Abaküs Yazılım
4. Ceza Dairesi
Esas No: 2014/33121
Karar No: 2015/1754
Karar Tarihi: 21.01.2015

Tehdit - Yargıtay 4. Ceza Dairesi 2014/33121 Esas 2015/1754 Karar Sayılı İlamı

4. Ceza Dairesi         2014/33121 E.  ,  2015/1754 K.

    "İçtihat Metni"

    Tebliğname No : 4 - 2013/143653
    MAHKEMESİ : Aksaray 1. Asliye Ceza Mahkemesi
    TARİHİ : 26/02/2013
    NUMARASI : 2012/533 (E) ve 2013/220 (K)
    SUÇ : Tehdit

    Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
    Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
    Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.
    Ancak,
    Tehdit suçunun nitelikli hali olan silahla tehdidin kabulü için; silahın, tehdit suçunda bizzat mağdura yönelik olarak görüp hissedilebileceği ve mağdurun üzerindeki etkisini artıracak biçimde teşhiri veya kullanılmasının yanında, mağdurun evi, arabası gibi daimi kullanımında olan eşyalarında hasar, iz, emare gibi belirtiler oluşturacak ve bu suretle tehdidin mağdurun üzerinde meydana getirdiği korkunun etkisini artıracak tarzda kullanılması gerekir. Bu nedenle, mağdurun yokluğunda gerçekleşen tehdit eyleminde, salt silah teşhir edilmiş olması, suçun nitelikli halinin oluşumu için yeterli sayılamayacaktır.
    Yargılamaya konu somut olayda, sanığın, elindeki tüfek ile birlikte mağdurun evinin önüne giderek orada bulunan mağdurun kardeşine mağduru kastederek "paramı versin yoksa onu öldürürüm" diye söylediği, ancak olay anında mağdurun orada bulunmadığı anlaşılmakla sanığın TCK"nın 106/1. maddesi yerine aynı Kanunun 106/2-a maddesi uyarınca cezalandırılmasına karar verilmesi,
    Kanuna aykırı ve suça sürüklenen çocuk Ş.. A.. müdafiinin temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden tebliğnamedeki onama düşüncesinin reddiyle HÜKMÜN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 21/01/2015 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

    KARŞI OY:

    TCK"nın 106/2. maddesinde tehdit suçunun silahla işlenmesinin cezalandırılması öngörülmüştür. Bu maddeye göre failin, bir kimseyi silahla tehdit ettiğinin kabul edilebilmesi için silahtan sayılan aracın eylem sırasında kullanılması esastır.
    Tehdit eyleminin, kişinin yokluğunda, ona iletilmek üzere ya da iletileceğini bilerek eylemin işlenebileceği de kabul edilmektedir. Ancak, bir kimsenin yokluğunda tehdit edilmesi halinde, tehditin gerçekleştirilmesi sırasındaki araç ve hareket biçimi de mağdur kişiye aktarılacağından ve iletileceğinden, silahın tehdit eyleminde araç olarak kullanıldığı sırada muhatabın orada bulunmaması, suçun vasfını değiştirmeyecektir. Mağdur eylem sırasında orada faille yüzyüze bulunmasa bile, silahla öldürmeye ya da ölümle tehdide gelen kişinin, hazır bulunan üçüncü kişiye söylediği sözler ya da silahla gerçekleştirdiği davranışlar, failin hareket ve söylemleri aynen kendisine iletildiğinde, ileride gerçekleştirilmesi veya oluşması muhtemel zarara ilişkin tehlike olgusu mağdurun zihninde oluşacak ve tehdit eyleminde araç olarak kullanılan silah, mağdurda oluşacak korkuyu objektif olarak arttıracağından TCK"nın 106/2. fıkrasının da sözkonusu eyleme uygulanması gerekecektir.
    Yine, 106/2. maddede öngörülen birden fazla kişi ile tehdit eyleminde, mağduru bir kaç kişinin gelip yokluğunda ölümle ya da bir başka şekilde ağır bir zarara uğrayacağından bahisle tehdit ettiğinin eyleme muhatap olan üçüncü kişi tarafından mağdura söylenmesi durumunda, mağdur olay anında orada bulunmasa bile, birden fazla kişinin birlikte kendisinin bir zarar uğratmak için araması nedeniyle kendisinde oluşacak objektif korkunun, failler hakkında, nitelikli tehdit suçuna ilişkin hükmün uygulanması gerektireceği açıktır.
    Bunun gibi, "var olan veya var sayılan suç örgütlerinin oluşturdukları korkutucu güçten yararlanılarak" işlenen tehdit eylemlerinde de, örgüt üyelerinden birinin, bizzat mağdur ile muhatap olması değil, yokluğunda dahi olsa kendisine iletilmek üzere bırakılan mesaj veya üçüncü kişiye yapılacak iletilerin nitelikli tehdit suçunun vasfını değiştirmeyeceği ve 106/2. madde hükmünün fail ya da failler hakkında uygulanması gerektiğinin izahına gerek bulunmamaktadır.
    106/2. maddenin uygulanmasında asıl olan, silahın mevcudiyeti vasıtasıyla tehdit eyleminin yüze karşı işlenmesi değil, silah vasıtasıyla yokluğunda kullanılmış olsa bile mağdurda oluşacak korkunun kuvvetlendirilmesidir. Muhatabın olay yerinde bulunmaması, söylem ya da tehdit içeren davranışların orada bulunanlar tarafından kendisine iletilmesine engel değildir ve silahla tehdit fıkrası uygulamasının, eylemin yüze karşı gerçekleştirilmesi gerektiği gibi bir koşula bağlanmasının da yasal dayanağı bulunmamaktadır. Kişiye telefonda kendisinin tüfekle ya da tabancayla öldürüleceğinden söz edilmesi halinde silah henüz araç olarak kullanılmamış olması dolayısıyla fail 106/2. madde hükmü uyarınca cezalandırılmayacak ise de, silahla mağdurun bulunduğu yere gidilip orada bulunmaması nedeniyle yüze karşı gerçekleştirilemeyen tehdit fiilinin ve zarar verilmek üzere icraya başlanılan hareketlerin tehlikesinin ciddiyeti ve mağdurda oluşturacağı korkunun, yüze karşı işlenenden zaman zaman daha hafif nitelikte olacağında kuşku yok ise de, bu farklılık 106/ 2. fıkra hükmünün uygulanmamasını gerektirecek boyutta değildir. Belki bu durum eylemin işleniş biçimine göre cezanın teşdit ya da tahfif sebebi olarak kabul edilebilecektir.
    Bu nedenlerle mağdurun yokluğunda dahi olsa kendisine karşı gerçekleştirilmesi düşünülen saldırının ağırlığı ve ciddiyeti konusunda daha yoğun bir korku oluşturacağını düşündüğümüzden yerel mahkemenin TCK"nın 106/2. maddesinin uygulanmasına ilişkin düşüncesi yerinde olduğu kanaatiyle sayın çoğunluğun eylemin TCK"nın 106/1. maddesine uyduğuna ilişkin bozma kararına katılamıyoruz.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi