İtirazla İlgili Mahkeme Kararı: a).... Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : Resmi belgede sahtecilik

İtiraz yazısı ila dava dosyası incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
I- KONUYLA İLGİLİ BİLGİLER :
İki ayrı resmi belgede sahtecilik suçundan sanık hakkında, Bolvadin Asliye Ceza Mahkemesi"nce yapılan yargılama sonucu 15/12/2011 tarihinde 2010/337 esas ve 2011/317 karar sayı ile sanığın iki kez mahkûmiyetine karar verilmiş, hükümler sanık ve müdafii tarafından temyiz edilmiş; Mahkemece sanık ve müdafiinin temyiz taleplerinin süre yönünden reddine karar verilmiştir.
Ret kararının sanık ve müdafii tarafından temyiz edilmesi üzerine ise Dairemizce 03/04/2013 tarihinde 2013/5881 esas ve 2013/5584 karar sayı ile ret kararı onanmıştır.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"nca, Dairemizin bu kararına itiraz edilmiştir.

II-İTİRAZ NEDENLERİ:
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itiraz yazısında; “.... .... Polis Kriminal Laboratuvarının 18/06/2014 gün ve 02035 sayılı ekspertiz raporuna ve gerekse Adli Tıp Kurumu Başkanlığı Fizik İhtisas Dairesinin 22/01/2015 gün ve 312 sayılı raporuna göre; 26/01/2012 tarihli tebligattaki .... adına atfen atılan imzanın tebligat yapılan ...."a ait olup olmadığı yönünde şüpheli bir durum vardır ve bu şüpheli durum nedeniyle yapılan tebligatın usulüne uygun olmadığı, bu nedenle sanık ..."ın 29/03/2012 tarihle temyiz isteminin süresinde olduğu, Bolvadin Asliye Ceza Mahkemesinin 06/04/2012 gün ve 2010/337 Esas, 2011/317 karar sayılı temyiz isteminin reddine dair ek kararın onanmasına dair Yüksek Yargıtay 11. Ceza Dairesinin 03/04/2013 gün ve 2013/5881 Esas, 2013/5584 karar sayılı onama kararının itirazen kaldırılması ve hükmün esastan incelenmesi gerektiği düşünülmektedir.
Esas yönünden ise;
Sanık ..."m .... sayılı plaka ve bu plakaya uyarlanmış sahte ruhsatla kullanarak üzerine atılı resmi belgede sahtecilik suçundan iki defa cezalandırılmasına karar verilmiş ise de; suça konu belgelerin aynı anda ele geçirilmesi ve farklı tarihlerde düzenlendiklerine dair bir tespitin bulunmaması ile aynı anda birden fazla sahte belgenin ele geçmesi nedeniyle, sanık hakkında tek bir resmi belgede sahtecilik suçundan hüküm kurulması gerektiği, ancak birden çok sahte belgenin düzenlenmesi/kullanılması olgusunun 5237 sayılı TCK"nın 61. maddesi uyarınca temel cezanın belirlenmesi sırasında nazara alınabileceği gözetilmeden, yazılı şekilde iki ayrı resmi belgede sahtecilik suçundan hüküm kurularak fazla ceza tayini edildiği anlaşılmakla, hükmün bu sebepten bozulması gerektiği düşünülmektedir." şeklindeki gerekçeyle, temyizin süresinde kabul edilerek dairemizin onama kararının kaldırılması ve hükmün esastan bozulmasına karar verilmesi istenmiştir.
III- İTİRAZIN VE KONUNUN İRDELENMESİ:
Sanığa gönderilen ve Tebligat Kanunun 21/1. maddesine göre düzenlenen 26.01.2012 tebliğ tarihli tebligat parçası üzerindeki, teslim alan kişi ....’a ait imzanın, ....Polis Kriminal Laboratuarı’nın 18/06/2014 tarih ve 02035 ile Adli Tıp Kurumu Başkanlığı Fizik İhtisas Dairesi’nin 22/01/2015 tarih ve 312 sayılı raporları uyarınca .... eli ürünü olup olmadığının tespit edilememiş olması karşısında; sanığa yapılan tebliğ işlemi usulsüz olduğundan, belirtilen duruma göre Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"nın ek kararın onanmasına yönelik itirazı yerindedir.
IV-KARAR: Açıklanan nedenlerle;
A)Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığımın İTİRAZININ KABULÜNE,
B)Dairemizin 03/04/2013 tarih ve 2013/5881 Esas, 2013/5584 Karar sayılı ONAMA KARARININ KALDIRILMASINA,
C)Sanık hakkında resmi belgede sahtecilik suçundan kurulan mahkumiyet hükmünün incelenmesi:
Sanığa gönderilen ve Tebligat Kanunun 21/1. maddesine göre düzenlenen 26.01.2012 tebliğ tarihli tebligat parçası üzerindeki, teslim alan kişi ....’a ait imzanın, .... Polis Kriminal Laboratuvarı"nın 18/06/2014 tarih ve 02035 ile Adli Tıp Kurumu Başkanlığı Fizik İhtisas Dairesi’nin 22/01/2015 tarih ve 312 sayılı raporları uyarınca .... eli ürünü olup olmadığının tespit edilememiş olması karşısında; sanığa yapılan tebliğ işlemi usulsüz olduğundan 29.03.2012 tarihli temyiz talebinin reddine ilişkin 06.04.2012 tarih ve 2010/337 sayılı ek kararın kaldırılmasına karar verilip, sanığın temyiz başvurusunun süresinde olduğu kabul edilerek yapılan temyiz itirazlarının incelenmesinde;
1-Belgelerde sahtecilik suçlarında aldatma yeteneğinin bulunup bulunmadığının takdir ve değerlendirme yetkisi hakime ait olduğu cihetle, sahte olduğu iddia edilen suça konu motorlu araç trafik ve tescil belgeleri getirtilip incelenmek suretiyle, özelliklerinin duruşma tutanağına yazılması ve yasal unsurları taşıyıp taşımadığı ve aldatma niteliğinin bulunup bulunmadığı yöntemince tartışılarak suça konu plaka ve motorlu araç trafik ve tescil belge asıllarının denetime olanak verecek şekilde dosya arasında bulundurulması gerekirken eksik inceleme ile mahkumiyet hükmü verilmesi,
2-Kabule göre;
a)Ele geçirilen suça konu belgelerin değişik zamanlarda düzenlendiğine dair bir tespitin bulunmaması nedeniyle, aynı anda birden fazla sahte belgenin kullanılması halinde, sanık hakkında tek bir resmi belgede sahtecilik suçundan hüküm kurulması gerektiği, ancak birden çok sahte belgenin düzenlenmesi/kullanılması olgusunun 5237 sayılı TCK"nın 61. maddesi uyarınca temel cezanın belirlenmesi sırasında nazara alınabileceği gözetilmeden, plaka ve motorlu araç trafik ve tescil belgeleri nedeniyle resmi belgede sahtecilik suçundan iki kez mahkumiyet hükmü kurulması,
b)5237 sayılı TCK’nın 53. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendinde yer alan haklardan sanığın sadece kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri yönünden koşullu salıverilme tarihine kadar uygulanması gerektiğinin gözetilmemesinin Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarih ve 2014/140 Esas-2015/85 Karar sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık ve müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin bu sebeplerden dolayı 6723 sayılı yasa ile değişik 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nm 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA; aleyhte temyiz olmadığından sonuç ceza miktarı itibarıyla kazanılmış hakkın saklı tutulmasına, 16.11.2017 tarihinde oybirliği ile karar verildi.