19. Hukuk Dairesi 2014/14307 E. , 2015/11780 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün davacılardan ....vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacılar vek.Av.... ile davalı .... vek.Av...., davalı ... vek. Av. ..."un gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-
Davacılar vekili, müvekkili şirketin Irak"a yapmış olduğu ihracat bedelini Körfez savaşı çıkması üzerine tahsil edemediğini, Yüksek Planlama Kurulu"nun (YPK), Irak"a akreditifli ödeme şekline göre yapılan ihracat ve ödeme şekline bakılmaksızın Irak Devlet kuruluşlarına yapılan ihracat bedellerinden tahsil edilemediği, Hazine ve Dış Ticaret Müsteşarlığı, (HDTM) Hazine kontrolörlerince yapılan inceleme sonucunda belirlenen alacağı karşılığında döviz kredisi kullandırılmasına karar verdiğini, bunun üzerine davalı ..."ın uygulama esaslarını belirleyen kararı yayımladığını, buna göre kredinin Irak"tan tahsilinin alacağın temliki ile davalı bankaya geçtiğini, tahsilat yapılması halinde kredi borcundan düşüleceği, tahsilat olmaz ise kredinin kapatılacağını, davacı şirketin bu amaçla 17.03.1993 tarihli genel kredi sözleşmesini imzalayıp (1.018.367.00 USD tutarlı) alacağını davalı bankaya temlik ettiğini yine kredi talep formunu imzaladığını ve taahhütnameyi verdiğini, davalı bankanın davacı şirkete hitaben yazdığı yazı ile HDTM Hazine Kontrolörlerince yapılan inceleme sonucunda, YPK kararına uygun olduğundan 1.018.367.00 USD tutarındaki ihracat alacağı karşılığında kredinin davacı şirkete kullandırıldığının bildirilmesi ve davalı banka kullandırılan kredinin teminatı olarak teminat senedi düzenlenmesini istemesi üzerine 03.12.2010 tanzim tarihli, 1.171.122,00 USD olan vadesi açık bononun diğer davacıların kefaletleriyle düzenlenerek davalıya teslim edildiğini, bu arada davalının kredi sebebine aykırı olarak kredi borçlarının ödenmesi için 6111 sayılı yasaya göre yapılandırılmasını talep ettiğini, yine davalı bankanın davacı adına Irak Rafidain Bank aracılığıyla 88.621,69 USD tahsil ettiğini ve bunu kredi borcuna mahsup ettiğini bildirdiğini, sonrasında da hesap kat ihtarını keşide ederek faizli kredi borcu tutarı olan 2.451.117,88 USD borcun ödenmesini istediğini, ancak alacağın 1993 yılında temlik edilmiş olması nedeniyle alacağın zamanı aşımına uğradığını, taraflar arasındaki genel kredi sözleşmesinin özel bir sözleşme olup, Körfez savaşı zararının azaltılması amacıyla YPK"nın kararlarına göre imzalandığını,YPK kararları gereğince bu kredinin ödenmesinin talep edilemeyeceğini, kredinin geri alınmadan karşılıksız verileceğinin kararlaştırıldığını, davacı şirketin alacağını da davalı bankaya temlik etmiş olup bu temlikle davalılara borcun ödenmesinin garanti edilmediğini, davacının davalılara ana para borcu olmadığı gibi nasıl hesaplandığı belli olmayan faiz borcu da bulunmadığını belirterek, davalılara 10.04.2012 tarihli hesap kat ihtarnamesinde bildirilen toplam 2.451.117,88 USD"den dolayı ve kredi sözleşmesinin teminatı olarak verilen 03.12.2010 tanzim tarihli , vadesi açık 1.171.122,00 USD bedelli bonodan dolayı borçlu olunmadığının tespitine, senedin iptali ile iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekilleri, davacının kullanmış olduğu kredi nedeniyle borçlu olduğunu savunarak, davanın reddini istemişlerdir.
Mahkemece,iddia savunma, bilirkişi raporu ve toplanan delillere göre, davacı ile davalı banka arasında genel kredi sözleşmesi imzalandığı, ihtarnameye konu alacağın kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacak olduğu, davacı yanca kredi sözleşmesinin teminatı olarak davaya konu bononun verildiği, 6111 sayılı Kanun"un 17/a maddesinde ve Gelir İdaresi Başkanlığınca yayınlanan tebliğde davalı banka tarafından Körfez krizi sebebiyle alacaklarını tahsil edemeyen firmalara yapılan ödemelerin kredi niteliğinde olduğunun belirtildiği, bu halde kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın sona erdiğinin kabul edilemeyeceği gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacılardan şirket vekilince temyiz edilmiştir.
1)Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı şirket vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2) Davacılar vekili dava açarken 30.956,30 TL peşin harç yatırmış, yargılama sırasında da 03.12.2013 günlü ""sayman mutemedi alındısı"" ile 65.387,45 TL tamamlama harcını yatırmıştır. Böylece davacılar vekilince yatırılmış olan harç toplamı 96.343,75 TL. olmuştur. Mahkemece yatırılan toplan harcın 96.343,75 TL olduğu gözden kaçırılarak hüküm fıkrasının (2.) maddesinde yatırılan peşin harcın 30.956,30 TL. olduğunun kabulü ile dava reddedildiğinden bu tutardan 25,20 TL maktu harcın mahsubu ile bakiyesinin davacılara iadesine karar verilmesi doğru olmayıp bozmayı gerektirmekte ise de anılan yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden kararın HUMK" nun 438/7. maddesi hükmü gereğince düzeltilerek onanması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı şirket vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, yukarıda (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle hüküm fıkrasının (2.) maddesinin (1.) satırında yer alan “...30.956,30...” rakamının hükümden çıkarılarak yerine “...96.343,75...” rakamının yazılmasına, (2.) satırında yer alan “...30.931,10...”rakamının hükümden çıkarılarak yerine “...96.318,55...” rakamının yazılmasına ve hükmün düzeltilmiş bu şekliyle onanmasına, vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunan davacı şirket yararına takdir edilen 1.100.00 TL duruşma vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacı şirkete verilmesine, peşin harcın istek halinde iadesine, 01.10.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.