17. Ceza Dairesi Esas No: 2019/8850 Karar No: 2020/848 Karar Tarihi: 16.01.2020
Yargıtay 17. Ceza Dairesi 2019/8850 Esas 2020/848 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Asliye Ceza Mahkemesi, sanığın suç eşyasının satın alınması veya kabul edilmesi suçundan mahkumiyet kararı vermiştir. Ancak, Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 03/06/2014 tarihli kararına göre, sanığın eylemi hırsızlık suçunu oluşturmaktadır. Bu nedenle, mahkemenin suçunu yanlış tayin ettiği ve hükmün bozulması gerektiği belirtilmiştir. Ayrıca, 5237 sayılı TCK'nın 165. maddesi uzlaşma kapsamına alındığı için, uzlaşma işlemleri gerçekleştirildikten sonra sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesi gerektiği vurgulanmıştır. Kararda, TCK'nın 142/2-h, 116/2, 53. maddeleri referans verilerek suçun hırsızlık suçu olduğu ve hükümlerin farklı olması durumunda failin lehine olan kanunun uygulanacağına dair 7188 sayılı Kanun'un 26. maddesi ile değişen CMK'nın 254. maddesi hatırlatılmıştır. Ayrıca, sanığa 5320 sayılı Yasa'nın 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK’nın 326/son maddesinin gözetilmesi gerektiği belirtilmiştir.
17. Ceza Dairesi 2019/8850 E. , 2020/848 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Suç eşyasının satın alınması veya kabul edilmesi (Değişen suç vasfı sebebiyle hırsızlık) HÜKÜM : Mahkumiyet
Yerel mahkemece sanık hakkında suç eşyasının satın alınması veya kabul edilmesi suçundan verilen hüküm temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü: 1-İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından sanık hakkında TCK"nun 142/2-h, 116/2, 53. maddeleri uyarınca hırsızlık ve iş yeri dokunulmazlığının ihlali suçlarından cezalandırılması talebi ile 05/08/2014 tarihli iddianamenin düzenlendiği, sanık hakkında TCK"nun 165. maddesinde düzenlenen suç eşyasının satın alınması veya kabul edilmesi suçundan cezalandırılması için kamu davası açılmadığı, iddianame içeriğinde bu suçun anlatılmadığı, ayrıntıları Ceza Genel Kurulunun 06/05/2014 tarih, 2012/6-1486 Esas ve 2014/238 Karar sayılı kararında belirtildiği üzere 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 225/1. maddesinde yer alan, "Hüküm, ancak iddianamede unsurları gösterilen suça ilişkin fiil ve faili hakkında verilir." şeklindeki düzenlemeye göre, hakkında açılmış dava bulunmayan ve iddianamede anlatılış tarzına göre unsurları gösterilmeyen 5237 sayılı Kanun"un 165/1. maddesinde suç eşyasının satın alınması veya kabul edilmesi suçundan birleştirme talepli kamu davası açılması sağlanıp, bu dosya ile birleştirildikten sonra hüküm kurulması gerektiğinin gözetilmemesi, 2-Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 03/06/2014 tarih, 2013/13-203 Esas ve 2014/308 Karar sayılı kararında; “Suç tarihinde ekonomik değeri yüksek olan bir aracı kimlik bilgilerini ve açık adresini bilmediği arkadaşı "..." lakaplı ... isimli kişiden emanet aldığını söylemesi, aşamalarda aracı emanet aldığı bu kişinin ismini kısmen değiştirerek ifade etmesi, soruşturma ve kovuşturma makamlarının ısrarına rağmen aracı emanet aldığını iddia ettiği kişiye ait kimlik ve adres bilgileri vermekten kaçınması ve sabıkalı geçmişi de dikkate alındığında hırsızlık suçlamasıyla muhatap olan sanığın sadece hayali bir isim zikretmekle suçlamadan kurtulmayacağını bilecek yaşam ve adli tecrübeye sahip olması ve gerçekte var olan bir kişiden aracı emanet alması durumunda suçlamadan kurtulmaya yönelik olarak aracı emanet aldığını söylediği kişinin bulunması için daha etkin bir çaba göstermesi gerektiği hususları birlikte değerlendirildiğinde, sanığın eyleminin suç eşyasının satın alınması veya kabul edilmesi suçunu değil, hırsızlık suçunu oluşturduğunun kabulünde zorunluluk bulunmaktadır.” şeklindeki açıklamalar ışığında, sanığın suça konu bilgisayarla yakalanış şekli, suça konu bilgisayarı satın aldığı kişi ya da yere ilişkin bir bilgi vermediği, satın aldığına ilişkin bir faturada sunmadığı ve aşamalarda çelişkili beyanlarda bulunduğunun anlaşılması karşısında; suç vasfının tayininde hataya düşülerek sanığın eyleminin hırsızlık suçunu oluşturmasına rağmen, yazılı şekilde 5237 sayılı TCK"nın 165. maddesinde düzenlenen suç eşyasının satın alnması veya kabul edilmesi suçundan karar verilmesi, Kabule göre de; 3-Hükümden sonra 24/10/2019 tarihinde 30928 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 7188 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 26. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK"nın 253. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendine eklenen alt bentler arasında yer alan ve 5237 sayılı TCK"nın 165. maddesinde tanımı yapılan suç eşyasının satın alınması veya kabul edilmesi suçunun uzlaşma kapsamına alındığının anlaşılması karşısında; 5237 sayılı TCK"nın 7/2. maddesi uyarınca; ""Suçun işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanun ile sonradan yürürlüğe giren kanunların hükümleri farklı ise, failin lehine olan kanun uygulanır ve infaz olunur."" hükmü de gözetilerek 7188 sayılı Kanun"un 26. maddesi ile değişik CMK"nın 254. maddesi uyarınca aynı Kanun"un 253. maddesinde belirtilen esas ve usûle göre uzlaştırma işlemleri yerine getirildikten sonra sonucuna göre sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması, Bozmayı gerektirmiş, sanık ...’un temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenlerle tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA, aleyhe temyiz bulunmadığından yeniden hüküm kurulurken sanık hakkında 5320 sayılı Yasa"nın 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK’nın 326/son maddesinin gözetilmesine, 16.01.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.