17. Hukuk Dairesi 2015/12458 E. , 2018/6924 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki, trafik kazası sonucu oluşan cismani zarar nedeniyle maddi ve manevi tazminat davası üzerine yapılan yargılama sonunda, kararda yazılı nedenlerle, davanın kısmen kabulüne ilişkin verilen hüküm, davacı vekili, davalı ... Taş. Tur. Sey. Ltd. Şti. vekili ve davalı ... vekili tarafından süresi içinde temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, davalıların işleteni, sürücüsü ve trafik sigortacısı olduğu araçların yaptığı kaza sonucu yaralanan davacının hala süren tedaviye rağmen iyileşemediğini, sağ kolunu kullanamayan davacının işgöremez hale geldiğini, kazaya ilişkin olarak daha önce açılan davada alınan raporla, davacının maluliyet oranının % 34,2 olarak saptanıp 38.083,35 TL. kazanç kaybı tazminatı hesaplandığını ve bunun 7.000,00 TL"sinin hüküm altına alındığını, aradaki fark olan 31.083,35 TL"yi talep ettiklerini, anılan davada maluliyet oranı % 34,2 olarak saptanmış ise de bu oranın arttığını, bu hususun araştırılmasını talep ettiklerini, artan maluliyet oranına göre ayrıca tazminat talep haklarını saklı tuttuklarını, maluliyetin artmış olması nedeniyle manevi tazminat talep haklarının bulunduğunu belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 31.083,35 TL. maddi ve 10.000,00 TL.
manevi tazminatın kaza tarihinden işleyecek reeskont faiziyle birlikte davalılardan müteselsilen tahsilini talep etmiş; 03.10.2012 tarihli ıslah dilekçesiyle, maddi tazminat taleplerini 228.696,00 TL"ye yükseltmiştir.
Davalı ... Taş. Tur. Sey. Ltd. Şti. vekili, davacının maluliyetten kaynaklanan zararını ilk dava içinde 21.01.2003 tarihinde öğrendiğini ve bu tarihten 4 yıl sonra açılan davanın zamanaşımına uğradığını, davacının maluliyet oranına ilişkin 21.10.2002 tarihli raporu davacının kabul etmesiyle kendileri lehine kazanılmış hak oluştuğunu, araç işleteni sıfatları bulunmadığından zarardan sorumlu olmadıklarını, istenen manevi tazminatın fahiş olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı ... vekili, olaya ilişkin 2 yıllık zamanaşımı ve ceza zamanaşımı sürelerinin geçtiğini, asıl davada davacının manevi tazminat talebi hakkında karar verildiğinden davacının ikinci kez manevi tazminat isteminde bulunamayacağını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı ..., olaya ilişkin 2 yıllık zamanaşımı süresinin geçtiğini, asıl davada davacının manevi tazminat talebi hakkında karar verildiğinden davacının ikinci kez manevi tazminat isteminde bulunamayacağını, davaya konu kazada kusuru bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı ... vekili, davaya konu alacakların zamanaşımına uğradığını, istenen manevi tazminatın fahiş olduğunu ve ticari faiz isteminin yersiz olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma, yapılan yargılama ve toplanan delillere göre; davanın kısmen kabulü ile 41.403,51 TL. maddi tazminatın kaza tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müteselsilen tahsiline (davalı ... şirketi poliçe limitiyle sınırlı sorumlu olmak kaydıyla); davacının manevi tazminat isteminin kısmen kabulü ile 1.000,00 TL"nin kaza tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte sigorta şirketi dışındaki davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmiş; hüküm, davacı vekili, davalı ... Taş. Tur. Sey. Ltd. Şti. vekili ve davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Davalı ... Taş. Tur. Sey. Ltd. Şti. vekili ve davalı ... vekilinin manevi tazminata ilişkin temyiz taleplerinin incelenmesinde; 6100 sayılı HMK"nun
geçici 3/2.maddesi delaletiyle 1086 sayılı HUMK"nun 427.maddesinde öngörülen kesinlik sınırı 01.01.2015 tarihinden itibaren 2.080,00 TL’ye çıkarılmıştır.
