Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/2436
Karar No: 2016/2466

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2015/2436 Esas 2016/2466 Karar Sayılı İlamı

20. Hukuk Dairesi         2015/2436 E.  ,  2016/2466 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar vekili ve davalı ... vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
    K A R A R
    Yörede 2008 yılında yapılan kadastro sırasında... ili, ... 108 ada 70 parsel sayılı 7563,75 m² yüzölçümündeki taşınmaz, revizyona tâbi tutulan tapu kaydı nedeniyle davacılar adlarına tespit edilmiştir.
    Davacılar vekili 25.10.2013 tarihli dava dilekçesinde, Orman Yönetiminin, Kadastro Mahkemesinin 2008/29 E. - 2010/144 K. sayılı ilâmı ile tespite dayanak tapu kayıtlarının iptal edilerek taşınmazın orman olarak ... adına tesciline karar verildiğini, tescil ilâmı ile oluşan tapu kayıtlarının hükmen iptali nedeniyle mülkiyet haklarının ihlal edildiğini ileri sürerek, şimdilik 10.000.-TL alacağın, ilâmın kesinleştiği tarihten itibaren yürütülecek yasal faizi ile birlikte davalı Hazineden tahsili ile davacılara hisseleri oranında ödenmesini talep ve dava etmiştir. Keşiften sonra belirlenen değere göre de taleplerini, harçlandırmak suretiyle 168.871,84.-TL arttırarak ıslah etmişlerdir.
    Mahkemece davanın kabulüne; 10.000.-TL alacağın, ilâmın kesinleştiği 26/01/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacılara verilmesine, ıslah talebinin de kabulü ile kalan 158.871,84.-TL alacağın davalıdan tahsili ile davacılara verilmesine karar verilmiş; hüküm, davalı ... vekili ile davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava, tapu kaydının hükmen iptali nedeniyle Medenî Kanunun 1007. maddesine göre açılan tazminat istemine ilişkindir.
    Dava, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 146. maddesinde belirlenen 10 yıllık dava zamanaşımı suresi içinde açılmıştır.
    Kadastro Mahkemesinin 2008/29 E. - 2010/144 K. sayılı dosyasının incelenmesinde, çekişmeli 108 ada 70 parsel sayılı taşınmazın öncesinin resmî belgelerde orman kabul edilmesi nedeniyle tespitin iptal edilerek taşınmazın, orman vasfıyla ... adına tescil edildiği, hükmün Yargıtay denetiminden geçerek 26.01.2012 tarihinde kesinleştiği anlaşılmaktadır.
    Davacı vekili temyiz dilekçesinde, davayı, keşifte belirlenen 178.871,84.-TL değer üzerinden 168.871,84.-TL daha ilavesiyle harcını yatırmak suretiyle ıslah ettiğini, ancak, mahkemenin ıslah yönünden 158.871,84.-TL"yi hüküm altına aldığını belirterek, maddi hataya dayalı hüküm fıkrasının düzeltilerek onanmasını talep etmiştir.
    Davalı ... vekili ise temyizinde, çekişmeli taşınmazın öncesinin orman olması nedeniyle tapu kaydının yolsuz tescil niteliğinde olduğunu, Hazinenin somut olayda bir kusuru bulunmadığını ve taşınmazın değerinin fazla hesaplandığını ileri sürerek re"sen de saptanacak nedenlerle kararın bozulmasını istemiştir.
    4721 sayılı TMK"nın 1007. maddesinde "Tapu sicilinin tutulmasından doğan bütün zararlardan Devlet sorumludur. Devlet zararın doğmasında kusuru bulunan görevlilere rücû eder." hükmü yer almakta olup, bu düzenlemeye göre devletin sorumluluğu resmî sicile güvenden doğan kusursuz sorumluluktur. Sicile güvenden doğan kusursuz sorumluluk, tapu siciline bağlı çıkarların ve aynî hakların yanlış tescili sonucu değişmesi ya da yitirilmesi ile bu
