Güveni kötüye kullanma suçundan sanık hakkında hükmün açıklanmasının geriye bırakılmasına karar verildiği, denetim süresinde başka bir suç işlemesi nedeniyle yeniden yargılama yapılarak geri bırakılan hükmün açıklanmak suretiyle sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü: Sanığa yüklenen "güveni kötüye kullanma" suçunun 5237 sayılı TCK"nin 155/1. maddesindeki cezanın türü ve üst sınırına göre, davanın aynı Kanun"un 66/1-e ve 67/4. maddeleri uyarınca 12 yıl olağanüstü zamanaşımı süresine tabi olduğu, 5271 sayılı CMK"nin 231/8. maddesinin son cümlesi uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasından sonra denetim süresi içerisinde dava zamanaşımının durduğu gözetilerek, suç tarihi olan 19.09.2006 tarihi ile hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının kesinleştiği 31/03/2013 tarihine kadar geçen sürede dava zamanaşımı süresinin işlediği, bu tarihten sonra ve denetim süresi içinde işlenen kasıtlı suçtan dolayı 20/06/2012 tarihinde kesinleşen mahkumiyet hükmü nedeniyle hükmün açıklandığı, böylelikle hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının kesinleştiği 31/03/2009 ila ikinci suçun işlendiği 01/11/2009 tarihi arasında dava zamanaşımının durduğu ayrıca uzlaştırma işlemleri nedeniyle 5271 sayılı CMK’nın 253/21. maddesi gereğince duran zamanaşımı süresi de dikkate alındığında, suç tarihinden inceleme tarihine kadar olağanüstü dava zamanaşımının gerçekleştiği anlaşıldığından; 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, ancak bu husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden aynı kanunun 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak kamu davasının gerçekleşen zamanaşımı nedeniyle 5271 sayılı CMK’nın 223/8. maddesi uyarınca DÜŞMESİNE, 19/06/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.