Temyize konu kararda, davacı taraf lehine 1.000,00 TL. manevi tazminata hükmedilmiş olup karar, anılan yasanın yürürlüğünden sonra verildiğinden, manevi tazminatın kabul olunan kısmı, davalılar için kesin niteliktedir. Kesin olan kararların temyiz istemleri hakkında mahkemece bir karar verilebileceği gibi, 01.06.1990 gün 3/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca Yargıtay’ca da temyiz isteminin reddine karar verilebilir.
2-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına; davalı ... Taş. Tur. Sey. Ltd. Şti"nin kazaya karışan aracın işleteni sıfatı bulunduğunun ve bu sıfatla zarardan sorumlu olduğunun, daha önce kesinleşen kararla saptandığı da dikkate alındığında, bu davalının zarardan sorumluluğuna karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına; manevi tazminatın takdirinde TBK"nun 56. (BK"nun 47.) maddesindeki özel haller dikkate alınarak hak ve nesafet kuralları çerçevesinde hüküm kurulmuş olmasına göre; davalı ... Taş. Tur. Sey. Ltd. Şti. vekili ile davacı vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
3-Dava, trafik kazası sonucu oluşan cismani zarar nedeniyle, işgöremezlik tazminatı ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Davacı taraf, eldeki davanın tarafları arasında daha önce görülüp kesinleşen ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 2009/56 Esas- 2009/255 Karar sayılı dosyasında saptanan, ancak taleple bağlılık ilkesi gereği hüküm altına alınmayan bakiye işgöremezlik tazminatı ile birlikte, davacının maluliyet oranında meydana gelen artıştan kaynaklanan ilave işgöremezlik tazminatının tahsilini talep etmiştir. Davacının talep edebileceği tazminat miktarının saptanması bakımından alınan 10.08.2011 tarihli kök bilirkişi raporunda, davaya konu talepleri karşılar biçimde her iki zarar için de hesaplama yapıldığı halde; 12.01.2015 tarihli ek bilirkişi raporunda (mahkeme talimatı gereği), sadece artan maluliyet oranı nedeniyle zarar hesabı yapılmış ve bu rapor hükme esas alınmıştır. Mahkeme ise, davacının talebini sadece artan
maluliyet oranından kaynaklanan işgöremezlik tazminatıymış gibi değerlendirip, ilk davada saptanan maluliyet oranı ile eldeki davada saptanan maluliyet oranı arasındaki fark olan % 7,8"lik maluliyet oranına göre hesaplanan tazminatı hüküm altına almıştır.
Oysa; ifade edildiği üzere, davacının talebi, maluliyet artışından kaynaklı ilave zarar ile ilk davadaki maluliyet oranına göre hesaplandığı halde ıslah yapılmadığından hüküm altına alınmayan bakiye işgöremezlik tazminatına ilişkin olduğundan; dava konusu edilen taleplerden biri için hüküm tesis edilmeyişi mahiyetindeki, mahkeme kabul ve uygulaması doğru görülmemiş ve kararın bozulması gerekmiştir.
4-Davacı taraf, asıl davada davacının maluliyet oranının % 34,2 olarak saptandığını; ancak, bu maluliyetin arttığını iddia ederek tazminat isteminde bulunmuştur. Eldeki davada, davacının maluliyet oranının belirlenmesi bakımından alınan ... Üniversitesi Tıp Fakültesi ... Anabilim Dalı Başkanlığı"nın 22.11.2010 tarihli raporunda, davacının kaza tarihindeki yaşına ve mesleği bildirilmediği için meslek grup numarası 1 olarak (düz işçi) kabul edilmek suretiyle maluliyet oranının % 48 (bugünkü yaşına göre % 53) olarak saptandığı; itirazlar üzerine alınan, ... Kurumu 3. İhtisas Kurulu"nun 30.06.2014 tarihli raporunda ise, mesleği bildirilmediği için meslek grup numarası 1 olarak kabul edilmek suretiyle, davacının maluliyet oranının % 42 olarak saptandığı görülmektedir. Anılan bu raporlardaki maluliyet oranları arasındaki farkın fazlalığı da dikkate alındığında, maluliyet oranının tespiti için yapılan inceleme yetersizdir.
Ayrıca; asıl davada saptanan maluliyet oranının artması nedeniyle oluşan maddi zararın tazmini de istendiğine ve davalılar tarafından zamanaşımı def"i ileri sürüldüğüne göre, davacının maluliyet oranındaki artışın belirlenmesi tek başına yeterli olmayıp bu artışın gerçekleştiği tarihin de ayrıca saptanması gerektiği halde, bu hususta da herhangi bir araştırma yapılmadığı görülmektedir.
Bu durum karşısında mahkemece; davacının kaza tarihinde yaptığı işi (mesleği) belirlendikten sonra, bu mesleğine göre maluliyet oranının belirlenmesinin gerekeceği, alınan iki ayrı rapordaki maluliyet oranları arasındaki farkın azımsanmayacak miktarda olduğu, davaya konu edilen maddi zararın iki ayrı sebebe dayandığı hususları gözetilmek suretiyle; gerekli araştırmalar ile davacı mesleğinin
belirlenmesi ve eksik kalan tedavi- muayene belgelerinin toplanmasından sonra; Üniversitelerin ... Anabilim Dalı Başkanlıklarından ya da ... Genel Kurulu"ndan, dosyadaki iki ayrı rapor arasındaki çelişkileri gideren, davacının asıl davada saptanan % 34,2 oranını aşan maluliyeti olup olmadığı ve varsa bu maluliyet artışının hangi tarihte ortaya çıktığı, tıbbi belgelere göre davacı yanın bu artışı ne zaman öğrenebileceği ya da öğrenmiş sayılması gerektiği konularında, ayrıntılı, gerekçeli, denetime elverişli bir rapor alınarak yargılamaya devam edilmesi gerekirken, eksik incelemeyle hüküm tesisi hatalı olmuştur.
5-Davalı ... Taşımacılık Ltd. Şti. vekili ve davalı ... vekili tarafından, davaya cevap dilekçesinde zamanaşımı def"inin ileri sürüldüğü; yine ... Taşımacılık Ltd. Şti. vekili tarafından ıslaha karşı zamanaşımı def"i ileri sürüldüğü halde, mahkeme tarafından bu hususta hiçbir değerlendirme yapılmadığı, gerekçe de gösterilmeden, davalıların zamanaşımı savunmaları dikkate alınmaksızın karar verildiği görülmektedir.
Davaya konu kaza ve dava tarihi itibariyle yürürlükte olan 818 sayılı Borçlar Kanunu"nun 60. maddesinde, haksız fiilden doğan zararlar için 1 ve 10 yıllık zamanaşımı süresi öngörüldüğü halde, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu"nun 109/1. maddesi gereği trafik kazalarında bu zamanaşımı süresinin 2 ve 10 yıl olduğu; 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu"nun 109/2. maddesinde, haksız fiilin aynı zamanda cezayı gerektiren mahiyeti bulunması halinde uzamış ceza zamanaşımı süresi uygulanacağının düzenlendiği; zamanaşımının zarar sorumlusu ile birlikte zararın da öğrenildiği tarihten işlemeye başlayacağı; eldeki davada iki ayrı zarara ilişkin maddi tazminat isteminin bulunduğu hususları dikkate alınmak suretiyle; davacının bakiye maluliyet tazminatı talebine konu zararı ile maluliyet artışından kaynaklanan tazminat talebine konu zararların ortaya çıktığı ve davacı tarafça öğrenildiği tarihlerin ayrı ayrı belirlenmesi, bu belirlemeye göre herbir talep yönünden zamanaşımı sürelerinin ayrı ayrı tespiti; davalıların yasal sürede zamanaşımı def"ini ileri sürdüğü (davalı ... Taşımacılık Ltd. Şti"nin ayrıca ıslaha karşı zamanaşımı def"ini ileri sürdüğü) dikkate alınarak davalıların zamanaşımı savunmaları üzerinde durulması ve oluşacak sonuca göre sorumluluklarının tespiti gerekirken, eksik incelemeyle hüküm tesisi bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ : Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı ... Taş. Tur. Sey. Ltd. Şti. vekili ve davalı ... vekilinin temyiz dilekçesinin, manevi tazminata ilişkin kısım yönünden mahkeme hükmünün kesin olması nedeniyle REDDİNE; (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı ... Taş. Tur. Sey. Ltd. Şti. vekili ve davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE; hükmün, (3) ve (4) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacı yararına; (5) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı ... Taş. Tur. Sey. Ltd. Şti. ve davalı ... yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacı ile davalılar ... Taş. Tur. Sey. Ltd. Şti. ve ..."e geri verilmesine 9.7.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.