1. Hukuk Dairesi 2014/21165 E. , 2017/1917 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın kısmen kabul kısmen reddine ilişkin olarak verilen karar davalı tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ...’ın raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
-KARAR-
Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı miras payı oranında tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
Davacılar, davalı ile müşterek murisleri olan ...’in maliki olduğu 260 parsel sayılı taşınmazı oğlu ...’in eşi olan davalıya muvazaalı olarak satış sureti ile devrettiğini,yapılan işlemin aslında bağış olduğunu,murisin taşınmazı satmaya ihtiyacı olmadığı gibi davalının da taşınmazı ekonomik olarak alım gücü olmadığını ileri sürerek 260 parsel sayılı hisseleri oranında adlarına tesciline karar verilmesini istemişlerdir.
Davalı davanın süresi geçtikten sonra açıldığını, tapu müdürlüğünde satışın yapıldığı gün sağlık raporunun olduğunu,dava konusu taşınmaz payının hastalığında kayınpederi olan murise bakması karşılığında kendisine verildiğini,kendisinin herhangi bir bedel ödemediğini, muris ..."e 10 yıl kadar öz babası gibi baktığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece,ortada gerçek bir satış işleminin olmadığı,satışın diğer mirasçılardan mal kaçırmak için yapıldığı gerekçesi ile davanın kısmen kabul kısmen reddine karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden;müşterek muris ...’in 07.09.2010 tarihinde öldüğü geriye mirasçı olarak davacı kızı ... ile kendisinden sonra ölen oğlu ...’in ilk evliliğinden olan çocukları ve ...’in ikinci eşi olan davalının kaldığı,260 parsel numaralı taşınmazın 3/60 hissesi muris Seydi,3/60 hissesi oğlu ... adına kayıtlı iken 28.08.2008 tarihinde söz konusu hisselerin muris Seydi ve ... tarafından davalıya devredildiği,davacılar tarafından dava dilekçesinde muris Seydi tarafından davalıya yapılan devirden bahsedilerek tapu kaydının payları oranında iptalinin istediği,mahkemece davalı adına kayıtlı olan 6/60 pay üzerinden hüküm kurulduğu anlaşılmaktadır.
Bilindiği gibi; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 190 . maddesine göre; ""İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir. Kanuni bir karineye dayanan taraf, sadece karinenin temelini oluşturan vakıaya ilişkin ispat yükü altındadır. Kanunda öngörülen istisnalar dışında, karşı taraf, kanuni karinenin aksini ispat edebilir."", TMK"nun 6. maddesine göre ise; ""Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür. "" Ayrıca; Taleple bağlılık ilkesini düzenleyen 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 26. maddesi; “Hâkim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir.(2) Hâkimin, tarafların talebiyle bağlı olmadığına ilişkin kanun hükümleri saklıdır." şeklindedir.
Somut olaya gelince; muris ...’in temlikini yaptığı 3/60 pay bakımından, dosyada yer alan tanık beyanları ve yapılan diğer araştırmalar bir arada değerlendirildiğinde satış işleminin mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olarak yapıldığı kanıtlanamadığından davanın kabulü yerinde değildir.
Yine murisin oğlu ... tarafından davalıya devredilen 3/60 pay yönünden ise; herhangi bir talep olmadığı nazara alındığında taleple bağlılık ilkesi de aşılmak suretiyle bu pay yönünden de iptale hükmedilmesi isabetli olmamıştır.
Davalının, temyiz itirazları değinilen yön itibariyle yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 13.04.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.