16. Hukuk Dairesi 2015/14492 E. , 2017/6199 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sonucu ... Köyü çalışma alanında bulunan 151 ada 7 ve 8 parsel sayılı 23,90 ve 17,77 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle 7 sayılı parsel davalı ..., 8 sayılı parsel davalı ... adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacı ..., çekişmeli taşınmazların köyün umumi yolu olduğu iddiasıyla taşınmazların tapu kayıtlarının iptali, yine davalı ...’in 151 ada 4 parsel sayılı taşınmazın üzerindeki evine açtığı pencerelerinin komşuluk hukukunu ihlal ettiği iddiasıyla müdahalesinin men"i istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine, karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, dava konusu 151 ada 7 ve 8 parsel sayılı taşınmazların öncesinin boşluk olduğu ancak boş olan bu kısmın ne kadarının yol alarak kullandığı, ne kadarının taraflara ait olduğu tanık beyanları ile netleştirilemediği, davada ispat yükü davacı tarafta olup davanın ispat edilemediği; davalı ..."in 4 parseldeki evinden açmış olduğu pencerenin 18.05.2015 tarihli fen bilirkişi raporunda tespit edildiği üzere komşu taşınmaz sınırlarının tecavüzünün olmadığı, ayrıca komşuluk hukukuna da aykırılık teşkil etmediği gerekçesiyle pencerenin kapatılması talebinin de reddine karar verilmiş ise de yapılan araştırma, inceleme ve uygulama hüküm için yeterli değildir. Keşifte dinlenilen yerel bilirkişi ve taraf tanıklarının bir kısmı dava konusu 151 ada 7 ve 8 parsel sayılı taşınmazların bulunduğu yerin öncesinde geniş bir yol olduğunu, bir kısmı, geniş bir boşluk olduğunu ancak yol olup olmadığını bilmediklerini, bir kısmı ise sadece yaya yolu olduğunu beyan etmiş, mahkemece beyanlar arasındaki çelişki giderilmemiş, taşınmazların öncesinin yol olarak kullanılan bölüme dahil olup olmadığı şüpheden uzak şekilde tespit edilmemiştir. Öte yandan davalı ..."in kendi taşınmazı üzerinde bulunan evine açtığı pencerenin ne zaman açıldığı araştırılmadan, pencerenin davacıya zararının olup olmadığı, komşuluk hukukunu ihlal edip etmediğine dair hiç bir bilgi ve kanaat içermeyen yetersiz bilirkişi raporuna itibar edilerek karar verilmesi de isabetsizdir. Eksik incelemeye dayalı olarak karar verilmez. O halde doğru sonuca ulaşılabilmesi için, mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişiler, aynı yönteme göre tespit edilecek taraf tanıkları ve fen bilirkişinin yanında men"i müdahale talebi yönünden tarafların iddia ve savunmalarına göre, en uygun ihtisas grubu ve meslek erbabından seçilecek bilirkişiler huzuruyla yeniden keşif yapılmalı, yapılacak olan keşifte yerel bilirkişi ve tanıklardan dava konusu taşınmazların geçmişte ne durumda bulunduğu, kim tarafından ne zamandan beri ne suretle kullanıldığı, öncesinin umuma ait ya da özel yol olarak kullanılıp kullanılmadığı, ne sebeple parsel numarası verilerek tescil edildikleri maddi olaylara dayalı olarak sorulmak suretiyle kesin olarak belirlenmeli, bilirkişi ve tanık beyanları arasında çelişki olduğu takdirde yüzleştirme yapılmak suretiyle çelişki giderilmeli; pencere nedeniyle davacının zararının olup olmadığı, olmuş ise nelerden ibaret olduğu ve ne şekilde giderilebileceğine dair bilirkişiden çözüm alternatifleri de içerir rapor alınmalı, bu hususta mahkeme gözlemi tutanağa geçirilmeli, davalının kendi taşınmazına yaptığı yapının salt ruhsatsız olduğu, imara aykırı bulunduğu ileri sürülüp, TMK’nın 737. maddesi uyarınca yıkım ve eski hale getirme istenemeyeceği göz önünde bulundurulmalı, somut olayın özelliği, komşu taşınmazların yerleri, nitelikleri, konumları, kullanma amaçları göz önünde tutularak, normal bir insanın hoşgörü ve tahammül sınırlarını aşan bir elatmanın bulunup bulunmadığı tespit edilmeli, davalılardan ..."in 12.08.2015 tarihli davayı yargılama sırasında kabul ettiğine dair dilekçesi de dikkate alınarak bir karar verilmelidir. Eksik incelemeyle yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, davacı vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edene iadesine, 06.10.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.