11. Hukuk Dairesi 2015/8365 E. , 2016/2893 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada... Asliye Hukuk Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 14/04/2015 tarih ve 2013/246-2015/213 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, şirketlerine işveren mali sorumluluk sigortası ile sigortalı bulunan dava dışı ....Şirketi"nin poliçesi kapsamında, dava dışı...."nun davalı..."in %100 kusuru sebebiyle meydana gelen kaza neticesinde vefat ettiğini, olay neticesinde sigortalısının başvurusu üzerine..."nun varislerine 25.000,00 TL tazminat ödendiğini ileri sürerek, 25.000,00 TL"nin ödeme tarihi olan 25/06/2009 tarihinden itibaren işleyecek yasal fazi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı...; kaza tarihi itibari ile ... ilinden ... iline yolcu taşıdığını, bu yolcu otobüsünün ... firması adına kayıtlı olduğunu, yolun buzlu olması sebebi ile aracın kaydığını, iki yol arasında bulunan kanala düştüğünü, kaza sebebi ile 3 kişi vefat ettiğini, kazanın oluşumunda kendisinin kusurunun olmadığını, aracın ventil diye tabir ettikleri aracı dengede tutan aletin çalışmadığını, bu nedenle aracın devrildiğini, açılan davayı kabul etmediğini, davanın reddine karar verilmesini talep ettiğini beyan etmiş; davalı 09.02.2013 tarihinde vefat etmiş, mirasçıları tarafından da miras reddedilmiştir.
Mahkemece Dairemiz bozma ilamına uyularak yapılan yargılamaya göre; poliçe genel şartlarının 1. maddesine göre, sigorta ile işverene terettüp edecek hukuki sorumluluk nedeniyle doğacak zararları teminatına aldığı, davaya konu trafik kazasında dava dışı sürücü...r"in %100 kusurlu olduğu, işverenin trafik iş kazasında sorumlu olması için kazanın oluşu ile çalıştırılan işçinin ölümü ve bedensel zarar arasında nedensellik bağının olması gerektiği, fakat olayda araç sürücüsü %100 kusurlu olduğundan bu nedensellik bağının ortadan kalkmış olduğu ve işverene terettüp edecek hukuki sorumluluk olmadığından meydana gelen vefat olayı poliçenin teminat kapsamı dışında kaldığı ve davacının teminat dışı olan bir ödeme yaptığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava, işveren mali mesuliyet sigorta poliçesi kapsamında işçinin mirasçılarına ödeme yapan davacı ... şirketinin, kazaya neden olan araç şoförüne rücusuna ilişkin olup, mahkemece, işverenin hukuki sorumluluğu olmadığı halde davacı ... şirketinin ex gratia ödeme yaptığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Ancak, mahkemece, işçinin ölümüne neden olan kazaya karışan aracın işverene ait araçlardan olmadığı gibi pazarlama işinin yapıldığı araçlardan da olmadığı, bu nedenle kazanın iş kazası sayılamayacağı gerekçesiyle davanın reddine dair verdiği 07.03.2012 tarihli karar, Dairemizin 08.07.2013 tarih 2013/8193 E. 2013/14498 K. sayılı ilamı ile 506 sayılı Kanun"un 11/A maddesi (5510 sayılı Kanunun 13/1 maddesi) uyarınca olayın iş kazası olduğu ve bunun poliçenin teminatı kapsamında bulunup bulunmadığının değerlendirilmesi gerektiği gerekçesiyle bozulmuştur.
Somut olayda, işçi, işverenin vermiş olduğu talimat ve görevlendirme yazısı ile onun otoritesi altında.... pazarlama işi yapmak amacıyla yola çıkmıştır. 4857 sayılı Kanunun 2/2. maddesi gereğince araçlar da işyeri kapsamında kabul edilmiş olup işveren, işin ifasını kendi araç ve işçisi ile yapabileceği gibi taşıma sözleşmesine bağlı olarak da yaptırabilir. Bu nedenle, Dairemizin 08.07.2013 tarihli bozma ilamında belirtildiği üzere, işçinin görev bölgesine gitmek üzere yola çıkmış olması nedeniyle meydana gelen kazanın iş kazası olduğu ve işverenin işçinin mirasçılarına karşı iş sözleşmesi gereğince sorumlu olacağının kabulü ile işverene ödeme yapan davacının işbu davada aktif dava ehliyetinin bulunduğunun kabulü gerekir. Ayrıca, davalı ..... dava devam ederken 09.02.2013 tarihinde vefat etmiş, veraset ilamında belirtilen yasal mirasçıları tarafından miras reddedilmiştir. Bu durumda en yakın mirasçılarının mirası reddetmeleri üzerine artık, mirası reddeden mirasçılara husumet yönetilemez. TMK"nun 612, 613 maddelerine göre mirasın Sulh Mahkemesi"nce iflas hükümlerine göre tasfiye edileceğinin nazara alınması gerekir. Tasfiye sonuçlandırıldığında mirası reddedilen davalının terekesi için atanacak ve yetkilendirilecek temsilcinin davaya katılımı sağlanmalıdır. (YHGK"nun 2002/15-572 Esas-2002/577 Karar ve 03.07.2002 tarihli kararı). Bu nedenle, Mahkemece mirası red durumunun Sulh Mahkemesi"ne bildirilerek, davalının terekesine tasfiye memuru ve temsilci tayininin istenmesi gerekir. (Y.11.H.D. 2015/6042 E. 2015/8196 K.; 2013/9890 E. 2013/16334 K. sayılı ilamları)
O halde, ilk bozma ilamımızda da vurgulandığı gibi murisin iş kazası sonucu öldüğü ve bu nedenle ödeme yapan davacının aktif dava ehliyeti olduğunun kabulü ile Türk Medeni Kanunu"nun 612. maddesi gereği yapıldıktan sonra, işin esasına yönelik araştırma ve inceleme yapılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi doğru olmamış, kararın temyiz eden davacı yararına bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 16/03/2016 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY YAZISI
Dava, işveren mali sorumluluk poliçesi gereğince ödeme yapan sigorta şirketinin zarar sorumlusuna rücusuna ilişkindir. Dairemizin 08.07.2013 tarih 2013/8193 E. 2013/14498 K. sayılı ilamı ile olayın iş kazası olduğu ve bunun poliçenin teminatı kapsamında bulunup bulunmadığının değerlendirilmesi gerektiğinden yerel mahkemenin davanın reddine ilişkin ilk kararı bozulmuştur. Bozmaya uyularak yapılan yargılama sırasında alınan bilirkişi raporunda da ifade edildiği üzere; işverenin sorumluluğu tehlike sorumluluğu olduğundan, her türlü özen görevini yerine getirmiş olsa dahi meydana gelen zararlardan sorumluluğu söz konusudur. Ancak, zarar iş yeri koşullarında veya işletmeye özgü tehlikelerden doğmamış, araya giren başka bir nedenle meydana gelmiş ve tehlikeyle işveren ile illiyet bağı kesilmiş ise, bu durumda işveren zarardan sorumlu tutulamaz. Somut olayda, işçi görevi nedeniyle davalıya ait araç ile seyahat ederken gerçekleşen tek taraflı trafik kazası neticesinde vefat etmiş olduğuna ve üçüncü kişinin kusuru neticesinde gerçekleşen tehlike ile işverenin sorumluluğu arasındaki illiyet bağı kesildiğine ve İşveren Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının 1. maddesi uyarınca, meydana gelen iş kazasında işverene terettüp edecek hukuki sorumluluk bulunmadığına göre, zararın poliçenin teminatı kapsamı dışında kaldığı ve davacının işbu rücu davası yönünden aktif dava ehliyeti bulunmadığı kanaatindeyim.
Açıklanan gerekçe ile aktif dava ehliyetine ilişkin olarak yerel mahkemenin değerlendirmeleri hukuka uygun ve yerinde olduğundan, sayın çoğunluk görüşüne karşıyım.