
Esas No: 2015/17038
Karar No: 2017/6175
Karar Tarihi: 06.10.2017
Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2015/17038 Esas 2017/6175 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : KADASTRO
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sonucu ... Köyü çalışma alanında bulunan temyize konu 152 ada 78 parsel sayılı 107.447,29 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olması nedeniyle ham toprak vasfıyla Hazine adına tespit edilmiştir. Davacı ..., tapu kaydı, irsen intikal ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak dava açmıştır. Yargılama sırasında ...., kendisinin de taşınmazda hak sahibi olduğu iddiasıyla davaya katılmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulüne, temyize konu 152 ada 78 parsel sayılı taşınmazın bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen bölümünün ifrazı ile adanın son parsel numarası verilerek 1/2 bölümünün ..., 1/2 bölümünün ... adına tapuya tesciline, kalan bölümün aynı ada ve parsel numarası ile tespit gibi Hazine adına tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine temsilcisi tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı ..., temyize konu 152 ada 78 parsel sayılı taşınmazın murislerinden intikalen seferberlikten beri zilyetliklerinde olduğunu, ayrıca bu yere ilişkin Nisan 289 Y. tarih, 193 sıra numaralı tapu kaydının bulunduğunu belirterek dava konusu yerin tespitinin iptali ile adına tescilini talep etmiştir. Yargılama sırasında ..., dava konusu taşınmazda kendisinin de hakkı olduğunu belirterek davaya katılmıştır. Mahkemece, davacı dayanağı Nisan 289 tarih, 193 sıra numaralı tapu kaydının davacının gösterdiği temyize konu 152 ada 78 parsel sayılı taşınmaz içerisindeki dava konusu yeri kapsadığı gerekçesi ile yazılı olduğu şekilde karar verilmiş ise de, yapılan inceleme ve araştırma hüküm kurmaya elverişli bulunmamaktadır. Mahkemece, dayanak tapu kaydının miktarı olarak belirtilen 60 kiyah-ı bağın yerel ölçüye göre kaç metrekareye denk geldiği araştırılmamıştır. Ayrıca kayıt maliki .... bin ... ile davacı ve müdahil arasındaki bağ kurulamamıştır. Her ne kadar mahalli bilirkişi tapu malikinin, davacı ve müdahilin dedeleri olduğunu belirtmiş ise de, dedelerinin nüfus kaydında görünen ismi ile tapu malikinin ismi örtüşmemektedir. O halde, doğru sonuca varılabilmesi için; öncelikle dayanak tapu kaydının başka parsellere revizyon görüp görmediği araştırılmalı, tapu miktarının yerel ölçüye göre kaç metrekareye denk geldiği yöntemince araştırılarak tespit edilmeli, ayrıca kayıt maliki ile davacı ve müdahil arasındaki ırsi veya akti bağ tereddüde mahal vermeyecek şekilde kanıtlanmalı, bundan sonra tapunun dava konusu taşınmaza uyduğu ve belirtilen diğer hususlar kanıtlandığı taktirde hudutları, “...”, “...”, “...” ve “... (...)” olan tapu kaydının değişebilir sınırlı olduğu, dolayısıyla 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 20/1C maddesi gereğince miktarına itibar edilmesi gerektiği göz önünde bulundurularak sonucuna göre karar verilmelidir. Mahkemece belirtilen hususlar yerine getirilmeden eksik inceleme ve araştırma ile hüküm kurulması isabetsiz olup, davalı Hazine temsilcisinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün BOZULMASINA, 06.10.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.