3. Hukuk Dairesi 2015/17691 E. , 2017/2297 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK (TİCARET) MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, mahkemenin yetkisizliğine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı şirket, şirket yetkilisi ..."in şirketin banka hesabından babası ..."nin hesabına 18.000,00 TL havale yapmak istediğini, internet yoluyla işlem yaptığı sırada şube kodu numarasını 776 olarak yazacakken sehven 766 olarak yazdığından paranın davalıların murisinin hesabına gönderildiğini, durumun bankaya bildirilmesine rağmen netice alamadıklarını belirterek; paranın halen bankada olması h...nde bankadan, davalılara ödenmesi h...nde davalılardan müştereken ve müteselsilen faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı ..., davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, yerleşim yeri İstanbul Mahkemelerinde açılması gerektiğini, dava konusu parayla ilgisinin olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Diğer davalılar davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece; dava tarihinde davalının yerleşim yerinin İstanbul olduğu gerekçesiyle dava dilekçesinin yetki yönünden reddine, kararın kesinleşmesi h...nde dosyanın görevli ve yetkili İstanbul Ticaret Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş, hüküm süresi içerisinde davacı tarafça temyiz edilmiştir.
1- TTK"nun 4.maddesinde, ticari davalar tanımlanmıştır. Anılan maddenin 1.fıkrasında "her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın; bu Kanunda..." sayılan davaların ticari dava olduğu öngörülmüştür.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu"nun 12. maddesinde "Bir ticari işletmeyi, kısmen de olsa, kendi adına işleten kişiye tacir denir" hükmünü içermektedir.
26/06/2012 tarihinde kabul edilen ve 30 Haziran 2012 tarihli Resmi Gazete"de yayınlanan 6335 sayılı yasanın 2.maddesinde, "6102 sayılı Kanun"un 5.maddesinin başlığı" 2. ticari davalar ve çekişmesiz yargı işlerinin görüleceği mahkemeler" şeklinde, 1.
./..
fıkrasında yer alan "davalara" ibaresi ise davalar ve ticari nitelikteki "çekişmesiz yargı işlerine" şeklinde 3.ve 4. fıkraları aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
Asliye Ticaret Mahkemesi ile Asliye Hukuk Mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisi olup, bu durumda göreve ilişkin usul hükümleri uygulanır". şeklinde düzenlenmiştir.
Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup, taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında re"sen gözetilir. Görevle ilgili hususlarda kazanılmış hak söz konusu olmaz. Mahkeme duruşma yapmadan, taraflara tebligat yapıp onları dinlemeden dosya üzerinden de görevsizlik kararı verebilir. Taraflar da yargılama bitinceye kadar görev itirazında bulunabilirler. Görev itirazı yapılmış ise veya yapılmamış olsa bile re"sen mahkeme, ilk önce görevli olup olmadığını inceleyip karara bağlamalıdır. Örneğin hem husumet hem görev itirazı varsa mahkeme öncelikle görevli olup olmadığını incelemelidir. Yine bir davada yetki ve görev itirazları birleştiği takdirde öncelikle görev meselesinin çözülmesi gerekir. Çünkü, yetkisizliğe ilişkin itirazı halledecek olan mahkeme, HUMK m.191" e göre esas davayı görmeye yetkili olan mahkemedir.
Dosyanın incelenmesinde; davacı yetkilisi tarafından babasının hesabına havale yapılması sırasında hesap numarasına ilişkin şube kodunun yanlış yazılması neticesinde paranın davalıların murisinin hesabına gönderildiğinin iddia edildiği, böylelikle davalıların tacir sıfatına haiz olmadığı ve ticari işletmesine ilişkin bulunmadığı anlaşılmaktadır. Bu doğrultuda, taraflar arasında görülen davalarda genel mahkemelerin görevli olduğu kuşkusuzdur.
O halde mahkemece, yukarıda belirtilen yasa hükümleri ve açıklamalar uyarınca davada genel mahkeme olan Asliye Hukuk Mahkemesi’nin görevli olduğu gözetilerek inceleme ve değerlendirme yapılması gerekirken,eksik inceleme ve değerlendirme ile davada Asliye Ticaret Mahkemesi sıfatıyla karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.
2-)Bozma kapsamına göre sair temyiz itirazları bu aşamada incelenmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bendde açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ikinci bendde açıklanan nedenle davacı tarafın diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına ve peşin alınan temyiz harcının istek h...nde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 01/03/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.