Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2015/17030 Esas 2017/6174 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
16. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/17030
Karar No: 2017/6174
Karar Tarihi: 06.10.2017

Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2015/17030 Esas 2017/6174 Karar Sayılı İlamı

16. Hukuk Dairesi         2015/17030 E.  ,  2017/6174 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    DAVA TÜRÜ : MUHDESAT ŞERHİNİN DÜZELTİLMESİ

    Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
    Kadastro sonucu ... Mahallesi çalışma alanında bulunan 109 ada 4 parsel sayılı 454 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz tapu kaydı nedeniyle ... adına, beyanlar hanesinde; "(A) harfi ile gösterilen kargir evin ..., (B) harfi ile gösterilen kargir evin ...’e ait olduğu" şerhi verilmek suretiyle tespit ve tescil edilmiş, sonrasında kayden ... mirasçıları adına intikal etmiştir. Davacı ..., taşınmazın beyanlar hanesinde (B) harfi ile gösterilen evin 2 katlı olduğu ve 2. katın da kendisine ait olduğu iddiasıyla beyanlar hanesindeki şerhin düzeltilmesi istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı ... tarafından temyiz edilmiştir.
    Mahkemece özetle, davanın muhdesat aidiyetinin tespiti işlemine ilişkin olduğu, dava konusu taşınmaza yönelik olarak açılmış ortaklığın giderilmesi ve kamulaştırma davası bulunmadığı, davacının bu davayı açmakta hukuki yaranın olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de, karar gerekçesi dosya kapsamına uygun düşmemektedir. Dava, kadastro öncesi hukuki nedene dayanılarak açılmış olduğuna göre davacının hukuki yararının bulunması için ortaklığın giderilmesi veya kamulaştırma davası açılmış olmasına gerek bulunmamaktadır. Ne var ki; dava konusu 109 ada 4 parsel sayılı taşınmazın kadastro tutanağı 06.11.1986 tarihinde kesinleşmiş, dava 13.05.2014 tarihinde açılmıştır. Dolayısıyla 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 12/3. maddesi gereğince öngörülen on yıllık hak düşürücü süre geçmiştir. Mahkemece bu gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmiş olması isabetsiz olup, bu hususun düzeltilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden hükmün 1. fıkrasındaki "Davacının açmış olduğu davanın reddine" ifadesinin çıkartılarak yerine "3402 sayılı Yasa’nın 12/3. maddesi gereğince hak düşürücü sürenin geçmiş olması nedeniyle davanın reddine" ifadesi yazılarak hükmün ve hüküm gerekçesinin bu şekilde DÜZELTİLEREK ONANMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edene iadesine, 06.10.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.





    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.