11. Hukuk Dairesi 2015/14287 E. , 2016/2903 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada..... Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 03/04/2015 tarih ve 2013/763-2015/195 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkili şirketin davalı banka nezdinde mevduat hesabı bulunduğunu, 444 07 24 nolu banka hattından aranarak, şirketin banka hesabından 16.000 TL"lik para çıkışı yapıldığı belirtilerek, bu işleme onay verilip verilmediğinin sorulduğunu, şirket yetkilisinin Cuma gününün de şirket için ödeme günü olması, havale yapılmak üzere bankaya teslim edilen para tutarı ile miktarın örtüşmesi, arayan numaranın bankaya ait bir numara olması sebebiyle durumdan şüphelenmeyerek onay verdiğini ancak sonrasında internet bankacılığı kullanılmak suretiyle dolandırıldığını öğrendiğini ileri sürerek, bu tutarın faizi ile davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili, dava konusu yapılan işlemle ilgili olarak güvenlik amaçlı davacı şirket yetkilisinin arandığını, kendisinin yapılan işleme onay verdiğini, müvekkili bankanın sisteminin herhangi bir saldırıya uğramadığını, davacının kullandığı bilgisayarların güvenli olmamasından kaynaklı 3. kişilerin davacının şifresini elde edip işlem yapmalarından kaynaklı davacının dolandırıldığını, müvekkili bankanın herhangi bir kusurunun olmadığını savunarak davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, davalı bankanın şifrelerin ele geçirilerek hesaptan para çıkması işlemlerinde gerekli önlemleri ve tedbirleri almak zorunda olduğu, bu kapsamda davalı bankanın davacı şirket temsilcisini telefonla haberdar ettiği, şirket temsilcisinin onayı üzerine havale işlemini gerçekleştirdiği, olayın oluşunda her iki tarafın müterafik kusurunun bulunduğu gerekçesi ile 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu"nun 50. maddesi gereğince davanın kısmen kabulü ile 8.000 TL"nin dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faiz ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.
1-Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davacı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2- Davalı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; dava, davacı şirketin davalı banka nezdinde bulunan hesabından internet bankacılığı yolu ile 3. kişi hesabına aktarılan bedelin iadesi istemine ilişkin olup, mahkemece yazılı gerekçe ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiş ise de, dosyada mevcut ses kayıt dökümünden, davaya konu eft işlemi sonrasında davalı banka tarafından davacı şirket yetkilisi telefonla aranarak ""...hesabınızdan para çıkışı oldu, bilginiz dahilinde mi 16.000 lira"" diye kendisine sorulduğu, davacı şirket yetkisinin ""evet"" yanıtı vererek işlemi onayladığı, bu durumda davalı bankaya kusur izafe edilemeyeceği gözetilerek, davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, hükmün temyiz eden davalı banka yararına bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin tüm temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) nolu bentte açıklanan nedenle davalı banka vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün temyiz eden davalı banka yararına BOZULMASINA, istek halinde aşağıda yazılı 107,42 TL harcın temyiz eden davacıya iadesine, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz eden davalı bankaya iadesine, 16/03/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.