    haklardan yoksun kalınması temeline dayanır. Çünkü, sicillerin doğru tutulmasını üstlenen ve taahhüt eden Devlet, gerçeğe aykırı ve dayanaksız kayıtlardan doğan zararları da ödemekle yükümlüdür. Devletin buradaki sorumluluğu kusursuz sorumluluk olup, ..., kusursuz olduğu savunmasında bulunamaz. Kusur, sadece devletin ilgili kamu görevlisine rücu etmesi halinde gündeme gelebilecektir.
    6098 sayılı Borçlar Kanununun 49. ve devamı maddesinde düzenlenen haksız fiilden kaynaklanan tazmini sorumluluk, haksız fiilin gerçekleştiği tarihte doğar ve zamanaşımı süresi başlar. 4721 sayılı TMK"nın 1007. maddesinde düzenlenen objektif (kusursuz) sorumluluk halinin varlığının kabulünde; tapu sicilinin tutulmasından doğan bütün zararların karşılanması amacını güden Devletin tazmini sorumluğu ise mülkiyetin el değiştirdiği veya mülkiyetin elden çıktığı ve benzeri biçimlerde mülkiyet hakkına müdahalenin gerçekleştiği, diğer bir anlatımla, bir yerin kamu malı niteliğinde orman veya mera, yaylak, kışlak olması, kıyı kenar çizgisi içerisinde kumluk alanda kalması nedeniyle tapu kaydını iptal eden mahkeme kararının kesinleştiği tarihte başlar. Bu durumda, taşınmazın makul ve gerçek değerinin saptanmasında dava tarihi değil, mülkiyet hakkına müdahalenin gerçekleştiği ve zararın doğduğu tarih esas alınmalıdır.
    Mülkiyet hakkının tamamen elden çıkması ya da içinin boşaltılmış olması nedeniyle hükmedilecek tazminatın, taşınmazın yukarıda izah edilen değerlendirme tarihindeki değerinin 2942 sayılı Kanunun 11. maddesine göre belirlenmesi gerekmektedir. Anılan maddenin 11/1-(f) ve (g) bentlerine göre, arazilerde, taşınmaz mal veya kaynağın kamulaştırma (Değerlendirme) tarihindeki mevkii ve şartlarına göre ve olduğu gibi kullanılması halinde getireceği net geliri, arsalarda ise kamulaştırma (Değerlendirme) gününden önceki özel amacı olmayan emsal satışlara göre belirlenecek satış değeri üzerinden belirleneceği açıklanmaktadır. O halde, taşınmazın tazminata esas değeri saptanırken, niteliğinin arsa mı yoksa tarla mı olduğunun belirlenmesi ve buna göre değer tespiti yapılması gerekmektedir.
    Somut olayda, devlet kusursuz sorumlu olduğuna ve taşınmazın değeri niteliği dikkate alınarak saptandığına göre davalı ...nin sair temyiz itirazları yerinde değildir.
    Ne var ki, zararın, yukarıda açıklanan değerlendirme tarihi esas alınarak belirlenmesi gerekir. Buna göre, somut olayda değerlendirme tarihi, mülkiyet hakkının mahkeme kararıyla kesinleştiği 26.01.2012 tarihidir. Mahkemece, çekişmeli taşınmazın değerinin bu tarih esas alınarak tespit ettirilmesi gerekirken, yanılgıya düşülerek davanın açıldığı tarih esas alınmak suretiyle değerin tespit edilmiş olması usûl ve kanuna aykırıdır.
    Kabule göre de, davacının, 10.000.-TL üzerinden fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak dava açtığı ve daha sonra taşınmazın değerinin 178.871,84.-TL olduğunun rapor edilmesi üzerine, ıslah dilekçesiyle dava dilekçesindeki değeri 168.871.-TL artırdığı halde, kararda sehven 158.871.-TL üzerinden hüküm tesis edilmesi de doğru olmamıştır.
    Açıklanan hususlar gözetilmeksizin, eksik inceleme ve bilirkişinin yetersiz raporuna dayanılarak yazılı biçimde hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırıdır.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı vekilinin ve davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 29/02/2016 günü oy birliği ile karar verildi.





    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi