları gerekçesiyle, davanın kabulü ile 30.372,00 TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiştir.
Kararı, davalılar ... ve ... vekili ile davalı ... temyiz etmiştir.
Dava, davalı kooperatifin ortağı olan davacıya konut verilmemesi nedeniyle uğranılan zarara karşılık kooperatife ödenen bedelin tazmini istemine ilişkindir.
1163 sayılı Kooperatifler Kanunu"nun 98. maddesi yollaması ile dava tarihinden yürürlükte bulunan 6762 sayılı TTK"nın 336. maddesi uyarınca, genel olarak yönetim kurulu üyeleri kooperatif adına yapmış oldukları sözleşme ve işlerden dolayı şahsen sorumlu değildir. Aynı maddede beş bent halinde sayılan durumlar, bu genel ilkenin istisnaları olarak gösterilmiştir. Anılan istisnalardan olana 5. bent "idare meclisi azaları şirket namına gerek kanunun gerek esas mukavelelerinin kendilerine yüklediği sair vazifelerin kasden ve ihmal
neticesi olarak yapılmamasından gerek şirkete, gerek münferit pay sahiplerine ve şirket alacaklılarına karşı müteselsilen mesuldürler" hükmünü içermektedir.
Sorumluluğun söz konusu olabilmesi için de öncelikle bir zararın doğması şarttır. Zarar meydana gelmiş ise, ve zararın meydana gelmesinde yönetici ve denetçilerin kusurlarının bulunmasının isbat edilmesi halinde bu kişiler kooperatif ortaklarına ve alacaklılarına karşı müteselsilen sorumlu olurlar.
Somut olayda, davacı, davalı kooperatife 30.372,00 TL ödeme yaptığını, davalı yöneticilerin görevlerini gereği gibi yerine getirmemeleri nedeniyle inşaatların tamamlanmadığını ve kendisine taahhüt edilen konutun teslim edilmediğini ileri sürerek, kooperatife ödediği bedelin tazminini talep etmiştir. Kooperatif inşaatlarının tamamlanamadığı, %8 seviyesinde kaldığı ve dava dışı arsa sahiplerince açılan dava sonucunda arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin geriye etkili olarak feshedilmiş olması nedeniyle tamamlanma ihtimalinin de bulunmadığı anlaşılmıştır.
Davacı aynı zamanda kooperatif eski yöneticilerinden olup 06.05.2006 tarihi ile 06.05.2007 tarihleri arasında 1 yıl görev yapmıştır. Davacının kooperatife ödediği 30.372,00 TL"nin 11.672,00 TL"sini, kendisinin de yönetimi kurulu üyesi olduğu dönemde ödediği tespit edilmiştir. Kooparatif yöneticisi sıfatıyla kendi sorumluluğunda olan bu tutarın tazminini talep etmesi yerinde olmadığından, davanın 11.672,00 TL"lik kısmının reddi gerekir.
Öte yandan, mahkemece, davalıların kusurları bulunmadığına ilişkin savunmaları üzerinde yeterli inceleme ve araştırma yapılmadan hüküm kurulmuştur. Bu kapsamda, yönetici oldukları dönemde toplanan aidatların, kooperatifin amacı doğrultusunda harcanıp harcanmadığı, inşaatın geldiği seviye ile uyumlu olup olmadığı hususları araştırılmamıştır.
Bu durumda, mahkemece, kooperatif defter ve kayıtları, genel kurul kararları, bilançolar, banka defter ve kayıtları, dava dışı kooperatif tarafından yaptırılan inşaata ait harcama belgeleri celp edilip, dava dışı kooperatifin genel kurul kararlarına göre üye sayısı da dikkate alınarak toplanması gereken aidat miktarı ile dava dışı kooperatif ve arsa sahipleri arasındaki arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin fesih tarihine kadar %8"lik inşaat tamamlanma seviyesinin maliyet bedeli tespit edilerek, inşaatın seviyesine göre, davalıların yönetici odukları dönemde toplanan aidatların, inşaat yapımında kullanılıp kullanılmadığı, davalı ... yöneticilerin dava tarihinde yürürlükte bulunan TTK"nın 336/1-5. maddesi kapsamında, inşaatların tamamlanamamasında kasıt ve ihmallerinin bulunup bulunmadığı hususlarında, konusunda uzman bilirkişi kurulundan rapor alınıp, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeye dayalı yazılı şekilde hüküm kurulmasın da isabet görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalılar ... ve ... vekili ile davalı ..."ın temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davalılar yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, taraflar duruşma talebinden vazgeçtiklerinden, Yargıtay duruşma vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 15.12.2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.