16. Hukuk Dairesi 2018/2792 E. , 2021/1850 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
KANUN YOLU : TEMYİZ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Yargıtay Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen bozma ilamında özetle; "Mahkemece yapılan araştırma ve incelemenin hüküm kurmak için yeterli olmadığı belirtilerek, mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişilerle; aynı yönteme göre tespit edilecek taraf tanıkları ve jeolog bilirkişinin katılımıyla yeniden keşif yapılması, taşınmazın başında yapılacak keşif sırasında dinlenecek yerel bilirkişi, tespit bilirkişileri ve taraf tanıklarından, zilyetliğin sürdürülüşü ile ilgili olarak, taşınmazın geçmişte ne durumda bulunduğu, kime ait olduğu, kimden nasıl intikal ettiği, kim tarafından ne zamandan beri ne suretle kullanıldığı, taşınmazın devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olması halinde imar-ihyaya konu edilip edilmediği, imar-ihyaya konu edilmiş ise ihyanın hangi tarihte başlayıp ne zaman bitirildiği hususlarının etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılması; jeolog bilirkişiden, taşınmazın dere yatağı olup olmadığı ya da dereden kazanılıp kazanılmadığı ile ilgili bilimsel ve teknik verilere dayalı taşınmazın sınırlarını gösterir tüm yönlerden çekilmiş fotoğrafların ekli olduğu rapor alınması; bilirkişi ve tanık sözlerinin komşu parsel tutanak ve dayanaklarıyla denetlenmesi, dava konusu taşınmazın farklı bir bölümünün Konya 1. Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 2007/512 Esas sayılı dava dosyasında da davalı olduğu bildirildiğinden teknik bilirkişiye, bu dava dosyasında dava konusu edilen taşınmaz ile eldeki davanın konusu taşınmazı bir arada gösterir, keşfi takibe ve denetlemeye imkan verir kroki düzenlettirilmesi ve bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi" gereğine değinilmiştir. Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, çekişmeli 363 ada 1 parsel sayılı taşınmazın 09.11.2017 tarihli fen bilirkişisi raporuna ekli krokide (B) harfi ile gösterilen 3.417,24 metrekarelik kısmının tapu kaydının iptali ile davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, çekişmeli taşınmaz bölümünün uzun bir zaman diliminde akarsuyun yığarak oluşturduğu tarıma elverişli alüvyoner depozitlerden meydana geldiği ve davacı lehine mülk edinme koşulları oluştuğu kabul edilmek suretiyle, davanın kabulüne dair yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de, yapılan değerlendirme ve varılan sonuç dosya kapsamına uygun düşmemektedir. Şöyle ki, dava konusu taşınmaz bölümünün içerisinde bulunduğu taşınmazın dava dışı bölümüne yönelik olarak Ali Bildircin ve Nebi Bildircin tarafından Hazine aleyhine açılan dava, "Çekişmeli taşınmazın Çarşamba Çayı aktif dere yatağı ve taşkın sahasında kaldığı, devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğu belirtilerek zilyetlik yolu ile kazanılamayacağı" gerekçesiyle reddedilerek, Yargıtay 8. Hukuk Dairesi’nin 04.07.2013 tarih 2012/79 Esas ve 2012/269 Karar sayılı ilamı ile onanarak kesinleşmiş olup sözü edilen ilam, davacı ... davanın tarafı olmadığından onun yönünden kesin hüküm niteliğinde bulunmamakta ise de, güçlü delil oluşturacağı kuşkusuzdur. Her ne kadar jeolog bilirkişisi raporunda, çekişmeli taşınmazın tarıma elverişli alüvyoner depozitlerden oluştuğu tespit edilmiş ise de, anılan raporun değerlendirmeler bölümünde çekişmeli taşınmazında bulunduğu Çarşamba Çayı’nın taşkın ve sel hattı oluşturduğu ifade edilmiş olup, Yargıtay denetiminden geçerek kesinleşen yukarıda anılan Asliye Hukuk Mahkemesinin kararında yapılan tespit ve varılan sonuçta da, çekişmeli taşınmazın aktif dere yatağı ve taşkın sahasında kaldığı belirlenmiş olduğuna göre Mahkemece, dava konusu taşınmaz bölümünün aktif dere yatağı ve taşkın sahasında kaldığı, devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğu ve davacı lehine zilyetlik yoluyla iktisap koşulların oluşmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi gerekirken, dosya kapsamına uygun olmayan gerekçelerle kabul kararı verilmesi isabetsiz olup, davalı Hazine vekilinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden kabulü ile usul ve yasaya aykırı bulunan hükmün BOZULMASINA, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 01.03.2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.