18. Hukuk Dairesi Esas No: 2013/15071 Karar No: 2014/3518 Karar Tarihi: 27.02.2014
Yargıtay 18. Hukuk Dairesi 2013/15071 Esas 2014/3518 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Dava dilekçesinde taşınmaz bedelinin tahsili için açılan ilk davada saklı tutulan bölümün faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Yargıtay kararında, dava konusu taşınmazın, genel ve düzenleyici bir işlem olan imar planıyla kamu hizmetine özgülenmesinden ve bu planda öngörülen kamulaştırma işlemlerinin zamanında yapılmamasından kaynaklandığının kabulü ile idari işlem ve eylemden doğan zarara ilişkin davanın Uyuşmazlık Mahkemesi kararı ve sonradan yapılan yasal düzenleme dikkate alınarak 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu hükümleri uyarınca idari yargı yerinde çözümlenmesi gerektiği belirtilmiştir. Bu nedenle, davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiği ifade edilmiştir. Kararda 3194 sayılı İmar Kanunu ve 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun değiştirilen Geçici 6. maddesindeki hükümler detaylı bir şekilde açıklanmıştır.
18. Hukuk Dairesi 2013/15071 E. , 2014/3518 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Bursa 4. Asliye Hukuk Mahkemesi TARİHİ : 24/06/2013 NUMARASI : 2013/607-2013/596
Dava dilekçesinde, kamulaştırmasız el atma nedenine dayalı olarak taşınmaz bedelinin tahsili için açılan ilk davada saklı tutulan bölümün faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Yapılan incelemede; asıl dava olan Bursa 2. Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 2011/584 Esas 2012/258 Karar sayılı dosyasında, davacılar tarafından dava konusu taşınmazla ilgili kamulaştırmasız el atma nedenine dayalı olarak tazminat isteminde bulunulduğu, taşınmaza fiilen el atılmadığı, imar planında park alanı olarak belirlenmesinden dolayı mülkiyet hakkının kısıtlandığı gerekçesiyle mahkemece taleple bağlı olarak 8.000 TL üzerinden taşınmaz bedelinin ödenmesine karar verildiği, fazlaya ilişkin hakların saklı tutulduğu anlaşılmıştır. Dava konusu taşınmaza fiilen el atılmadığından dolayı ilk davada saklı tutulan bedel için yapılan yargılamada; Somut olayda idarenin icra yetkisini hukuka aykırı olarak kullanması olarak nitelendirilebilecek fiili el atma durumu söz konusu olmadığına göre, uygulamada 3194 sayılı İmar Kanunu"nun ilgili maddeleri uyarınca tek yanlı idari işlemle düzenlenen imar planları ve bu planlara dayanılarak yapılan işlemlerin idari nitelik taşıdığı, söz konusu imar planlarının zamanında uygulamaya geçirilmemesi durumunun da idari eylem olarak nitelendirilmiş olup, buna benzer uyuşmazlıklarla ilgili olarak açılan davalarda, görev itirazında bulunulması ve olumlu görev uyuşmazlığı çıkması üzerine durumun Uyuşmazlık Mahkemesi tarafından değerlendirildiği ve 09.04.2012 gün 2011/238 Esas 2012/63 Karar ve 2012/41 Esas 2012/77 Karar sayılı kararlarında fiili el atmanın bulunmadığı durumlarda idari yargı yerinin görevli bulunduğuna karar verildiği anlaşılmıştır. Ayrıca 11.06.2013 tarihinde yürürlüğe giren 6487 sayılı Yasa ile 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun değiştirilen Geçici 6. maddesinin 10. fıkrasında da “Uygulama imar planlarında umumi hizmetlere ve resmî kurumlara ayrılmak suretiyle veya ilgili kanunların uygulamasıyla tasarrufu kısıtlanan taşınmazlar hakkında, 03/05/1985 tarihli ve 3194 sayılı İmar Kanununda öngörülen idari başvuru ve işlemler tamamlandıktan sonra idari yargıda dava açılabilir. Bu madde hükümleri karara bağlanmamış veya kararı kesinleşmemiş tüm davalara uygulanır.” hükmü getirilmiştir. Bu nedenlerle; dava konusu taşınmazın, genel ve düzenleyici bir işlem olan imar planıyla kamu hizmetine özgülenmesinden ve bu planda öngörülen kamulaştırma işlemlerinin zamanında yapılmamasından kaynaklandığının kabulü ile idari işlem ve eylemden doğan zarara ilişkin davanın Uyuşmazlık Mahkemesi kararı ve sonradan yapılan yasal düzenleme dikkate alınarak 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu hükümleri uyarınca idari yargı yerinde çözümlenmesi gerektiğinden 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 114/1-b ve 115/2. maddeleri uyarınca davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir. Doğru görülmemiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 27.02.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.