Abaküs Yazılım
12. Ceza Dairesi
Esas No: 2016/4866
Karar No: 2018/3351
Karar Tarihi: 22.03.2018

Taksirle Yaralama - Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2016/4866 Esas 2018/3351 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Sanık, taksirle yaralama suçundan asliye ceza mahkemesinde yargılanmış ve beraat etmiştir. Mağdurun gözünde oluşan yaralanma sonucu sanığın görev yaptığı hastaneye başvurulmuş, tanık doktor tarafından sadece pansuman yapılmıştır. Daha sonra mağdurun gözünde delik, yırtık ve katarakt oluşmuş ve ameliyatlar yapılmıştır. Yüksek Sağlık Şurası raporunda mağdurun yaralanmasının ilk muayenede fark edilmemesinin prognozun ağır olmasının tek nedeni olmayabileceği belirtilmiştir. Mahkeme, Adli Tıp Kurumu'ndan rapor alınmadan sanığın beraatına karar verilmesinin hatalı olduğunu belirterek kararı bozmuştur. Kararda, 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesine atıfta bulunulmuştur.
12. Ceza Dairesi         2016/4866 E.  ,  2018/3351 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
    Suç : Taksirle Yaralama
    Hüküm : Beraat


    Taksirle yaralama suçundan sanığın beraatine ilişkin hüküm, katılan ... ve katılanlar vekili tarafından temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü:
    Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, incelenen dosya kapsamına göre, katılan ... ve katılanlar vekilinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine; ancak;
    Mağdur ..."nın kardeşi ile oynadığı sırada kazaen gözünden yaralanması üzerine katılan ..."nın oğlunu Çorlu Devlet Hastanesine götürerek muayene ettirdiği, Acil Servis bölümünde bulunan tanık doktor ... "ın Göz Doktoru olmaması sebebiyle sadece pansuman yaptığı gözde sıyrık şikayeti ile gelindiğini ve tespitine göre de gözde sıyrık şeklinde yaralanma olduğunu beyan ettiği, uzman doktorun çağrılmadığı, ertesi günü mağdurun annesi olan ve tanık olarak dinlenen ..."nın sanığın görev yaptığı hastanenin göz servisine oğlunu getirdiği ve sanık tarafından muayene ve teşhis konulduğu, katılanların 4-5 gün sanığın verdiği ilaçları kullandıkları, ancak mağdurun gözlerinin beyazlamaya başlaması üzerine İstanbul Dünya Göz Hastanesine götürdükleri, burada yapılan muayenesinde mağdurun gözünde delik, yırtık ve katarakt oluştuğu ve acil ameliyata alınması gerektiği şeklinde bilgi verildiği, aynı gün oğlunu emin olmak için İstanbul Cerrahpaşa Tıp Fakültesine götürdüğü ve burada da aynı teşhisin konulduğu, mağdurun aynı gün ameliyata alındığı, takip eden günlerde 3 ameliyat daha geçirdiği ancak yapılan müdahalelere rağmen mağdurun görme yetisini yitirdiği somut olayda; Yüksek Sağlık Şurasının 16-17 Şubat 2012 tarihli toplantı raporunda, mağdurun skleral penetran yaralanmasının fark edilmediği, yara dudaklarının iyi apoze olduğu ve uveal dokunun prolabe olmadığı küçük skleral penetran yaralanmalar konjuktiva ile kapalı olduğu durumlarda fark edilmeyebileceği, hastanın çocuk olması nedeni ile daha sonraki bir süreçte gözünü korumaması çarpması veya oğuşturması sonrasında tam katı olmayan kesi tam kat hale dönüşmüş olabileceği, hastanın kontrole gelmemiş olması, daha sonra gelişmiş olabilecek farklı bir durumun fark edilmesine de imkan vermediği, kapal skleral penetrasyon için yapılmış olan tedavi ve takibi tıbbi açısından doğru olduğu, sklerai penetran yaralanmalann zamanında fark edilip onarılmış olduğu durumlarda bile daha sonra gelişebilen proliferatif vitreoretinopati nedeni ile prognozları ağır olabildiği olguda, prognozun ağır olmasının tek nedeninin ilk muayenede fark edilmeyip gecikmiş olmasına bağlanmaması gerektiğinin belirtildiği; Yüksek Sağlık Şurası raporunda çocuğun gözünün iyi korunup korunmadığının, ilk tedavinin iyi yapılıp yapılmadığının tartışılmadığı anlaşılmakla somut olayı tam karşılamaması nedeniyle, Adli Tıp Kurumu"ndan rapor alınarak sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerektiği gözetilmeden eksik inceleme ve hatalı değerlendirme sonucu yazılı şekilde sanığın beraatine karar verilmesi,
    Kanuna aykırı olup, katılan ... ve katılanlar vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi gereğince isteme uygun olarak BOZULMASINA, 22/03/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi