11. Ceza Dairesi 2017/5123 E. , 2017/7902 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Özel belgede sahtecilik
HÜKÜM : Mahkumiyet
Yapılan duruşmaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre sanığın yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Sanık hakkında katılan adına abonelik sözleşmeleri imzalayarak ....firmasından ........ nolu telefon hatları aldığı, .... firmasına başvurup elektrik aboneliği sözleşmesi yaptığı iddiası ile açılan kamu davasında;
Sahte olarak telefon aboneliği sözleşmesi düzenlemek fiilin 5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanununda suç olarak düzenlendiği ve bu suçun zincirleme şekilde işlenebileceği sahte elektrik aboneliği sözleşmesi fiilinin ise 5237 sayılı TCK nın 207/1 maddesinde suç olarak düzenlendiği ve bu suçunda zincirleme şekilde işlenebileceği; bu iki suç arasında zincirleme suç hükümlerinin uygulanmasının mümkün olmadığı dikkate alınarak;
1-Sanığın katılan adına sahte iki adet sözleşme imzalayarak GSM hatları alması fiilinin, hükümden önce 19.02.2014 tarih ve 28918 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak aynı gün yürürlüğe giren 6518 sayılı Kanunu 104 ve 105. maddeleri ile değişik 5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanununun 63. maddesinin 10. fıkrası ile yaptırıma bağlanan aynı Kanunun 56. maddesinin 2. fıkrasındaki "Gerçeğe aykırı evrak düzenlemek veya değiştirmek suretiyle kişinin bilgi ve rızası dışında tesis edilmiş olan abonelikler kullanılamaz" hükümleri ve TCK"nın 7. maddesi gereğince sanığın eyleminin yeniden değerlendirilmesi ve özel hüküm niteliğinde bulunan, lehe olan 5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanununun 56. maddesindeki düzenleme de gözetilerek, sanığa ön ödeme önerisinde bulunulmasından sonra sonucuna göre hukuki durumunun değerlendirilmesi,
2-Her iki suç yönünden; UYAP sistemi üzerinde yapılan araştırmada, sanık hakkında benzer nitelikteki fiilleri nedeniyle kamu davaları bulunduğu, anlaşılmakla; Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 22.04.2014 gün, 2013/11-397 E., 2014/202 K. sayılı kararında da belirtildiği üzere, 765 sayılı TCK ile 5237 sayılı TCK"nın “Kamu güvenine karşı suçlar” bölümünde düzenlenen ve belgenin gerçeğe aykırı olarak düzenlenmesi ile kamu güveninin sarsıldığı kabul edilerek suç sayılıp yaptırıma bağlanan sahtecilik suçlarının hukuki konusunun kamu güveni olduğu, suçun işlenmesi ile kamu güveninin sarsılması dışında, bir veya birden fazla kişi de haksızlığa uğrayıp, suçtan zarar görmesi halinde dahi, suçun mağdurunun toplumu oluşturan bireylerin tamamının, diğer bir ifadeyle kamunun olduğuna dair kabulünün etkilenmeyeceği, eylemin belirli bir kişinin zararına olarak işlenmesi halinde bu kişinin mağdur değil, suçtan zarar gören olacağının kabulü gerekeceği de gözetilerek açıklanan ilkeler doğrultusunda sanıkların fiillerinin her biri yenilenen kastla işlenmiş ayrı suçları mı, yoksa bir suç işleme kararının yerine getirilmesi amacıyla kanunun aynı hükmünü, kısa zaman aralıkları içerisinde, birkaç kez ihlal etmek suretiyle zincirleme tek suçu mu oluşturduğunun değerlendirilmesi açısından, bu dosya ile benzer nitelikteki, UYAP ortamından belgede sahtecilik ve 5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanununa muhalefet suçlarından tespit edilebilecek derdest davaların olanak bulunması halinde birleştirilmesi, birleştirme imkanı yoksa ilgili dosyaların celp edilerek geldikleri son durum itibarıyla özetlerinin duruşma tutanağına geçirilmesi, bu davayı ilgilendiren delillerin onaylı birer suretinin dosyaya intikalinin sağlanması, sanığın eylemlerine uyan özel belgede sahtecilik ve 5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanununa aykırılık suçlarının bağımsız ve kendi içinde zincirleme suç oluşturabileceği dikkate alınarak, toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilip zincirleme suç hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağının tartışılması gerekirken, eksik araştırma ile tek suçtan hüküm kurulması,
3-Kabule göre de; 5237 sayılı TCK"nın 53. maddesine ilişkin uygulamanın Anayasa Mahkemesinin 08/10/2015 tarih ve 2014/140 Esas, 2015/85 Karar sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebeplerden dolayı, 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, sanığın sonuç ceza yönünden kazanılmış hakkının saklı tutulmasına,16.11.2017 tarihinde oybirliği ile karar verildi.