3. Hukuk Dairesi 2017/2325 E. , 2017/2257 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki kira bedelinin tesbiti davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili dava dilekçesi ile; dava konusu kargir depo arsa vasıflı taşınmazın 198/2400 payının müvekkiline ait olduğunu, taşınmazın otomobil, servis ve bakım atölyesi olarak kullanıldığını, müvekkiline 2014 yılında hissesi için her ay 2.300 TL net kira bedeli ödendiğini, müvekkilinin 01/01/2015 tarihinden itibaren aylık kira bedelinin net 3,300 TL"ye yükseltilmesi için davalı şirkete Karşıyaka 6. Noterliğinin 02/12/2014 tarih ve 19525 yevmiye no ile ihtarname keşide ettiğini, davalı şirket bu ihtarname kendisine tebliğ edilmesine rağmen kira bedelini artırmadığını belirterek 01/01/2015 tarihinden itibaren aylık kira bedelinin net 3,300 TL"ye yükseltilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı cevap dilekçesinde dava konusu taşınmazla ilgili olarak dava tarihi itibariyle aylık 2.300 TL kira ödendiğini, taraflar arasındaki kira ilişkisinin 2012 yılının Nisan ayında başladığını, ilk kira ödemesinin 2 Nisan 2012 tarihinde gerçekleştiğini, davanın zamanında açılmadığını, yasada belirtilen süre içinde gönderilen bir ihtarname bulunmadığını, 01/01/2015 tarihinden itibaren kira bedeli talep edilmesinin mümkün olmadığını ayrıca taraflar arasındaki kira ilişkisinin başlangıcından itibaren en az beş yıllık sürenin geçmiş olması gerektiğini, söz konusu davanın da yasada belirtilen beş yıllık sürenin dolmadan açıldığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davacının noter kanalı ile gönderdiği ihtarnamede yeni kira döneminin başlangıç tarihini 01/01/2015 olarak belirttiği, bu durumda TBK"nun 345/2.maddesinde öngörülen süre şartının bu dava bakımından gerçekleşmediği, diğer yandan TBK 344/3.maddesine göre kira bedelinin günün koşulları ve hakkaniyete göre belirlenebilmesi için kira sözleşmesinin başından itibaren 5 yıllık dönemlerin geçmesi gerektiği ancak davacının kira sözleşmesinin ne zaman yapıldığı ve 5 yıllık sürenin geçip geçmediği hususunda herhangi bir delil ibraz etmediği, davalının beyanına göre de söz konusu 5 yıllık sürenin dolmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Taraflar arasındaki kira sözleşmesi yazılı değildir. Davacı kira başlangıcını ispat edememiştir. Kira sözleşmesinin başlangıcının davalının beyanına göre 02.04.2012 tarihi olduğu kabul edildiğinde gönderilen ihtarnamenin tebliğ tarihi itibariyle 02.04.2015 tarihinde başlayan dönem için kira bedelinin tesbiti talep edilebilir.
6217 Sayılı Yasa"nın geçici 2.maddesinde değişiklik yapan 6353 Sayılı Yasa"nın 53.maddesine göre; kiracının Türk Ticaret Kanunun"da tacir olarak sayılan kişiler ile özel hukuk ve kamu hukuku tüzel kişileri olduğu işyeri kiralarında 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanun"unun 323, 325, 331, 340, 343, 344, 346 ve 354"ncü maddelerinin 01.07.2012 tarihinden itibaren 8 yıl süreyle uygulanamayacağı belirlenmiştir. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu"nun 344/3. maddesinde taraflarca bu konuda bir anlaşma yapılıp yapılamadığına bakılmaksızın, beş yıldan uzun süreli veya beş yıldan sonra yenilenen kira sözleşmelerinde ve bundan sonraki her beş yılın sonunda, yeni kira yılında uygulanacak kira bedeli, hakim tarafından üretici fiyat endeksindeki artış oranı, kiralananın durumu, ve emsal kira bedelleri göz önünde tutularak hakkaniyete uygun biçimde belirleneceği düzenlenmiş ise de bu madde yukarıda açıklandığı üzere tacirler için ertelenmiştir. Bu durumda mahkemece davalı kiracının tacir olduğu dikkate alınarak, TBK"nın 344/3. maddesinin 01.07.2012 tarihinden itibaren 8 yıl süre ile uygulanamayacağı gözetilip, önceki uygulama ve içtihatlar gereğince aylık kira bedelinin tespitine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile davanın reddine karar verilmesi doğru değildir.
Hüküm bu nedenle bozulmalıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK"nun 428.maddesi gereğince davacı yararına BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nun 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 01.03.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.